İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; "Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü alacağına itiraz edilen alacaklıdadır. Her ne kadar davalı alacaklı gerçek bir borç ilişkisi olduğunu iddia etmiş ise de taraflar arasındaki akrabalık ilişkisi dikkate alındığında sözkonusu alacağın varlığını inandırıcı delillerle ispat edememiş olup, icra dosyasında 2.sırada gösterilen alacağın muvazaalı olduğu..." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde davalıya 1. sırada yer verildiğini, davalının borçludan gerçek bir alacağının bulunmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili davalının bononun lehdarı yerine ödeme yapması nedeniyle bononun ciro yoluyla hamili bulunduğunu, alacağının gerçek olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasında ispat yükünün alacağına itiraz edilen davalı tarafta olduğu, dosya borçlusu...San. Ltd. Şti. ile davalı şirket kayıtlarına göre borçlu şirketin davalıya olan borçlarını ödediği, bu nedenle temlikin dayanağı olan alacağın varlığının davalı tarafça ispatlanamadığı, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Mahkemece, davanın muvazaa hukuki nedenine dayanan sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın TTK'da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı, İİK' nun 142. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, ... Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli ve yetkili olduğuna karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 142 . maddesinin son fıkrası hükmüne göre sıra cetveline itiraz davalarında, iddia sadece sıraya yönelikse genel mahkemeler değil, İcra Mahkemeleri görevlidir. Somut olayda, davacı, davalının haczinin düştüğünü belirterek davalının sırası ve sıra cetvelinde icra müdürünün hesap hatası dava konusu edilmiştir. Bu durumda mahkemece icra mahkemesinin görevli olması nedeniyle anılan mahkemeye görevsizlik kararı verilmek gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesi) 15.11.2018 tarih ve 2016/3939 E., 2018/5326 K. sayılı kararıyla, bedeli paylaşıma konu taşınmaza, davacı ile senedin keşidecisi eski eşi arasındaki süregelen uyuşmazlıklar nedeniyle, 18.10.2007 tarihinde aile konutu şerhi konulduğu, davalının alacağının dayanağı olan bonoya dayalı olarak girişilen icra takibinin tarihinin ise 12.03.2008 tarihi olduğu, bu itibarla, davacının davalıya karşı muvazaa iddiasında bulunabileceği, bu durumda, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıda olduğundan, davalı temlik alacaklısı ...'e, temlikinin gerçek bir borç ilişkisine dayalı olduğunu ispat etmesi için imkan tanınması, bu husustaki savunma ve delilleri araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, tanık beyanlarına göre, borç ilişkisinin gerçek bir alacağa ilişkin olduğunun ispat edildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
O halde davacının söz konusu bonoya karşı muvazaa iddiasında bulanabileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda, muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü davalı alacaklıda olduğundan, davalı temlik alacaklısı ...'e, temlikinin gerçek bir borç ilişkisine dayalı olduğunu ispat etmesi için imkan tanınması, bu husustaki savunma ve delilleri araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.11.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, satışın kesinleşmiş icra takibi üzerine yapılan ilanlar neticesinde yapılmış olması nedeniyle usulüne uygun olduğu, muvazaa iddiasına ilişkin olarak dosyada herhangi bir kayıt ve belge bulunmadığı, haciz tarihi daha önce olan davalı ile, davacının takibine dayanak davayı açma tarihi önce olduğundan, davacı arasında satış bedelinin alacak oranı nazara alınarak garameten paylaştırılması gerektiği belirtilerek, davanın kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır....
Mahkemece,davanın kabulüne dair verilen karar, davalı ... vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 18.10.2017 tarih ve 2015/7160 E. 2017/2733 K.sayılı ilamıyla İİK’nın 83.maddesine göre maaş haczi ile ilgili sıra cetveli yapılamayacağından maaş haczinde yapılan sıralamaya vaki muvazaa iddiasında genel muvazaa da olduğu gibi ispat yükü davacıda olup ispat yükünün davalıda olduğu kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda;muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasında ispat yükünün davalı da olduğu, davalıların kardeş olduğu, davalı ... ile davalı ... arasında gerçek bir borç-alacak ilişkisinin bulunmadığı, davalı ...'nün bu yolla davacı bankanın maaşına koyacağı haczin önüne geçtiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı , davalı ... vekili temyiz etmiştir....
maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemez. Bu durumda Mahkemece yapılan bu sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesi uyarıca İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek aynı Kanun'un 142/1. maddesi uyarınca açılan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın bu ilkelere göre çözümlenmesi doğru olmamıştır.04.06.1958 gün ve 15/6 sayılı İBK'da da belirlendiği gibi, HMK'nın 24/1, 25, 26, 30 ve 33. (HUMK'nın 74, 75 ve 76.) maddeleri gereğince hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlüdür....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 24.04.2008 No : 513-170 Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır....