Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 706 ve 716 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 29 ve 237 nci maddeleri, 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 89 uncu maddesi. 3. Değerlendirme 1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
ten %10 faizle 10.000,00 TL para alıp teminat olarak da dokuz dönüm tarla verdiğini, bu şekilde davaya konu satış vaadi sözleşmesinin borç paranın teminatını oluşturduğunu, satış vaadi sözleşmesinin para alacağının teminatı olarak yapılması nedeniyle geçerli olmadığını, zira önce notere gidilip sonra paranın verildiği hususlarının dosya kapsamıyla ve tanık beyanlarıyla sabit olup bu durumun da tarlanın teminat olarak verildiğinin kanıtı olduğunu, satış vaadi sözleşmesinin görünürde satış işlemi olup asıl amacın teminat vermek olduğunu, gerçekte satış amacı bulunmadığını, satış vaadi sözleşmesinin gerçek iradeyi yansıtmadığını, geçersiz sözleşmeye dayalı tescil istenemeyeceğini, tanık Cebbar Kanru'nun davacının tefecilik yaptığını açıkça beyan ettiğini, fakat bu tanığın beyanının Mahkemece değerlendirme dışı bırakıldığını, maddi vakıanın gerçeğe uygun olarak tespiti üzerine ancak isabetli bir karar verilebileceğini belirterek; kararın bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1....
Asıl davada, 04.11.1985 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile 403 sayılı parselin muris muvazaası suretiyle davalıların murisi ...’ya satışının vaat edildiği ileri sürülerek satış vaadi sözleşmesinin iptali dava edilmiştir. Birleşen davada ise, ... mirasçıları 04.11.1985 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Mahkemece asıl dava kabul edilmiş, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davası reddedilmiştir. Görüldüğü üzere, asıl davada muris muvazaasına dayanıldığından ve sözleşmenin bu nedenle iptaline karar verildiğinden hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil, 1.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki, anılan dairece de görevsizlik kararı verildiğinden, ortaya çıkan görev itirazların incelmek üzere dosyanın yüksek 1.Başkanlığa gönderilmesine, 28.09.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Dosya kapsamından, taraflar arasında adi yazılı şekilde devre mülk satış sözleşmesinin düzenlendiği anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile davalıya verilen senetlerin iptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır....
a, ... da 15.02.2006 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacı ...'a satmayı vaat etmiştir. Davacı ...'in dayandığı satış vaadi sözleşmesi ise 10.05.2005 günü düzenlenmiştir. Her iki davacının dayandığı sözleşmeler geçerli olup, geçerliliklerini de yitirmemişlerdir. Bu nedenle, birden çok kişilere satış vaadinde bulunulması halinde geçersiz olmadıkça veya münfesih hale gelmedikçe eski tarihli sözleşmeye değer verilmelidir. Davacı ...'ın dayandığı satış vaadi sözleşmesinin önceki tarihi taşıması nedeniyle üstünlük tanınarak tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerekir. Mahkemece, davacı ...'ın tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle ikinci kademedeki isteminin hüküm altına alınması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.350,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılar ... ve ...'den alınarak davacı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali olmazsa satış bedelinin tahsili birleşen dava taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 24.01.2014 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 29.01.2014 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,3.9.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı-karşı davacı, satış vaadi sözleşmesi yapılırken hataya düşülerek sözleşmenin yapıldığını beyanla, satış vaadi sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 26 nolu bağımsız bölümde 36/158 arsa payının davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mahkeme veznesine davacı tarafça depo edilen 4000 YTL. satış bedelinin davalıya ödenmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından sözleşmenin iptalinin reddi ve hükmedilen tazminat miktarının az olduğu, davacı vekili ise bedelsiz tescile karar verilmesi gerektiği yönünden temyiz edilmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının-karşı davacının temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava konusu edilen taşınmazın satış vaadi sözleşmesi hükümlerine göre 1000 YTL. bedelle satıldığı, satış bedelinin peşin ödendiği anlaşılmaktadır....
Davalı-karşı davacı, satış vaadi sözleşmesi yapılırken hataya düşülerek sözleşmenin yapıldığını beyanla, satış vaadi sözleşmesinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 26 nolu bağımsız bölümde 36/158 arsa payının davalı adına olan kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mahkeme veznesine davacı tarafça depo edilen 4000 YTL. satış bedelinin davalıya ödenmesine, karşı davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından sözleşmenin iptalinin reddi ve hükmedilen tazminat miktarının az olduğu, davacı vekili ise bedelsiz tescile karar verilmesi gerektiği yönünden temyiz edilmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının-karşı davacının temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava konusu edilen taşınmazın satış vaadi sözleşmesi hükümlerine göre 1000 YTL. bedelle satıldığı, satış bedelinin peşin ödendiği anlaşılmaktadır....
Hükmü taraflar temyiz etmiştir. 1-Davada 07.11.1988 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanılmıştır. Satış vaadi sözleşmesinin borçlusu olan davalı Ummuhan diğer davalı ...’in annesidir. Dosyadaki bilgilerden satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra kamulaştırmadan önce 1130 sayılı parsel olan taşınmazın 2956, 2957 ve 2958 sayılı parsellere ifraz edildiği, bunlardan 2956 ve 2958 sayılı parsellerin tapuda maliki olan davalı Ummuhan tarafından diğer davalı oğluna devredildiği görülmektedir. Türk Medeni Kanununun 3. maddesine göre vakıa ve karinelerden iyiniyet iddiasında bulunamayacak durumda olan bir kimsenin kötü niyetinin diğer tarafa ispat ettirilmesi gerekmez. Dolayısıyla satış vaadi sözleşmesinin vaat borçlusu olan davalı Ummuhan’ın oğlu kayıt maliki Halil’in kural olarak kötü niyetli malik olduğunun kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, tehdit, ikrah, hata ve hile ile satış iradesi olmadan iradeyi fesada uğratmak suretiyle elinden zorla ve bedeli ödenmeden alınan dava konusu taşınmazların tapularının iptaline ve adına tesciline, davalı ...'e verilen 15.06.2003 tarih, 4152 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğuna karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davalıların davacıya yönelik şartlı tehdit suçundan mahkumiyetine dair kesinleşmiş ceza mahkemesi kararı ve dosya kapsamı dikkate alınarak, davalıların davacının iradesini tehditle fesada uğratmak suretiyle dava konusu taşınmazların davalı ...'e devredilmesini sağladıkları, yapılan satış sözleşmesinin ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin bu nedenle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....