WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri 1.Davacı karşı davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. 2.Davalı karşı davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....

    Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, davacı kadının mevcut ve beklenen menfaatlerine, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliğine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre, müşterek çocuklar yararına hükmedilen tedbir- iştirak nafakası miktarı ve davacı kadın yararına hükmolunan tedbir- yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatların miktarı azdır. TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile TBK.nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatlar yönünden kabulü ile bu hususlara ilişkin hükmün kaldırılması gerekmiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/567 KARAR NO: 2022/469 DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi DAVA TARİHİ : 31/08/2021 KARAR TARİHİ: 22/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA : Talep eden davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu --- tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete --- kimliği henüz belirlenemeyen kişi/kişiler tarafından meydana gelen siber saldırı sonucunda şirketin server sistemlerine erişimi engellendiğini, işbu siber saldırı sebebiyle server sisteminde bulunan şirkete ait ---- kayıt belge ve bilgileri, ------ ulaşım engellendiğinden Vergi Usul Kanunu 182 ve devamı maddeleri ile Yeni Türk Ticaret Kanunu tarafından belirlenen tutulması zorunlu defterlerin zayii olduğunu, siber saldırının öğrenilmesi sonrası müvekkil şirket tarafından server sisteme ulaşma çabalarına rağmen sonuç alınamadığını, üstelik bu saldırının sistem erişimine yeniden erişebilmesi için şirkete şantaj yapılarak --- ücreti...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye bırakılmasına, müşterek çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına 500,00’er TL tedbir ve 400,00’er TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 250,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal faiziyle birlikte 15.000,00 TL maddi ve 17.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline hükmetmiştir....

      hükümleri gereğince kişilik haklarına tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle, taktiren 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınrak davacıya verilmesini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, ilan ve saldırının kınanmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 256,15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Buna göre davacı, mahkemeden; saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini ve bu davalarla birlikte düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanmasını isteyebilir. Bu tür istemlerle açılan davaların görülme yeri de genel mahkemelerdir. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğinden, davaya konu yayının 12/03/2014 tarihinde yapıldığı ve devam eden süreçte de benzer yayınların devam ettiği anlaşılmaktadır....

          Davacı-davalı kadın vekili, birleşen dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk yararına 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin dava dilekçesi ile dayandığı vakıları ıspat edemediğini, davalı erkeğin kadını 2016 yılı Haziran ayında Sivas'a göndererek İstanbul 'da başka bir kadınla yaşamaya başladığı, bu yüzden davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 197 ncı maddesi gereğince ayrı yaşama hakkına sahip olduğu, kadın lehine boşanmaya ilişkin davada verilen tedbir nafakasının tahsilinde tekerür olmamak kaydı ile önlem nafakasına hükmetmek gerektiği,erkeğin sadakat yükümüne aykırı davrandığı gerekçesi ile erkeğin boşanma ve fer'îlerine ilişkin davasının reddine, kadın lehine hükmedilen 750,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, ( bu dava ile birleşen davalarda hükmedilen tedbir nafakasının tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile ) kadının tedbir nafakasına dair davasının kısmen kabulü ile dava tarihi olan 27.12.2016...

            Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

              Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış,olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

                UYAP Entegrasyonu