Davacı işçinin feshin geçersizliğinin tespiti üzerine yasal süresi içinde işe başlamak üzere davalı işverene başvurup başvurmadığı dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Davacı işçinin yasal süresi içinde işe başlamak için başvurmamış olması halinde 4857 sayılı İş Kanununun 21/5. maddesi uyarınca önceki fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Böyle bir durumda daha önce yapılan fesih geçerli hale gelir ve 4 aya kadar boşta geçen sürenin hizmet süresine eklenmesinden söz edilemez. Davacı işçinin işe iade yönünde başvurduğunun belirlenmesi halinde işverence işe başlatılıp başlatılmadığı araştırılmalı, işe başlatılmış olması durumunda davanın reddine karar verilmelidir. Davalı işverence işe başlatılmadığının tespiti halinde ise, işe başlatmama tarihi fesih tarihi olmakla kıdem tazminatı faiz başlangıcı olarak sözü edilen fesih tarihi dikkate alınmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Satış sözleşmesinin iptali ve iptali talep edilen sözleşmeden dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olarak açılan davada ... 7. Tüketici ve ... 1....
Diğer taraftan, 23.11.2001 tarihli temlik işleminin dayanağının dava dışı ...’la davalı şirket arasında yapılan 23.02.2001 tarihli “ İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Pendik Hilal Konutları Villa Satış Vaadi Sözleşmesi” oluşturmaktadır. Bu sözleşmenin 3. maddesi hükmüne göre sözleşmenin konusu “… 6 parsel 7282 ada 7. bölgede ... tarafından yaptırılacak olan bir adet brüt 210 m2, 7 numaralı villanın hak sahibine satışının vaadi” dir. Görülüyor ki, sözleşme tapuda kayıtlı bir taşınmaz malın satış vaadi için düzenlenmiştir. Gerçekten Borçlar Kanununun 22. maddesi hükmüne göre bir akdin (ileride yapılacak tapuda satış işlemini) inşa edilmesine dair yapılan sözleşmeler geçerlidir. Ne var ki, anılan hükmün 2. fıkrası uyarınca kanun iki tarafın yararı için bu aktin (ileride yapılacak tapuda satış işleminin) aktin sıhatini bir nevi şekle uymaya zorunluluk kılmışsa yapılacak ön aktin de (satış vaadi sözleşmesinin) o şekle uyularak yapılması gerekir....
Noterliğince düzenlenen 19.06.2003 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile Fatma Çökük adına kayıtlı taşınmaz hisselerini bedelini ödeyerek satın aldığını, satın alınan taşınmazların tapu devrinin gerçekleştirilmesi için açtığı tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verildiğini ileri sürerek, satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazlardaki Fatma Çökük’e ait hisselerin rayiç bedellerinin tespiti ile davalılardan tahsilini istemiş, 19.02.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile taşınmazların dava tarihindeki rayiç bedelleri olan 121.266,11 TL'nı talep etmiştir. II. CEVAP Davalılar; davaya konu satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olması nedeniyle davanın reddini dilemişlerdir. III. MAHKEME KARARI Mahkemenin 31.03.2016 tarihli 214/212 Esas, 2016/174 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü ile 10.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. IV....
Noterliğinin 29.01.1988 tarih ve 4600 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinin usul ve yasaya aykırı olup iptali için işbu davayı açtıklarını, Davacıların murisi Sıttıka Çilli'nin okuma yazma bilmdiğini, Adana 1. Noterliğinin 29.01.1988 tarih ve 4600 yevmiye numaralı satış vaadinde ''Okur yazar olan alıcıya okuması için verdim. Okudu. Arzularının tam istediği gibi beyan etmesi üzerine işbu düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi altına hep birlikte imzaladık....
Mahkemece cebri tescil isteminin, satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş ise de dava konusu taşınmazın ihale ile satıldığı,bu nedenle davalının taşınmazı davacılar adına tescil ettirmesinin imkansız olduğu ve Borçlar Kanunu’nun 117. maddesi uyarınca borç ilişkisinin sona erdiği gerekçesi ile reddine, asli müdahilin isteminin ise müdahilin taşınmaz maliki ile taşınmazı satın alan kişi arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinin danışıklılık nedeniyle iptalini isteme yetkisinin bulunmadığı, satış vaadi sözleşmesinin ihaleden önce yapıldığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Hükmü davacılar , davalı ve asli müdahil temyiz etmişlerdir. 1-Davalı ...’in temyiz isteminin, aleyhine acılan davanın reddedilmesi nedeniyle kanun yoluna başvurmada hukuki yararının bulunmadığından reddine. 2- Davacıların temyiz itirazları yönünden yapılan incelemede; Tapu Kanununun 26 maddesi uyarınca usulüne uygun yapılmış geçerli bir satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilebilir....
Sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile de söz konusu satış vaadi sözleşmesi üzerinde yapılan değişikliklere ilişkin olarak onaylayıcı bir imza ve tasdik bulunmadığı sabit olmakla, yapılan sahtecilik nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin hükümsüz hale geleceği açıktır. Bu durumda Yerel Mahkemede görülen davanın da zamanaşımına tabi olmadığı izahtan varestedir. Bu nedenle Yerel Mahkemece düzenlenen satış vaadi sözleşmesinin 06/02/1995 tarihli olduğu ve davacıların da 05/02/2016 tarihinde mevcut davayı açtıkları anlaşıldığı, satış senedinin ise zamanaşımına uğradığı ve davacıların güncel ve korunmaya değer bir hukuki yararlarının olmadığı anlaşıldığı gerekçesi ile açılan davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/1- h ve 115/2 gereğince usulden reddine karar verilmesi yasalarımıza açıkça aykırı olup kararın bu nedenle kaldırılması gerekmektedir" şeklinde istinaf sebepleri ileri sürülmüştür....
mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti ile iptale konu sözleşme olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği" gerekçesiyle; 14.03.2017 tarihli devir sözleşmesinin mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti ile iptale konu sözleşme olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki noter satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ve iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 26.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemenin nitelendirilmesine göre, uyuşmazlık; işveren tarafından iş sözleşmesinin feshi üzerine feshin geçersizliğinin tespiti ve işçinin işe iadesi istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 22. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 12.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....