İlgili Hukuk 1086 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 440 ıncı maddesi; ''I.Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir: 1- Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartıyla, karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması, 2- Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması, 3- Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen belgelerde bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması, 4-Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunması'' şeklindedir. 3....
Temyiz Sebepleri Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kaldırma kararı sonrası yerel mahkemece verilen karara karşı istinaf başvurularının incelenmeksizin esastan reddinin doğru olmadığını, müvekkilinin, dava konusu edilen malların üreticisi olmadığını, bu malları davacı şirketten ve dava dışı bir şirketten alarak yine dava dışı diğer bir şirkete sattığını, davalı şirket ile dava dışı şirketler arasındaki ilişkinin, mal alış satışlarının tespiti ve yine söz konusu malların davalı şirket tarafından üretilmediğinin tespiti için hem davacı hem de davalı şirket ile dava dışı şirketlerin defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması talep edilmiş olmasına rağmen taleplerinin dikkate alınmadığını, iki ayrı tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin malların kim tarafından üretildiğini, davacı ile dava dışı şirket arasındaki sözleşmenin varlığını bilmediğini, mallar sahte ise bu sahteliğin kim tarafından gerçekleştirildiğinin incelenmesi gerektiğini...
K. sayılı ve 18.11.2015 tarihli sahteliğin tespiti kararı ile, müvekkilinin bu malları teslim almasının fiilen ve hukuken mümkün olmadığı hususunun ispatlandığını, yani "malların teslim edilmediği" yolundaki savunmalarının usulen kanıtlandığını, .... Asliye Hukuk Mahkemesi, ... konusu malların ithalinin gerçekleştirildiği gümrük beyannamesinin sahte olduğunun tespiti için açılan davaya ilişkin; 20.11.2015 tarihli, E.2015/... ve K.2015/... sayılı kararında, “... Gümrük Müdürlüğü’nde hazırlanmış gibi düzenlenen, düzenlenme tarihi 09.06.1998 ve 09.06.1998 olarak gösterilen “... ... San. Dış.Tic.Ltd.Şti. tescilli gözüken gümrük beyannamesinin SAHTE olduğu hususunda ihtilaf yoktur.” şeklindeki tespiti ile düzenleme tarihi 09.06.1998 ve 09.06.1998 olarak gösterilen ... ... San. Dış. Tic. Ltd....
takip dosyası ile davalı tarafça ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı, kesinleşen takip üzerine taşınmazın 05/08/2009 tarihi itibarıyla 50.000,00 TL bedelle satıldığı, taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğu, davacılar tarafından aile mahkemesinde açılan dava sonucunda yapılan ipotek işlemi hukuka aykırı kabul edilerek taşınmazın tespit edilen 80.000,00 TL değerinin banka tarafından davalılara ödenmesine karar verildiği, davalının kredi alacağının temini için davacının taşınmazı üzerine ipotek tesis ettirmesinde ve kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle takip yapıp alacağını tahsil etmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, davacının aile hukukuna dayalı istemleri de, görevli aile mahkemece değerlendirilerek karara bağlandığı, ipotek tesisi sırasında davacının eşinin muvafakatının usulüne uygun olarak alınmamasından dolayı davalının sorumlu tutulamayacağı, zira ipotek akit tablosu ve resmi senedin tapuda resmi olarak düzenlendiği ve davacının eşinin imzasına ilişkin sahteliğin...
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin abonelerine doğrudan GSM hattı satmadığını, hat satışlarının ve bu hatların kullanıma açılmasının müvekkili şirketten ayrı tüzel/gerçek kişiler tarafından gerçekleştirildiğini, abonelik ve kampanya evrakının birer örneğinin müvekkili şirkete gönderildiğini, abonelik işlemleri kendisi dışında gerçekleşen müvekkili şirketin herhangi bir kusur ya da ihmalinden söz edilebilmesi için davacının abonelik işlemlerinin bizzat müvekkili şirket tarafından gerekli belgeler istenilmeksizin yapılmış olmasının veya abonelik evrakında çıplak gözle tespit edilebilecek nitelikte bir sahteliğin bulunması gerekeceğini, bu nedenle öncelikle husumet yönünden reddini talep ettiklerini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, esasa ilişkin olarak da, dava dilekçesinde ortaya konulan iddiaları kabul etmediklerini, davacının, dilekçesinde söz konusu modem cihazını dava ile birlikte müvekkili şirkete teslim edeceğini beyan ve taahhüt etmediğini, müvekkili şirket...
Maddesine göre SGK kurumunu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak sahte ilaç ve ilaç fiyat küpürü, sahte reçete ve sahte fatura düzenlendiği durumlarda reçete bedelinin 10 katı tutarında cezai şart uygulanacağı, tekrarı halinde 20 kat cezai şart uygulanacağı ancak söz konusu sahteliğin eczacı ve çalışanları dışında 3. Kişilerin dahli ile yapılması halinde bu madde hükmünün uygulanamayacağı belirtilmiştir. Dosya içerisinde bulunan denetime elverişli bilirkişi raporunda sahte reçetelerin eczacının ya da çalışanlarının bilgi ve sorumluluğu dışında düzenlendiği belirtilmiştir. Dolayısıyla yukarıda zikrolunan 5.3.10. Maddesi hükmü göz önünde bulundurularak davacı hakkında ceza uygulanmasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. İlaç bedeli olan 21.773,41 TL kurum zararının sahte reçeteden kaynaklandığı, dolayısıyla bunun kuruma yüklenemeyeceği, yerleşik içtihatlarla sabit olup kurum zararının tahsili yönündeki idare kararının yerinde olduğu kanaatine varılmıştır....
Belgede sahtecilik suçlarında aldatma niteliği bulunup bulunmadığının takdir ve tayini hakime ait olup Mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla, dosyada aslı bulunan suça konu nüfus cüzdanı üzerinde heyet olarak yapılan incelemede; düzenlemedeki şekil şartlarına uygun olduğu, fotoğraf üzerine gelecek şekilde soğuk mühür izinin olduğu, sahteliğin ilk bakışta anlaşılamadığı ve belgenin aldatıcılık niteliğinin bulunduğu değerlendirilmiştir. 2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz sebepleri de reddedilmiştir. V....
Dosya kapsamından, banka çalışanı olan şikayetçi Hüseyin'in, çekin fotokopi, sahte olduğunu anladığını belirttiği, bankanın, çek sahte olduğunun belirtildiği, bilirkişi raporunda sahteliğin aldatıcı nitelikte olduğunun belirtildiği görülmüştür. 5. Mahkemece, sanık hakkında yukarıda açıklanan şekilde mahkumiyet hükümleri kurulmuştur. IV....
Bunlar sırasıyla; 1-Temyiz dilekçesi ve kanuni süresi içinde verilmiş olması şartıyla karşı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürülüp hükme etkisi olan itirazların kısmen veya tamamen cevapsız bırakılmış olması, 2-Yargıtay kararında birbirine aykırı fıkralar bulunması, 3-Yargıtay incelemesi sırasında hükmün esasını etkileyen bir hile veya sahteliğin ortaya çıkması, 4-Yargıtay kararının usul ve kanuna aykırı bulunmasıdır. Eldeki asıl dava menfi tesbit ve davalı iş sahibine fazladan yapılan ödemenin istirdadı, birleşen dava ödenmeyen iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemenin kabul ettiği gibi davalı ve birleşen dosya davacısı yüklenicinin hakettiği imalât bedelinin 5.095,70 TL olduğu sabittir. Bu iş bedeline karşılık nakit ve çekle toplam 2.000,00 TL ödeme yapıldığı da davalı yüklenicinin kabulündedir....
Suça konu, nüfus cüzdanındaki sahteliğin ilk bakışta anlaşılamadığı, fotoğraf üzerinde soğuk damga izinin de bulunduğu mahkemece gözlenlenmiş ve suça konu belgenin aldatma kabiliyeti olduğu kabul edilerek sübut bulan suçtan sanığın mahkumiyetine dair temyiz incelemesine konu hüküm kurulmuştur IV. GEREKÇE 1. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ... sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir. 2....