Mahkemece 15/12/2021 tarihli tensip tutanağı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine, tapu kaydına davalıdır şerhi konulmasına karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine, 10/01/2022 tarihli ara karar ile davalıdır şerhi kaldırılmış, bu ara karara karşı davacı vekilinin itirazı üzerine, 14/01/2022 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verilmiştir. Bu kez davacı tarafça 14/01/2022 tarihli dilekçe ile taşınmaz üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilmiş, mahkemece aynı tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebi reddedilmiştir....
, yüklenicinin davacıya yaptığı temlik de artık sebepsiz kalacağını, tapu devri yapılan 3.kişilerin iyi niyet savunmaları dahi dinlenmeyeceğini ve tapu kayıtları iptal edileceğini, diğer davalı yüklenici şirket aleyhine Anadolu 9.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/72 esas sayılı dosyası üzerinden tapu iptal ve tesçil davası ikame etmiş ve dava dilekçesi ile Çekmeköy (534) sayılı parseldeki tapuda adına kayıtlı taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi konulmasını talep ettiğini, yerel mahkeme 16.03.2022 tarihli ara karar ile "ihtiyati tedbir talebinin reddine","davalıdır şerhi konulması talebinin kabulüne karar vermiştir."...
ve 7. maddelerine göre rehin hakkının tescil ile doğacağı, rehin sözleşmesinin yapıldığı tarihten itibaren on gün içinde ticaret siciline tescil edileceği ve tapu kütüğünün beyanlar hanesine derhal kaydedileceğinin açıklandığı, diğer taraftan, 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli 4 sayılı tarifenin 11. pozisyonunda, " teferruatın tapu siciline kaydında beyan olunan değeri üzerinden binde 2,4 oranında harç alınacağının belirtildiği, olayda teferruatın tapu siciline kaydının söz konusu olmadığı, kaydın zaten mevcut olduğu, 1447 sayılı Yasa gereğince konulması zorunlu olan ticari işletme rehninin varlığının bilgi olarak yazılmasının açıklama şerhi niteliğinde bulunduğu, bu şerhin üçüncü şahısları bilgilendirme amacıyla konulduğu, bilgi şerhi rehin verenin isteği ile değil, kendisi dışında yapılan yazışma ile konulduğundan dava konusu ticari işletme rehni tapu kayıt harcında isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek tarhiyatı terkin eden ......
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı ..., davalı ... ile evli olduklarını, aile konutu olarak kullanılan taşınmazın eşi olan davalı ... tarafından, rızası dışında diğer davalı Gülfısiyah'a satıldığını belirterek Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi gereğince tapu kaydının iptali ile yeniden eşi adına tescili ve taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması istemiyle dava açmış, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile "..., Karesi, 2. Kayabey Mahallesi, 3168 ada, 3 parselde" tapuya kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile, davalı ... adına tesciline ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiş, verilen karara karşı davalı ... tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine ......
Daha sonra davacı, 27.10.2015 tarihli dilekçesiyle ipoteklerin kaldırılması yönündeki talebinden feragat etmiş ancak aile konutuna dayalı tapu iptal ve tescili ile dava konusu taşınmaza aile konutu şerhi konulması talepleri yönünden ise davalarına devam etmiştir. Mahkemece, davanın münhasıran aile konutu şerhi davası olduğu kanaati ve taşınmazın halen başkası adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermiştir. Mahkemece, davacının davası TMK 194. maddesine dayalı tapu iptal ve tescil davası ile aile konutu şerhi konulması davası olduğu dikkate alınmaksızın, münhasıran aile konutu şerhi konulması davası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....
geliri ve munzam zararın hesaplanarak davalıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine ve taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi ve müvekkillerin ileride telafisi imkansız zarara uğramaması ve cebren satışın engellenmesi için anılan taşınmazların tapu kaydına taşınmazlara kain arsanın müvekkillerin murisinden gelmesi de göz önüne alınarak teminatsız olarak ihtiyati tedbir ve ya davalıdır şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/248 Esas sayılı dava dosyasının, 2- Çekişmeli taşınmaza ait tespit tutanağında kullanıcı şerhi bulunmasına rağmen, dosya arasında bulunan tapu örneğinde kullanıcı şerhi bulunmamaktadır. Tapu müdürlüğünden çekişmeli taşınmaz üzerinde kullanıcı şerhi bulunup bulunmadığının ve terkin edilmiş ise sebebinin sorulması, çekişmeli taşınmazın tapu kaydı hükmen oluşmuş ise onaylı mahkeme ilamının dosya içine konulması, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere göderilmesi için dosyanın Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu, "İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, Esenyurt Köyü 1440 Ada, 15 Parsel" de B3 Blok 173 no.lu bağımsız bölüm"ün tapu kaydına TEMİNATSIZ OLARAK ihtiyati tedbir şerhi konulmasını aksi halde "davalıdır şerhi" konulmasını, Dava konusu belirli bir para alacağına yönelik olduğundan ve davalı şirketin iflası halinde davacının alacağının temini için 211.202,60 USD ile sınırlı olmak üzere davalının menkul, gayrimenkul ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, talebimizin kabulü ile İİK M. 257 hükmü mucibince ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasını vekaleten talep ederiz" şeklinde talepte bulunmuştur....
iptalini ve adına tescilini, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın kendisi tarafından yapıldığının tespiti ile bu hususun tapu kaydının beyanlar hanesine şerhi istemi ile dava açmıştır....
- KARAR - Davacılar vekili, müvekkillerine ait taşınmaz üzerinde inşaat yapımı konusunda davalı ile ........2006 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, davalının inşaatla ilgili hiçbir işlem yapmadığını, halihazırdaki durum gözönüne alındığında davalının sözleşme ile ilgili edimlerini tamamlayabilmesi için oldukça uzun bir süreye gereksinim duyduğunu, sözleşmenin geriye doğru feshinin davalı tarafa ihtar edildiğini, ihtara cevap olarak "taşınmaz üzerine sit alanı şerhi konulması sebebiyle inşaata başlanılamaması ve sözleşmenin feshinde kusurlarının bulunmadığının" bildirildiğini, TBK'nın 136. maddesi gereği davalının savunmasında haklı olmadığını, müvekkiline izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığını ayrıca davalıdan elde ettiği herhangi bir menfaatinin de olmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile taşınmazın müvekkillerine teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....