Şti olduğunu, müvekkilinin ise yükleniciden değil; tapuda malik olarak gözüken üçüncü bir kişiden arsa satın aldığını, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olup tapu kayıtlarının aleniliğine güvenerek hak iktisap ettiğini belirterek, ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasını istemiştir. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi ve tapu iptali tescil talebine ilişkin olup, davacılar vekilinin talebi üzerine ilk derece mahkemesince, davaya konu taşınmazın dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için tapu kaydına HMK'nın 389. Maddesi kapsamında tedbir şerhi konulmuştur....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/14 ESAS DAVA KONUSU : Tapu iptali ve tescil KARAR : Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında ilk derece mahkemesince 15/05/2023 tarihli ara karar ile, davalılar vekilinin teminatın artırılması veya davalıdır şerhi konularak tedbirin kaldırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin ara kararı ihtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Söz konusu taşınmazın tapu kaydında sözleşmenin yapıldığı 20.12.2006 tarihi itibariyle "sit alanı" şerhinin olduğu ve belediyeden gelen cevabı yazıya göre mevcut hali ile imar durumuna göre nizalı taşınmaz üzerinde inşaat yapılmasının mümkün bulunmadığı, kaldı ki, sit alanı şerhinin ise sözleşmenin imzalanmasından önce 17.06.1983 tarih ve ... yevmiye nosu ile konulduğunun anlaşıldığı, bu hususun ise sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle TBK'nın 27. maddesi gereğince objektif imkansızlık oluşturduğu gözetilerek sözleşmenin hükümsüz olduğuna karar vermek gerekirken sözleşmenin feshine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiş ise de, hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Davacılarca, yüklenici kooperatif hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasında davanın kabulüne dair verilen 17.04.2008 tarih 2007/267 esas- 2008/190 karar sayılı karar, sonuçlarını kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenici kooperatife tapu devrinin yapıldığı tarihten, yani tapuya haciz şerhi konulmasından önceki bir tarihten itibaren doğurmaktadır. Neticede, borçlu/yüklenici kooperatif, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapılan tapu devri ile dava konusu bağımsız bölüm üzerinde ayni hak kazanamadığından, yapılan tescil yolsuz olduğundan, mahkemece verilen tapu iptali ve tescil kararı haciz öncesine etkili bulunduğundan davalı alacaklı/üçüncü kişiler tarafından dava dışı borçlu/yüklenici kooperatif aleyhine girişilen icra takibinde dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydına haciz şerhi konulması davacı arsa sahiplerini bağlamaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; kira sözleşmesinin tapu siciline şerhi istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı istinaf etmiştir. Dava dışı eski malik ile arasında imzalanan 28/05/2020 tarihli ve 15 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığına dair uyuşmazlık yoktur. Sözleşme ile kiracıya tapuya şerh yetkisi verilmiş, kiracının taşınmazı tahliye etmesi halinde 1 ay içerisinde şerhi kaldıracağı düzenlenmiştir. Davacı taşınmazı satın almış ve sözleşmenin TBK 310 uyarınca tarafı olmuş ve taraflar 01/06/2022 tarihli fesih protokolünü imzalamıştır. Türk Medeni Kanununun 1009. maddesinde, kira sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilebileceği hususu düzenlenmiştir. Ayrıca, Türk Borçlar Kanununun 312. maddesinde, taşınmaz kiralarında, sözleşmeyle kiracının kiracılık hakkının tapu siciline şerhinin karlaştırılabileceği hükmüne yer verilmiştir. Taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir....
- K A R A R - Davacı vekili; maliki olduğu taşınmazın üzerinde yapacağı binadaki daireyi harici senet ile davalıya sattığını, inşaatın yapımına 1996 yılında başladığını, inşaat devam ederken de davalı ile 1998 yılında bu satışı noter satışına dönüştürerek satışı resmileştirdiğini, davalının bu tapu üzerine de şerh kaydı koydurduğunu, ancak 2000 yılında doğan ekonomik kriz nedeni ile inşaatı tamamlayamadığını bunun üzerine davalı ile anlaşma yaparak, davalının köydeki evinin inşaat işlerine karşılık tarafların aralarındaki taşınmaz satış vaadi sözleşmesini feshetmek ve tapudan ilgli şerhi terki etmek üzere anlaştıklarını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen, davalının tapu üzerindeki şerhi terkin ettirmediğini, belirterek, öncelikle söz konusu noterden yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshi ile bu satış sözleşmesine davalı tarafından konulan tapudaki şerhin kaldırılmasına, olmadığı takdirde davalının arsasının üzerine yapmış olduğu inşaatın malzeme işçilik bedelinin...
