Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı-davalı vekilinin "davalı-davacı erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, lehe hükmedilen tedbir nafakasının az oluşu, yoksulluk nafakası talebinin reddi, aleyhe maddi-manevi tazminatlar" yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde; Dosya kapsamı, toplanan deliller, tarafların tespit edilen sosyal-ekonomik durumları, davalı-davacı erkeğin kişilik haklarına ve evlilik bütünlüğüne yapılan saldırının boyutu, erkeğin boşanma yüzünden bu evlilikten mevcut ve beklenen menfaatleri, paranın alım gücü, hayatın olağan akışı, günün ekonomik şartları, boşanma davası açılmakla eşler ayrı yaşamakta haklı olup hakimin de resen yahut talep üzerine gerekli gördüğü tedbirleri kendiliğinden almakla yükümlü bulunması, hakkaniyet ilkesi, BK 50,51. m.leri, TMK'nun 169,174,175,185,186,197 m.leri göz önünde tutulduğunda, somut olayda delillerin değerlendirilmesinde, hukuki nitelendirmede, kanunun olaya uygulanmasında ve kusur belirlemesinde hata yapılmadığı, olayların akışı karşısında...

CEVAP Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....

    SAVUNMA Davalı-k.davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkilinin davacı erkeğin hakaretlerine maruz kaldığını, bıçak, elektrik kablosu, kemer ve demir sopayla darp edildiğini, evlilik birliği içerisinde doğan çocuklara da çok küçük yaştan itibaren şiddet uyguladığını, eve maddi hiçbir destek sağlamadığını, dava dilekçesinde bahsi geçen arsanın müvekkilin ailesinin desteği ve kendi kazançlarıyla alındığını belirterek tarafların boşanmalarına, 250.000,00 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminata ve tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, 22/09/2020 tarihli dilekçe ile 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası isteminde bulunmuştur....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyanın incelenmesinde; tarafların 19/10/2016 tarihinde evlendikleri, müşterek evlilik birliğinden 2017 d.lu Defne'nin dünyaya geldiği, davacı-davalı vekilinin 04/01/2019 tarihli dava dilekçesiyle boşanma davası açtığı, ardından ibraz ettiği 13/02/2019 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; erkeğin dava dışı Çiğdem Yılmaz ile kadını aldattığını, fiili ayrılık sonrası davalı-davacının "gel en azından çocuğunu gör" çağrılarına bile yanıt vermediğini, bugüne kadar çocuğu görmeye gitmediği gibi ihtiyacı olup olmadığını sormadığını ileri sürerek TMK'nun 166/1 m.si gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Defne'nin velayetinin müvekkiline verilmesine, Defne için aylık 350 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 500 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile boşanmanın eki niteliğinde 20.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini dava ve talep ettiği, davalı-davacı vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı, yoksulluk nafakası talebinin reddi, kredi alacağı ve eşya bedeli alacağı yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına...

      Gerçekten; Türk Medeni Kanununun zilyetliğin korunmasına ilişkin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliği saldırıya uğrayanın saldırıda bulunan, şey üzerinde bir hak iddia etse bile ona karşı dava ederek saldırının sona erdirilmesini, sebebinin önlenmesini ve zararın giderilmesini istemesi mümkündür. Somut olayda dava ... Büyükşehir Belediye Tüzel Kişiliğine yöneltilmiş ve az önce sözü edilen 08.08.2002 başlangıç tarihli kira sözleşmelerine dayanılarak Büyükşehir Belediyesinin saldırısının sona erdirilmesi dava edilmiş ise de, bu saldırının nedeni ve varlığı Büyükşehir Belediyesine karşı ispat edilememiştir. Nitekim dosyada yer alan bilgi ve belgelerden 3 ve 9 numaralı iş yerlerinin davanın devamı sırasında dava dışı ve davacının kiralayanı ... Belediye Tüzel Kişiliğinin yıkım kararını tebliğ etmesiyle ... Belediye Başkanlığı tarafından yıkıldığı, böylelikle davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Davalı ......

        Ne var ki, anılan madde hükmüne göre manevi tazminat isteğinin kabul edilebilmesi için, diğer koşulların yanında kişilik haklarına hukuka aykırı, haksız bir saldırının varlığı da şarttır. Somut olayda, kişilik haklarına hukuka aykırı, haksız bir saldırının varlığı ispat edilememiştir. O halde mahkemece, manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gözetilerek, bu kalem isteğin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davalı yararına BOZULMASINA, 20.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Şti. aleyhine 15/08/2013 gününde verilen dilekçe ile internet yoluyla kişilik haklarına saldırının önlenmesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 11/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 12/03/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava; internet yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı yayın durdurma istemine ilişkindir....

            Davacı vekili; müvekkilinin, davalı ile olan duygusal ilişkisini bitirmek istemesi üzerine davalının ağır tehdit, şantaj ve hakaretlerine maruz kaldığını, haksız saldırının bir yılı aşkın bir zamandır devam etmesi nedeniyle canından bezdiğini, ceza dosyaları kapsamlarından ağır saldırının görüleceğini belirterek müvekkilinin uğradığı manevi zararının giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, ceza dosyasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği için bu kararın hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte olmadığı, dinlenen tanıkların ise görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı ve davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; dava konusu olayla ilgili ceza davalarının ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/38 esas, 2012 karar sayılı dosyası, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/1584 esas, 2012/1083 karar sayılı dosyası,.... Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/381 esas, 2011/70 karar sayılı dosyası ve......

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanıkların beraatlerine dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Tüm dosya kapsamına göre, olay tarihinde mağdur-sanıklar arasında çıkan tartışmanın kavgaya dönüştüğü ve mağdur-sanıkların karşılıklı olarak birbirlerini yaraladıklarının anlaşılmasına göre, meşru savunma koşulları bulunmadığı halde, "...karşılıklı saldırıda saldırının kim tarafından başlatıldığı belirlenemediğinden..." şeklinde yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 26.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu