Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tarafından harici satış sözleşmesi ile satıldığı, mülkiyeti kendisine ait olmayan bir aracın harici satışıyla 3.kişiye ve sonraki satış sözleşmeleriyle davacıya kadar süren silsilede satış gerçekleştiren şirketlerin hiçbirinin aracın maliki olmadığı dikkate alındığında davacının da aracın mülkiyetini elde etmesine imkan bulunmadığı, aracın tescile tabi nitelikte olduğu gözetildiğinde mülkiyetin harici satış veya Türk Medeni Kanunu'nun 763.maddesinde düzenlenen taşınır mülkiyetinin kazanılması hükümlerinden faydalanamayacağı, zira tescile tabi bir aracın sahiplik belgesi veya mülkiyetin varlığını gösterir diğer belgeler bulunmaksızın satın alınmasının iyi niyeti ortadan kaldıracağı, bu haliyle davacının dava konusu iş makinesinde mülkiyeti geçerli şekilde kazanmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. 5-Davalı şirket tarafından mahkememize davanın kabul edildiğine dair beyan dilekçesi sunulmuş ise de dava konusu uyuşmazlık niteliği itibariyle davalının yanında aracın gerçek...

    Ferdileşmeye geçilmediği için kooperatifin maliki olduğu dairenin bu aşamada davacı adına tescili mümkün olmayıp, davacı da talebini mülkiyet tespiti olarak ıslah etmiştir. Kooperatif ortağının tescil isteminde olduğu gibi, mülkiyetin tespiti isteminde bulunabilmesi için de bu hisseye yönelik kooperatife tüm ödemeleri yapmış olduğunu, hiçbir edimi kalmadığını, daire sahibi olan diğer üyelerle eşit durumda bulunduğunu ispatlaması gerekmektedir....

      Davacılar vekili; davacıların murisi ...ile davalı arasında 23/02/1979 tarihli satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmenin Kasaplar Köyü 754, 757 ve 1041 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olduğunu, satış bedelinin davalıya peşin olarak ödendiğini satış vaadi sözleşmesinin düzenlenmesinden sonra taşınmazların fiilen muris ve mirasçıları tarafından kullanıldığını, ancak davalının tapuda devir ve tescile yanaşmadığını belirterek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında davacılar adına tesciline bu talebin kabul görmemesi halinde ödenen satış bedelinin günün koşullarına uyarlanarak tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

        b-Taşınır malın mülkiyetinin devrini öngören mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinin TMK'nın 764. maddesi gereğince, noterde resmi şekilde yapılması ve alıcının yerleşim yeri noterliğinin özel siciline tescili gerekmektedir. Mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinin geçerli olması için bu iki koşulun da birlikte gerçekleşmesi gerekir. Mülkiyeti muhafaza sözleşmesi genel olarak, alıcıya teslim edilmiş olmasına rağmen, satılan şeyin mülkiyetini, belli bir şartın gerçekleşmesine kadar alıcıda saklı tutan bir sözleşme türü olup, taşınırlarda mülkiyetin intikalinin teslimle gerçekleşeceği kuralının bir istisnasıdır. Somut olayda, davacı tarafça sunulan ve mükerrer olduğu iddia edilen takip dosyasının dayanağı, Afyonkarahisar Noterliği'nin 08/07/2019 tarih, 4294 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Mülkiyeti Saklı Tutulması Kaydıyla Satış Sözleşmesinin sözleşmenin 3....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 29.03.2001 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil (satış vaadi sözleşmesine dayalı) istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.06.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, biçimine uygun düzenlenmiş taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalı, sözleşmenin ikrah altında yapıldığını, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin konusu olan dükkan için arsa payı ayrılmadığı, tüm paydaşlarda davaya katılmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir....

          DELİLLER : Tapu kaydı, gayrimenkul satış sözleşmesi ve ekleri, banka kayıtları, keşif, bilirkişi raporları, delil listeleri, sunulan ve toplanan deliller, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava; gayrimenkul satış sözleşmesinden (yüklenicinin temlikinden) kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

          Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı için geçerli olmadığını, davalının tapu siciline güvenerek taşınmazı aldığını, alacak talebinin davalıya yöneltilemeyeceğini, davalıların arasındaki satışın gerçek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı için geçerli olmadığını, davacının 89.000TL ödeme yaptığını, geriye kalan satış bedelinin eksik işlerin davacı tarafından yapılması durumunda ödenmiş sayılacağına dair tarafların arasında bir anlaşma bulunmadığını, 5.000TL gecikme bedeliyle beraber davacının 16.000TL daha ödeme yapması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, daire satış sözleşmesinin şekil şartına uygun olmadığı, geçersiz olduğunu diğer davalı ...'...

            Davacı vekili, davalılardan ...’in müvekkilinin annesi, davalılardan ...’ın müvekkilinin kardeşi, diğer davalı ...’in ise annesi olan davalılardan ...’in akrabası olduğunu, dava konusu Bursa ili Osmangazi ilçesi, Çirişhane mahallesi, ... ada ... parsel sayılı taşınmazın davalılardan ... adına kayıtlı olduğunu, davalılardan ... tarafından müvekkili aleyhine haksız işgal nedeniyle tahliye davası açılması üzerine, müvekkili tarafından da ... aleyhine mülkiyetin tespiti davası açıldığını, mülkiyetin tespiti davasında müvekkili tarafından birtakım imalatların yapıldığının tespit edildiğini, bunun üzerine dava konusu taşınmazın davalılardan ... tarafından davalılardan ...’e satıldığını, kısa bir süre sonra da taşınmazın davalılardan ...’a intikal ettiğini, bu satış işlemlerinin muvazaalı ve hukuka aykırı olduğunu, davalılardan ...’in satış işlemi sırasında kısıtlı olup fiil ehliyetinin bulunmadığını, ayrıca taşınmazı satın alan davalılardan ...’in davalılardan ...’in akrabası olduğunu ve taşınmazı...

              Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince Dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar ile ilgili davacı ve davalı ... tarafından açılan mülkiyetin tespiti davası sonucu bir kısım ağaçların ve artezyen kuyusunun aidiyeti hakkında hüküm kurulmuş ve karar kesinleşmiştir. Hükme dayanak yapılan 19.3.2009 tarihli ziraat mühendisi bilirkişi raporunda belirlenen ağaçlar ile bu mülkiyetin tespiti kararında belirtilen muhtesatların farklı sayıda olduğu görülmektedir....

                Mahkemece, Davanın KABÜLÜ ile taraflar arasında imzalanan 21/11/2015 tarih ve İD 203949 sayılı devre mülk satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, 25.11.2015 tarihli devremülk satış sözleşmesinin iptali ve sözleşme sebebiyle borçlu olmadığının tespiti istemiyle eldeki davayı açmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu