Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir. Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Çünkü, TMK’nın 732. maddesi ile bir paydaşın payını üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının kullanılabileceği kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanması söz konusu olamaz. Dava hakkına ilişkin bu hususun davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir....
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nin 733. maddesi gereğince yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz....
Davalı ... vekili tarafından davanın haksız ve yersiz açıldığını, satışın gerçek satış olduğunu, çekin yetkilisi olduğu keşideci şirket tarafından verildiğini, alacaklının alacağının engellenmesi amacı ile muvazaalı yapılmadığını bu sebeple davanın reddini talep etmiştir. Davalı ..., davanın haksız ve yersiz açıldığını, dava konusu taşınmazın bedelini ödeyerek satın aldığını, diğer davalı ile aralarındaki anlaşmaya göre davalı ...'nin 1 sene oturduğunu, taşınmaz bedelinin kısmen peşin, kısmen banka kanalı ile ödendiğini, satışın gerçek satış olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu satışın gerçek bir satış olduğu, alacağın alacağını engellemek için muvazaalı olarak yapılmadığı kanaatine varılarak esas ve birleştirilen dava yönünden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir....
Bu itibarla dosya içinde açıklanan maddi ve hukuki olgulara göre dava 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL Taraflar arasında görülen davada; Asıl davada davacı, mirasbırakanı ...’nin ... parselde bulunan 11 nolu bağımsız bölümü davalı oğlu ...’e, onun da davalı ...’ye satış suretiyle temlik ettiğini, işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde bedele hükmedilmesini istemiş, yargılama sırasında taşınmazın el değiştirmesi üzerine açtığı birleştirilen davasında ise, taşınmazı devralan davalı ...’ya yapılan temlikin de muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile payı oranında adına tescilini, olmadığı takdirde bedele hükmedilmesini istemiştir....
Davalı ... vekili, müvekkil ... ile ... arasındaki satışın alacaklılardan mal kaçırma kastı ile yapılmış bir satış olmadığını, tasarrufun 22/04/2008 tarihli düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesine dayandığı, satış vaadi sözleşmesinin iptali davası açılmadığını, davanın reddi gerektiğini, satışı yapılan taşınmazın düşük bedelle satıldığı iddiasının doğru olmadığını, o tarihteki satışın rayice uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, tasarrufun iptaline, davacı alacaklıya ... 1. İcra Müdürlüğünün 2009/460 sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere dava konusu taşınmaz üzerinde cebri icra yapabilme yetkisi verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kendisini büyüten muris ...’ın düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile mirasçı olarak atandığını, davalının babası ve murisin eşi ilk el ...’ın bu durumu bildiğini ve kendisinin mirastan pay almasını engellemek için murisin paydaşı olduğu 1753 parsel sayılı taşınmazı muvazaalı olarak ve satış gösterilmek suretiyle adına tescil ettirdiğini, bu muazaalı satışın iptali için açtığı davanın kabulle sonuçlanıp kesinleştiğini, ancak yargılama sırasında ...tarafından taşınmazın 25.08.2000 tarihinde muvazaalı olarak davalı kızı ikinci el ...’a temlik edildiğini, her ne kadar dava kabulle sonuçlansa da davalıya yapılan ikinci satışın iptaline karar verilmediğinden hükmün infazının mümkün olmadığını ileri sürerek, 1753 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 733/3. maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir....
Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. TMK'nın 733. maddesi gereğince yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur. Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirdiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. TMK’nın 733/3 maddesi gereğince üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp yapılan satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi gerekir. Noter aracılılığıyla bildirimde bulunulmamışsa iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde önalım hakkına dayanılarak tapu iptali ve tescil istenebilir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E, 470 K. sayılı kararı da bu doğrultudadır....