KARAR Davacı, Noterde yapılan 17.06.1974 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 22 parsel üzerinde bulunan evin hususi parselasyonla ayrılmış alt katını davalı babasından 10.000 TL bedelle satın alıp bedelini ödediğini, sözleşmenin tapu siciline de şerh verildiğini, bu sözleşmeye dayanarak davalı aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davasının sözleşmede satışı yapılan bölümün taşınmaz niteliğinde olmadığı, muhdesat niteliğinde bulunduğu sözleşmenin gerçek anlamda satış vaadi sözleşmesi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gerekçeleri ile reddine karar verildiğini, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davalının bunun üzerine tapu sicindeki şerhi terkin ettirdiğini, terkin işleminin iptali için İdare Mahkemesine açtığı davanın da adli yargının görevli olduğu gerekçesi ile red edildiğini, Afyon Sulh Hukuk Mahkemesine satış vaadi sözleşmesinin kaydedilmesi talebi ile açtığı davanın red edildiğini ve bu kararında kesinleştiğini, açılan davalar sonucunda davalı ile Noterde...
Kira sözleşmesinde kiraya verenin tapu siciline kiracı lehine kira şerhi verilmesine muvafakat edeceği kararlaştırılmış olup, 16.09.2008 tarihinde kiracı tarafından kiraya veren aleyhinde, işbu kira sözleşmesinin tapu siciline kiracı lehine kira şerhi verilmesi için talepte bulunulduğu ve ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/396 Esas 2009/489 Karar sayılı dava dosyası ile 14.12.2009 tarihinde 25/08/2008 başlangıç tarihli, yirmi yıl süreli kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmesine karar verildiği ve ilamın temyiz edilmeksizin 29.01.2010 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. İşbu dava dosyası münderecatı birlikte değerlendirildiğinde, kiraya verenin, 25/08/2008 başlangıç tarihli sözleşmenin varlığından en geç 29.01.2010 tarihinde ilgili kararının kesinleşmesiyle haberdar olduğunun kabulü gerekir....
CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince dosya borçlusu şirkete isabet eden henüz tapuya tescil edilmeyen bilgileri verilen parselde bulunan halen arsa sahibi ... ve hissedarları adına kayıtlı daireler ile ilgili olarak şerh konulmasını talep ettiğini, sözleşmenin feshi hususu genel Mahkemelerde yapılacak yargılamayı gerektirdiğinden davanın reddini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda İcra Müdürlüğünce Tapu Müdürlüğüne İİK 94/2 şerhi konulmasına yönelik müzekkere yazılmış olmasına rağmen Tapu Müdürlüğünün 25.09.2020 tarihli cevabında ve celp edilen tapu kayıtlarında “haciz şerhi” konulduğu, borçlu adına kayıtlı olmayan taşınmaza haciz konulmasının mümkün olmadığı, davalı alacaklının İcra Müdürlüğünden yetki belgesi alarak tescil davası açmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile İstanbul ... 9....
raporundan anlaşılacağı üzere müvekkilin satın aldığı taşınmazında satın aldığı dönemde ki fiyatı Türkiye Cumhuriyeti devlet bankasınca yapılmış değerlemede açıkça 1.990,000,0071 olarak belirlendiğini, akabinde müvekkili tapu kaydını da incelemiş ve tapu üzerinde her hangi bir şerh, kısıtlama ya da olumsuzluğa rastlamamış olması sebebi ile tapu kaydına güvendiğini, tüm bu olanların akabinde müvekkil Türkiye Vakıflar Bankası kanalı ile taşınmazın bedelinin 1.800.000,00TL'sini davacı T4'ye banka kanalı ile ödemiş geri kalan ve kaparo bedeli olan 100.000 TL'yi de elden belge karşılığı verdiğini ve taşınmazı ipotekli olarak satın aldığını, müvekkilinin mülkiyet hakkının kısıtlanmaması için davacının ihtiyati tedbir ve davalıdır şerhi işlenmesi taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesini talep etmiştir....