Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Dosya içerisindeki belgelerin incelenmesinde; somut olayda davalı belediye başkanlığının kazaya karışan aracın maliki olduğu, diğer davalının aracın sürücüsü olduğu, davacının araçta yolcu olduğu esnada gerçekleşen kaza sonucu vefat ettiği, mirasçıların tazminat talebinde bulunduğu, davacılar murisi ile işleten arasında ticari nitelikte bir taşıma ilişkisi mevcut olmadığı görülmüştür....
Zira maddi tazminat davalarında sigortalının kazanç kaybının hesaplanmasında davacının kendi kusuru oranında tespit olunan kazanç kaybından indirim yapılacağı gibi yine manevi tazminat davalarında hükmedilecek manevi tazminat miktarının takdirinde tarafların kusur durumu mahkemece öncelikle dikkate alınacaktır. Ayrıca 1.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 55. maddesinde, “ Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez.”hükmüne yer verilmiştir. Adalet Komisyonu'nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır....
Ancak, mahkemece davacıların manevi tazminat istemlerinin tamamı hüküm altına alınmıştır. Davacıların desteğinin bölüşük kusuruna karşın, manevi tazminat isteklerinin aynen kabulü; sonucu bakımından, istemin aşılması niteliğindedir.(6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.26/1). Şu durumda, istenen manevi tazminattan matematiksel oran ile bağlı kalmaksızın uygun bir miktar indirim yapılması gerekirken yerel mahkemece manevi tazminat istemlerinin tamamına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) no'lu bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 31/10/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/12/2020 NUMARASI : 2019/421 ESAS - 2020/465 KARAR DAVA KONUSU : MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT KARAR : Antalya 4....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 13/05/2014 NUMARASI : 2013/204-2014/115 Dava; taraflar arasında 05.04.2010 günü akdedilen hizmet sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacı, davalılara ait işletmede sözleşme süresince düğün ve nişanlarda video, fotograf çekimi barkovizyon sunumu gibi görüntü hizmeti verecek bedelini müşterilerden tahsil edecek ve kendisine bu imkanı veren davalılara yıllık ödeme yapacak olup, uyuşmazlık video ve fotoğraf çekiminden kaynaklanmayıp taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle bedelden kaynaklanmaktadır. Dairemiz yalnızca, video ve fotograf çekiminden kaynaklanan davalara baktığından temyize konu uyuşmazlığın Dairemiz görevi dışında olduğu açıktır. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 23.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; Müştekiye ait ikinci el değeri 15 TL olan ayakkabıyı alıp uzaklaştığı sırada yakalanan suça sürüklenen çocuk hakkında suçun işleniş sekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de hırsızlık konusunu oluşturan malin değerinin az olması nedeniyle TCK'nın 145. maddesi gerekince suça sürüklenen çocuğa verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
MALIN DEĞERİNİN AZLIĞIYAĞMA 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 149 ] 5237 S....
dan üçüncü kişi olarak tazminat talebinde bulunduklarından, destekten yoksun kalma zararı hesaplanırken uğranılan ve hesaplanan gerçek zarar miktarından sürücünün kusur indirimi yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir. 3-Birleşen davada davacılar vekilince kazada vefat eden ...'ın kardeşi ... için de manevi tazminat talebinde bulunulmuş, mahkemece; kardeşin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm halinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir” şeklindedir....
Hakkındaki davanın reddine, diğer davalı ... şirketi ve dahili davalı hakkındaki manevi tazminat taleplerinin reddine, davalılar ..., ..., ..., ... ... ve dahili davalı hakkındaki maddi tazminat taleplerinin davacı anne için 15.701,66 TL, davacı baba için 12.016,19 TL yönünden kabulüne, davalılar ..., ... ve ... hakkındaki manevi tazminat taleplerinin 10.000,00'er TL yönünden kısmen kabulüne, birleştirilen davada; davalılar ... ... ve Güvence Hesabı hakkındaki manevi tazminat talebi ile davacının maddi tazminat talebinin reddine, diğer davalılar hakkındaki manevi tazminat talebinin 7.000,00 TL yönünden kısmen kabulüne ilişkin 11.03.2013 tarih ve E:2013/18388,K:2015/4717 sayılı hükmün davalı ... ......
Davaya konu olayda; dosya kapsamından davalının eylemini haksız tahrik altında gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; talep edilen tazminattan matematiksel olmamak üzere bir indirim yapılması gerekirken aynen kabulü doğru olmamış, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. 3- Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir ntelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir....