WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davalı ...’nin azlettiği vekil tarafından yapılan satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu, hukuki sonuç doğuracak nitelikte bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Tam ehliyetli (sezgin,ergin ve kısıtlı bulunmayan) kişiler taşınmaz satış vaadi sözleşmesini tek başlarına yapabileceği gibi temsilci veya vekil aracılığı ile de yapabilirler. Vekile verilen satış vaadi sözleşmesi yapma yetkisi içeren vekaletnamenin, satış vaadi sözleşmeleri sonuç olarak ileride tapuda kayıtlı taşınmaz mülkiyetinin naklini gerektirdiğinden noterlikçe düzenleme şeklinde yapılması gerekir. B.K.nun 386/1 maddesinde tanımlanan vekalet “öyle bir sözleşmedir ki, vekile müvekkili yararına ve iradesine uygun bir sonuca yönelen bir iş görmeyi zaman kaydına tabi olmaksızın ve nispeten bağımsız olarak yapma borcunu, sonucun elde edilmesi riski vekile ait olmak üzere yükler.”...

    lehine 17.10.1989 tarih ve ... yevmiye ile satış vaadi şerhi verildiği, bu şerhe dayalı tapu iptal ve tescil davasının 02.04.2010 tarihinde açıldığı, bu dava sonucunda; taşınmazın, lehine satış vaadi şerhi verilen ... adına tescilinin 16.05.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde (17/10/1994 tarihine kadar) mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....

      lehine 17.10.1989 tarih ve 3015 yevmiye ile satış vaadi şerhi verildiği, bu şerhe dayalı Tapu İptal ve Tescil davasının 02.04.2010 tarihinde açıldığı, bu dava sonucunda; taşınmazın, lehine satış vaadi şerhi verilen ... adına tescilinin 16.05.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde (17/10/1994 tarihine kadar) mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....

        Mahallesi 46 Ada 4 Parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına, ... oğlu ... lehine 17.10.1989 tarih ve 3015 yevmiye ile satış vaadi şerhi verildiği, bu şerhe dayalı Tapu İptal ve Tescil davasının 02.04.2010 tarihinde açıldığı, bu dava sonucunda; taşınmazın, lehine satış vaadi şerhi verilen ... adına tescilinin 16.05.2014 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, satış vaadi şerhi tarihinden sonra, tescil tarihi itibariyle 5 yıldan fazla zaman geçtiğine ve satış vaadi lehtarı olan 3. kişinin, şerh tarihinden itibaren 5 yıl içinde (17/10/1994 tarihine kadar) mahkemede tescil davası açtığına ve lehine tescil kararı verildiğine yönelik bir belge ve delil de olmadığına göre, artık bu hakkın, 3. kişilere karşı ileri sürülmesi imkanı yasal olarak ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla şahsi bir hak olan satış vaadi sözleşmesine dayalı bu hak, tapuda malik gözüken kişinin borcu sebebiyle haciz koyan alacaklıya karşı hüküm ifade etmez....

          miras yolu ile intikal edecek hisse durumuna göre satış vaadi sözleşmelerindeki paylar oranında tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur....

            Mahkemece davanın reddine dair verilen karar Dairemizin 18.10.2005 tarih 2005/7682 Esas 9159 K. sayılı ilamı ile görev yönünden bozulmuştur. bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda, satış vaadi sözleşmesine konu olan 48 m2 lik kısmın ifrazının olanaklı olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacının tescil isteğinin dayanağını oluşturan satış vaadi sözleşmesi noterde usulüne uygun olarak düzenlenmiş olup geçerlidir. Anılan sözleşme 10.12.1962 tarihinde tapuya şerh edilmiş olup, sözleşmeye konu olan davacı tarafından depo olunarak kullanıldığından bir başka deyişle davacı fiilen zilyet bulunduğundan zamanaşımından da sözedilemez. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus sözleşmenin ifa olanağının bulunmasıdır....

              Bu genel açıklamalar doğrultusunda somut olaya bakıldığında; Dosya içinde bulunan veraset belgesine göre muris ...’in tüm mirasçıları 03.02.2006 ve 05.04.2006 tarihli satış vaadi sözleşmeleri ile satış vaadinde bulunmuşlardır. ...’in malik olduğu dava konusu taşınmazlar yönünden iştirak dışında kalan ve iştiraki bozan bir durum söz konusu olmadığından satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. ...’in tüm mirasçıları satış vaadinde bulunduğuna göre, ...’in maliki olduğu taşınmazlar yönünden taraf delilleri değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmadığından bahisle davanın tümü ile reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

                Noterliği'nin 26.04.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile ... ili ... ilçesi ... köyü 117 ada 4 parsel(eski 132 parsel) sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını davacıya satış vaadinde bulunmuşlardır.Bu satış vaadi sözleşmesini taraflar aynı noterlikte düzenlenen 11.04.1995 tarihli düzenleme şeklindeki fesihname ile feshetmişlerdir.Bu durumda davacının dayandığı 26.04.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesinin hüküm ve kuvveti kalmamıştır.Davacı ise 11.04.1995 tarihli fesihnamenin gerçek iradesini yansıtmadığını muvazaalı olduğunu ileri sürmüştir. 6100 sayılı HMK 'nun 201.maddesine göre senede bağlı olan ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikteki her türlü iddianın aynı güçte delille ispatlanması gerekir.Davacı tarafın 11.04.1995 tarihli fesihnamenin aksini gösterir aynı kuvvette bir yazılı bir delili bulunmamaktadır....

                  Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin üzerinden 42 yıl geçmiş olmasına rağmen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu edilen taşınmaz üzerinde herhangi bir tasarrufu da olmadığını, dava konusu taşınmaz komşularının taşınmaz başında icra edilecek keşifte dinlenmeleri halinde haklılığımız teyit edileceğini, gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, davacının tescil talebi zamanaşımına uğradığını, bu nedenle Zamanaşımı Def’inde bulunduklarını, zaman aşımı itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, Kayden var olan ancak hiçbir zaman var olmayan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin hukuki bir geçerliliği olmadığı gibi geçerli olsa dahi davacının dava konusu taşınmazın tapu kaydının kısmen iptali ile adına tescili talebi zamanaşımına uğramış olup davacının davasının reddine karar verilmesini talep etme mecburiyeti hasıl olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; Gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri 5 yıllık zamanaşımı...

                  Noterliği'nce düzenlenen ....06.1984 tarihli 8601 yevmiye no'lu satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığından davanın reddi gerekir. Dairemizin ....01.2014 günlü ve 2013/13004 Esas, 2014/921 Karar sayılı bozma ilamında belirtildiği gibi mirasçılardan ... ... ise 29.07.1987 ve 04.08.1989 tarihli satış vaadi sözleşmeleri ile murisi babası ...’ten intikal edecek miras hak ve hisseleri ile ....06.1984 tarihinde satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağını davacı ...’e temlik etmiştir. Bu satış vaadi sözleşmeleri gereğince mahkemece ... ...’ın miras hak ve hisselerinin iptali ile davacılardan ... adına tesciline karar verilmiş ise de mirasçılardan ... aleyhine usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından ... payının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmesi de doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu