WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi K A R A R - Dava, yapının mimari projesinde değişiklik yapılmak üzere nama ifaya izin verilmesi istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın çözümünde 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 2, 4, 16 ve 76. maddelerinin uygulanması gerektiğinden kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, 18.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yanlar arasında imzalanan 20.02.2007 tarihli sözleşmede taraflardan birinin belirlenen vadede edimini yerine getirmemesi halinde 10.000,00 TL bedel ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu hükmü BK’nın 158/II. maddesinde düzenlenen ifaya ekli ceza niteliğindedir. İfaya ekli cezanın istenebilmesi için eserin teslim edilmemiş ya da ihtirazî kayıtla teslim alınmış olması gereklidir....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yanlar arasında imzalanan 20.02.2007 tarihli sözleşmede taraflardan birinin belirlenen vadede edimini yerine getirmemesi halinde 10.000,00 TL bedel ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu hükmü BK’nın 158/II. maddesinde düzenlenen ifaya ekli ceza niteliğindedir. İfaya ekli cezanın istenebilmesi için eserin teslim edilmemiş ya da ihtirazî kayıtla teslim alınmış olması gereklidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki nama ifaya izin verilmesi ve tazminat davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı-karşı davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı vekili Av.... ve davalı-karşı davacı vekili Av. ...'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Asıl davada, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre yükleniciye devri gereken bağımsız bölüm tapularının devri için satış yetkisi verilmesi ve yükleniciye kalması gereken bağımsız bölümün arsa malikince satılması nedeniyle tazminat istenmiştir. Karşı davada ise, eksik ve kusurlu ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tirebolu Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 27/09/2013 NUMARASI : 2012/281-2013/411 Taraflar arasındaki eksik ifaya dayalı alacak ve kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, eksik ifaya dayalı alacak ve kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumetten reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

            Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükme yönelik; Davalı vekili; davacının kendi isteğiyle istifa dilekçesiyle iş akdini sona erdirdiğini bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını yıllık izin haklarını kullandığına dair belgelerin özlük dosyasında mevcut olduğunu, hafta tatili ve UBGT alacağı yönünden herhangi bir alacak söz konusu olmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; İş sözleşmesinden kaynaklanan kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsili talebine ilişkindir....

            Davalı vekili davacının belirsiz alacak davası açarak en yüksek mevduat faizi istemesinin mümkün olmadığını, kısmi dava da açamayacağını ileri sürmüştür. HMK 107. maddesinin gerekçesine göre, belirsiz alacak davasının, kısmen eda davası ile birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkan dahilindedir. O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir. Dava konusu talebin davalı kayıtları ve hesaplamaya dayalı olması nedeni ile belirsiz alacak davasına konu edilebileceği, gibi kısmi davaya da konu edilebileceği, somut durumda mahkemece yıllık izin alacağına yasal faiz işletilmesinin hüküm altına alındığı anlaşılarak davalı vekilinin bu noktalara temas eden istinaf sebebi yerinde görülmemiştir....

            Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle ; davanın belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, yerel mahkemece karşı tarafça itiraz edilmeyen tutanakları ve tutanak tanıklarının beyanlarının dikkate alınmaksızın aleyhe hüküm tesis etmiş olmasının hukuka aykırı olduğunu, iddia edildiği gibi fazla mesai yapacak şekilde bir çalışma yapılmasının söz konusu olmadığını, UBGT günlerinde kesinlikle çalışma olmadığını, davacının çalışmış olduğu döneme ilişkin yıllık izinlerinin kullandırıldığını, herhangi bir alacağı bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; İş sözleşmesinden kaynaklanan kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsili talebine ilişkindir....

            Davalı vekili dava konusu alacakların belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini ileri sürmüştür. HMK 107. maddesinin gerekçesine göre, belirsiz alacak davasının, kısmen eda davası ile birlikte külli tespit davası olarak da açılabilmesi imkan dahilindedir. O halde belirsiz alacak davasında bir miktarın tahsili yanında, kalan tutarın tespiti istenebilecek ve yargılama sırasında belirlendiğinde kalan miktar da talep edilebilecektir. Dava konusu taleplerin davalı kayıtları ve hesaplamaya dayalı olması nedeni ile belirsiz alacak davasına konu edilebileceği anlaşıldığından, davalı vekilinin belirsiz alacak davası açılamayacağı yönündeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili uzun süre çalışan işçinin yıllık iznini kullanmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu ileri sürmüştür....

            İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılmıştır. Davalı şirkette sondaj kısmında çalışan davacı, 5.9.2017 tarihinde maaşlarının ödenmediği, yurtdışı harcırahları ve fazla mesai ücretlerinin ödenmediği gerekçesiyle iş akdini feshetmiş, kıdem tazminatı, izin, ücret, ile diğer alacakları için dava açmıştır. Mahkemece, Kıdem, izin ve ücret alacakları yönünden belirsiz açılamayacağı gerekçesiyle usulden, diğere alacaklar yönünden esastan davanın reddine karar verilmiştir. 1- Kıdem tazminatı yönünden: Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır....

            UYAP Entegrasyonu