Her ne kadar ilk derece mahkemesi belirtilen gerekçe ile hüküm kurmuş ise de, gerek kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçmişe etkili feshi, gerekse sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin terkini davaları nispi harca tabi davalardır. Davacı, dava açarken toplam değerini 80.000,00 TL olarak göstermiş, bunun 70.000,00 TL'sinin tazminat davası olduğu, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti veya geçmişe etkili feshi ile şerhin terkini istemine ilişkin dava değerinin 10.000,00 TL olduğu anlaşılmaktadır....
Davalılar arasında yapılan -----.Noterliği'nin 26/03/2018 tarihli ve----- yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi, Hasılat Paylaşım Esaslı İnşaat Sözleşmesi, Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin düzenlendiği, davalılar arasındaki bu sözleşmeye istinaden davalı ----- Adi Ortaklığı tarafından ise davacı ile arasında-----Noterliği'nin 18/02/2021 tarihli ve -----yevmiye numaralı Düzenleme Şeklindeki Satış Vaadi Sözleşmesinin yapıldığı, davacı tarafça taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapu kütüğüne şerhinin talep edildiği,Somut olayda taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde düzenlendiği, TMK 1009. Maddesi'nin "Arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerh edilebilir." şeklinde olduğu, Tapu Kanunu 26....
Davaya dayanak satış vaadi sözleşmesi ile de davalılar Yaşar, İsmet, Gülcan, Fatma ve ... (satış vaadi borçluları), davacı ...’a (satış vaadi alacaklısına) dava konusu 704 ve 705 parsellerde miras hak ve hisselerinin tamamını 500.000.000 TL’ye satmıştır. Menderes Sulh Hukuk Mahkemesinin 2000/429 E. - 421 K. sayılı veraset ilamına göre davacı ve davalıların Hasan ...’ın mirasçıları oldukları görülmektedir. Başka bir deyişle gerek satış vaadi borçluları davalılar, gerekse de davacı taşınmazın elbirliği ortaklarından olup, davacının tereke dışında üçüncü bir kişi olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunduğundan, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....
Elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülmediği sürece paydaşlardan bir veya birkaçının yaptığı satış vaadi sözleşmesinin bu aşamada ifa olanağı yoktur. Bu kapsamda mirasçı olmayan davacıların bu dönüştürmeyi talep etme hakkı da bulunmadığından davacı tarafa bu doğrultuda yetki ve süre verilmeyerek yukarıda değinilen gerekçeler ile davaya konu taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunduğundan söz edilemeyeceğinden davacı tarafın tapu iptali ve tescil ile tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7 .Hukuk Dairesi'nin 01/11/2018 tarihli 2018/736 Esas 2018/1704 Karar ve 28/11/2019 tarihli 2019/1871 Esas 2019/1926 Karar sayılı ilamları)." şeklindeki gerekçe ile "Davanın reddine" karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-davalı vekili tarafından, davalı-davacı aleyhine 23.10.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinin iptali, 02.05.2007 tarihli birleşen davada davalı-davacı vekili tarafından satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine dair verilen 31.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl dava hile nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin iptali, birleştirilen dava ise satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ..., davalı ...'ın eşi ...'...
San Tic Ltd Şti tarafından yapılan feshin geçersizliğinin TESPİTİ ile davacının bu şirkete ait işyerinde İŞE İADESİNE , sözlerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 09/11/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi....
Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; zilyetlik devir sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 13. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 03.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İnceleme konusu karar, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti ve işçinin işe iadesine ilişkin olup belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 9. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 10.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
İnceleme konusu karar, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti ve işçinin işe iadesine ilişkin olup belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 9. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 10.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
İnceleme konusu karar, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti ve işçinin işe iadesine ilişkin olup belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 9. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 10.10.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....