Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AŞ ve diğerleri aleyhine 15/02/2002 gününde verilen dilekçe ile yayın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan doğan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava ve birleşen davada istenen maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat istemi yönünden davacının kişilik haklarına yapılan saldırının kısıtlanmasına dair verilen 30/12/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA 27/04/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Dosya içeriğine göre, mağdur ile sanık arasında çıkan kavgada, sanığın mağdura tokat atıp basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığının sabit olduğu, olayın başlangıç nedeninin her iki tarafça farklı anlatıldığı, gerekçeli kararda sanığın, satırı mağdurun elinden alması ile mağdurdan gelen saldırının kesintiye uğradığı, buna rağmen sanığın mağdura tokat attığı anlaşıldığına göre, sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği halde yazılı şekilde ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 30.01.2013...

      Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2002/4-238 esas ve 2002/367 sayılı kararında belirtildiği üzere, mağdur ve sanığın birbirleriyle çelişen anlatımları dışında ilk haksız saldırının hangisi tarafından yapılıp, kavgayı kimin başlattığının kesin bir biçimde saptanamadığı hallerde sanığın yaralama eylemini haksız tahrik altında gerçekleştirdiği kabul edilerek cezasından indirim yapılması gerekirken, yazılı şekilde "ilk hakaretin kimden geldiğinin tespit edilememesi" gerekçesiyle sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanığın, eşi olan mağduru, tahta ile yaraladığı olayda, birden fazla nitelikli halin birleşmesi halinde temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi ayrıca mahkeme gerekçesinde "...ilk saldırının kim tarafından yapıldığı belirlenemeyen olayın tahrik altında işlendiği" belirtilerek haksız tahrik hükümlerinin uygulandığı hükümde, orantılılık ilkesi dikkate alınarak sanığın cezasında asgari (1/4) oranda indirim yapılması yerine yazılı şekilde (1/2) oranında indirim yapılmak suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

          a yönelik kasten yaralama suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, tahrike ve takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafilerinin; eylemin meşru savunma olduğuna, alt sınırdan uzaklaşılmaması gerektiğine, tahrikin oranına, cezanın fazla olduğuna, katılan vekilinin; suç vasfına, ilk saldırının sanıktan geldiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, 06.02.2019 gününde oy birliği ile karar verildi....

            Gazetecilik AŞ ve diğerleri aleyhine 15/06/2015 gününde verilen dilekçe ile basın ve internet yayını yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle saldırının tespiti, eylemin kınanması, kararın yayınlanması ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 18/02/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 05/12/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Talep eden ... vekili Avukat ... tarafından, karşı taraf ... aleyhine 08/05/2014 gününde verilen dilekçe ile saldırının önlenmesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; talebin reddine dair verilen .../05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi talep eden vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Davanın esas defterine kaydedilmesi gerekirken Değişik İş Defteri üzerinden numara verilmiş olması doğru değil ise de, mahkemece verilen karar sonuç itibariyle doğru olduğundan bu husus bozma nedeni yapılmamıştır....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı kocanın aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı-davalı kadının kişilik haklarına kocadan kaynaklanan bir saldırının varlığı kanıtlanmadığı halde davacı-davalı kadın yararına manevi tazminata karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 21/05/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırının tespiti ve düzeltilmesinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 08/11/2016 günlü kararın istinaf incelemesinde; davacının istinaf başvurusunun reddine dair verilen 17/05/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

                    UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Mahkemenin saldırının durudurulması talebinin görev yönünden reddine ilişkin kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kişilik haklarına saldırının durdurulması istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalının "itubirlik.org" isimli internet sitesi üzerinden müvekkilinin kişilik haklarını ve şahsi itibarını rencide edici nitelikte paylaşımlar yaptığını, bu nedenle müvekkilinin kişilik haklarının ve şahsi itibarının daha fazla zedelenmemesi amacı ile söz konusu paylaşımla yapılan saldırının öncelikle durdurulmasını talep etmiştir. Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş olup davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davanın kanuni dayanağının Türk Medeni Kanunu ve 5651 sayılı Kanun olduğu anlaşılmaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu