Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde, davalının maddi tazminat talebi (TMK m. 174/1) hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilecek yerde yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davalı kadın yararına hükmolunan manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanununun 52. ve 58. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat (TMK m. 174/2) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/567 KARAR NO: 2022/469 DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi DAVA TARİHİ : 31/08/2021 KARAR TARİHİ: 22/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA : Talep eden davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu --- tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete --- kimliği henüz belirlenemeyen kişi/kişiler tarafından meydana gelen siber saldırı sonucunda şirketin server sistemlerine erişimi engellendiğini, işbu siber saldırı sebebiyle server sisteminde bulunan şirkete ait ---- kayıt belge ve bilgileri, ------ ulaşım engellendiğinden Vergi Usul Kanunu 182 ve devamı maddeleri ile Yeni Türk Ticaret Kanunu tarafından belirlenen tutulması zorunlu defterlerin zayii olduğunu, siber saldırının öğrenilmesi sonrası müvekkil şirket tarafından server sisteme ulaşma çabalarına rağmen sonuç alınamadığını, üstelik bu saldırının sistem erişimine yeniden erişebilmesi için şirkete şantaj yapılarak --- ücreti...

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin anneye bırakılmasına, müşterek çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar yararına 500,00’er TL tedbir ve 400,00’er TL iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 250,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal faiziyle birlikte 15.000,00 TL maddi ve 17.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline hükmetmiştir....

      Buna göre davacı, mahkemeden; saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini ve bu davalarla birlikte düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanmasını isteyebilir. Bu tür istemlerle açılan davaların görülme yeri de genel mahkemelerdir. Her dava açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceğinden, davaya konu yayının 12/03/2014 tarihinde yapıldığı ve devam eden süreçte de benzer yayınların devam ettiği anlaşılmaktadır....

        hükümleri gereğince kişilik haklarına tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle, taktiren 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınrak davacıya verilmesini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, ilan ve saldırının kınanmasına ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 256,15 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı-davalı kadın vekili, birleşen dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk yararına 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 20.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

          Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

            Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25.maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı açıklanmış, BK.nun 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlemiştir. Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu ... kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir....

              a 63. maddede belirtilen miras hükümleri gereğince intikal olunduğunu, bu eserin 1946 yılında ... tarafından hayata geçirildiğini, eserin mimari projesinden başka yapının kendisi üzerinde de murisin eser sahipliğini taşıdığını, bu nedenle murisin 5846 Sayılı kanun kapsamındaki esere ilişkin hakları miras yoluyla iktisap eden müvekkilinin FSEK'in 27. maddesi kapsamındaki mirasçılık hakkı süresi halen devam ettiğinden, rızası olmaksızın eser üzerinde 3.kişilerce müdahalede bulunulabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, ancak müvekkilinin izni olmaksızın eser üzerinde restorasyon çalışması yapan davalıların saldırı teşkil eden haksız eylemleri nedeniyle saldırının tespit edilerek önlenmesi ve/veya eski hale getirilmesi gereğinten ötürü bu davayı açmak zorunda kaldıklarını belirterek başkaca hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin 5846 Sayılı Kanun kapsamındaki haklarına karşı davalılar tarafından yapılan saldırının tespitine, önlenmesine, eski hale getirilmesine, 67/3 maddesi gereğince masrafı...

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/12/2019 NUMARASI : 2018/166 ESAS - 2019/640 KARAR DAVA KONUSU : Kişilik Hakları (Kişilik Haklarına Saldırının Önlenmesi) KARAR : DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Cebeci Asri Mezarlığında bulunan 126- P213 ada numaralı mezarlıkta defnedilmiş olan Havva Geçer'in kızı, Ayten Rastgeldi'nin kızkardeşi, dolayısı ile her ikisininde mirasçısı olduğunu, mezarlığa önce Havva Geçer'in, sonra Ayten Geçer'in, son olarak da Ayten Rastgeldi'nin kızı, davalının eşi olan Ayşe Rastgeldi Kaysı'nın defnedildiğini, davalının mezarın aslını bozarak, yeni mezar yaptırdığını, müvekkilinin muvafakatini almadan mezar taşı üzerine vefat eden eşinin resmini bastırdığını, mezarlığa sadece davalının eşinin fotoğrafının yaptırılmış olmasının müvekkilinin annesi ve kız kardeşinin hatırasını zedelediğini, müvekkilinin kişilik haklarına yapılan haksız ve hukuka aykırı saldırının durdurulmasına, mezarlık yerinin eski hale getirilmesine karar verilmesini talep...

                UYAP Entegrasyonu