WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nama ifaya izin davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı arsa sahipleri vekili, müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında ....03.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, sözleşme gereğince inşaatın ruhsatın alınmasından itibaren ... ay içerisinde tamamlanması gerektiğini, binada eksik ve ayıplı işler olduğu gibi iskân ruhsatının da alınmadığını ileri sürerek, eksikliklerin tesbiti, davalıya aidiyeti iskân alınması koşuluna bağlanan ... nolu dairenin satışı ile yüklenici borçlarının ödenmesi, iskân alınması için nama ifaya izin verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı yüklenici vekili, eksik ve ayıplı işler bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşyerinin yoğunluğu ve iş şartlarının izin verdiği zamanda işçinin başvurusu ile kullanılabilecek yıllık izin verilmesi yolunda davacının bir talebi olmadığını, davacının iş akdini kendi iradesi ile haklı nedene dayanmaksızın feshettiğini, tüm yıllık ücretli izinlerini kullanan davacıya iş akdinin sona ermesi ile muaccel hale gelen 1.465,20 TL izin ücretinin ödendiğini beyanla davanın reddini talep etmişlerdir. İlk Derece Mahkemesinin Kararı ; ''..Konu hakkında emsal kararlar incelendiğinde “işçi tarafından kullanılmayan izin süresi fesihle birlikte alacağa dönüştüğünden ödenmeyen yıllık izin ücret alacağının bulunması davacıya haklı fesih imkanı tanımaz" şeklinde kanaate varıldığı dosyanında bu nitelik arz ettiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında tartışmalı olan husus davacının 1. Yıl dışında yıllık ücretli izin hakkını kullanmadığı yolundaki iddiasından kaynaklanmaktadır....

    Dosya içeriğinden,davacının yıllık izin alacağı talebi yönünden 11/10/2019 tarihli celsede tefrik kararı verildiği anlaşılmakla birlikte yıllık izin alacağına yönelik yeni bir dava açılıp açılmadığı ve bu dava ile birleştirme kararı verilip verilmediği açıklanmaksızın tefrik edilen talep yönünden iş bu dava dosyasında hüküm kurulmuş olması isabetli değildir. Mahkemece yapılacak iş ;Daha önce tefrik kararı verilen yıllık izin ücreti alacağı talebi ile ilgili olarak bu talep hakkında tefrik edilen dava dosyasında verilen kararın ne olduğu ve kesinleşip kesinleşmediği tespit edilerek ve yıllık izin alacağı talebi ile ilgili olarak yeni bir dava açılıp iş bu dava dosyası birleşme kararı verilip verilmediği açıklanarak daha önce tefrik kararı verilen davacının yıllık izin ücreti alacağı talebi hakkında yeniden yapılacak değerlendirme ile karar verilmelidir....

    < Dava, davacının kiracı bulunduğu mülkiyeti belediyeye ait dükkanın kamulaştırma karşılığı olarak bir başka kişiye verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmış, idare mahkemesince 2577 sayılı Yasanın 2.maddesinde iptal davalarının idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaati ihlal edilenler tarafından açılabileceğinin kurala bağlandığı, belediyenin kendi mülkiyetinde bulunan bir taşınmazı üçüncü kişiye kamulaştırma karşılığı olarak vermesine ilişkin, işleme karşı, taşınmazda aynı hak sahibi olmayan, kiracı sıfatını taşıyan davacının idari yargı yerinde dava açma olanağı sağlayan herhangi bir bağı, haklı ve geçerli bir nedeni olmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2019/642 Esas KARAR NO: 2022/671 DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ: 08/08/2019 Birleşen Dava ------ dosyasında DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 23/06/2021 KARAR TARİHİ : 05/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- ------parsellere ilişkin olarak ---- olduğunu, müvekkil şirket, dava dışı -----birlikte kurmuş olduğu ----- olarak, yukarıda anılan--- Davalı Şirketten devir alınması hususunda anlaştıklarını, taraflar arasındaki devir müzakereleri sonucu geniş bir alanda yer alan ve çok büyük bir kentsel dönüşüm inşası olacak proje kapsamında ------ Müvekkil Şirkete devri, --- sözleşmelerinin Müvekkil Şirkete devri, ------- nolu parselin Müvekkil ------ tapu devrinin yapılmaları hususunda mutabakata varıldığını, müvekkil şirket...

        Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366. maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. Dosya içeriğine göre, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilen ve temyize konu edilen davaya konu taşınmazın değeri dava dilekçesinde 4.000,00 TL olarak gösterilip, yargılama aşamasında ayrıca değer belirlenmediğine göre Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 72.070,00 TL’nin altında kalmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 14/09/2022 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....

          İfaya eklenen ceza koşulu, özellikle borcun geç ifa edilmesi hâlinde uygulanır ve uygulamada en çok rastlanan ceza koşulu türüdür. 29. Ceza koşulunun amacı da onun ifaya eklenen nitelikte olup olmadığının tespitinde önemli rol oynayabilir. 30. Borçlunun borca aykırı davranışı hâlinde alacaklının ifaya ek olarak talep ettiği alacak bir ceza koşulu alacağı ise, zarar koşulunu gerektirmez. Alacaklı borçlunun borca aykırı davranışı nedeniyle zarara uğramasa dahi kararlaştırılan ceza koşulunu talep edebilir. 31. İfaya ekli cezai şartın istenebilmesi için sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olmadıkça gecikmiş ifanın çekincesiz olarak kabul edilmemesi gerekir. Aksi hâlde cezai şartı isteme hakkı düşer....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/456 Esas, 2005/220 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davalıları...tarafından yüklenici şirkete karşı 23.09.2003 tarihinde taraflar arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenicinin üzerine düşen edimleri yerine getirmediği, inşaatın öngörülen sürede bitirilemediği, mevcut durumun tespit edilerek giderleri karşı tarafa ait olmak üzere nama ifaya ve alacakların tahsili amacıyla yükleniciye düşen bağımsız bölümlerin satışına izin verilmesi talep edilmiş, mahkemece davanın kabulü ile eksik işlerin tamamlanması için nama ifaya izin verilmesine ve 7, 9 ve 12 no'lu bağımsız bölümlerin davacı tarafça satışına izin verilmesine karar verilmiş, karar 02.10.2007 tarihinde kesinleşmiştir. ......

              Davalı Trenkwalder şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle;Bu davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamaz olduğunu, davacı yanın kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yıllık izin ücreti genel tatil ücreti talepli olarak müvekkili şirket aleyhine ikame etmiş olduğu iş bu davayı dava dilekçesinde açıkça belirttiği üzere belirsiz alacak davası olarak açmış olduğunu, dava konusu yapılan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, yılık izin ücreti, genel tatil ücreti, davacı tarafından çalışma süresi en son aldığı ücret kıdemine göre hak kazandığı yıllık izin süresi v.b. gibi hususların bilindiği/bilinmesi gerektiği hususları göz önüne alındığında belirsiz alacak olmadığını, dava konusu alacakların gerçekte belirli alacak olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri nedeniyle iş bu davanın öncelikle hukuki yarar yokluğundan reddi gerekmekte olduğunu, 6552 sayılı iş kanunu ile bazı kurum ve Kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapılması...

              s.3 15.H.D. 2011/448 2011/3251 ruhsatının yenilenmesinin ve iskân izni alınmasının mümkün olup olmadığının araştırılması, inşaatın kaçak olması ve iskân ruhsatı alınmasının mümkün olmadığının anlaşılması halinde nama ifaya izin isteminde bulunulamayacağının gözetilmesi, yasal inşaat olması ya da yasal hale getirilmesi durumunda eksik ve kusurlu işlerin neler olduğunun teker teker saptanması ve saptanan bu işlerin giderim bedelleriyle, oturma izninin (iskân izni) alınması için gerekli masrafların sorulup tespit edilmesi, böylece inşaatın "anahtar teslimi" şeklinde tamamlanması için gerekli tüm giderlerin avans olarak belirlenmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu