WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, tapu iptali ve tescil istemi ile sözleşmenin tapuya şerhi isteminin reddine, satış bedeli 105.365,07 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davacı vekili ve bir kısım davalıların temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır. Onama kararına karşı davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, karşılıklı borç doğuran bir akittir. 22.07.1983 tarihli satış vaadi sözleşmesinde tarafların borçlarının ne olduğu açık bir şekilde belirtilmiştir. Bu durumda, sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmemesi halinde diğer taraf BK'nun 96 ve 106. maddeleri hükümlerine uygun olarak haklarını kullanabilecektir. Somut olayda davacı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde taşınmazın bedelinin ödenmesini istemiştir. Sözleşme konusu dükkanların tapu kaydında hukuken mevcut olmaması yani kat irtifakı ve kat mülkiyeti kurulmamış olması nedeniyle henüz ifa kabiliyeti doğmamıştır....

    - KARAR - Davacılar vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, tapu kaydının davalıya devredildiğini, ancak davalı yüklenicinin, inşaata başlamadığı gibi borçları nedeniyle, tapu kaydına ipotek ve çok sayıda haciz şerhi tesis edildiğini, bu sebeplerle sözleşmeden döndüklerini ileri sürerek, sözleşmenin feshini ve tapu kaydının iptali ile davacılar adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, bürokratik engeller nedeniyle inşaata başlanamadığını, gerekli başvuruların yapıldığını savunarak, davanın reddini, dava reddedilmez ise, davalının yaptığı masrafların ve kâr kaybının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, makul süre geçmesine rağmen inşaata başlanılmadığı, ifraz, kamuya terk ve cins değişikliği işlemlerinin yapılmadığı ve davalının borçları nedeniyle taşınmazın tapu kaydına yüksek meblağlı ipotek ve hacizler tesis edildiği, davacıların sözleşmeden dönmekte haklı oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Şahsi hakların kuvvetlendirilmesini, malikin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını ve muvakkat (geçici) tescilin tapu kütüğüne yazılmasını sağlar. 6. TMK’nın 1009. maddesi ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca satış vaadi sözleşmesi ile tanınan ileride satın alma hakkının tapu siciline şerhi olanaklıdır. Tapu Kanununun 26/6 maddesinde de “Şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse işbu şerh tapu müdürü veya memuru tarafından re’sen terkin olunur” hükmü bulunmaktadır. Fakat bu hüküm sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren beş yıl içinde asıl satış akdi yapılmazsa bu şerhi tapu müdürlüğünün re’sen terkin edeceği anlamına gelmez. Bu terkin Tapu Sicil Tüzüğünün 78/4 maddesi gereği ancak taşınmaz malikinin istemi ile yapılabilir. 7. Tarafların satış vaadi sözleşmesini iradi olarak feshetmeleri mümkündür. Fesih halinde, fesih name müdürlüğe ibraz edilirse, satış vaadi sözleşmesinin şerhi terkin edilir....

        ndan satın aldığını, tapu kaydında sözleşme şerhi bulunmadığını ve davalı yüklenici ile davacılar arasında sözleşme olduğunu bilmediğini, tapu kaydının yüklenici adına olmadığını, iyiniyetli kazanımının korunması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... ve ... Cevap vermemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, sözleşmenin feshine, dava konusu 6014 parsel üzerindeki A blok 1, 2, 3 ve 4 no'lu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, karar davalılar...ve ... tarafından temyiz edilmekle, Dairemizin 28.02.2014 gün ve 2013/8794 esas, 2014/1460 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Bu kez, davalı ... ...ve ... vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....

          Türk Medeni Kanununun 1009. maddesinde, kira sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilebileceği hususu düzenlenmiştir. Ayrıca, Türk Borçlar Kanununun 312. maddesinde, taşınmaz kiralarında, sözleşmeyle kiracının kiracılık hakkının tapu siciline şerhinin karlaştırılabileceği hükmüne yer verilmiştir. Taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir. Bu sözleşme kira sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme olup, kira sözleşmesi içinde veya ondan ayrı olarak düzenlenebilir. Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunundaki bu düzenlemeler gereğince kira sözleşmesinin şerh anlaşması olduğu sürece tapuya şerhi olanaklıdır. Somut olayda, davaya dayanak yapılan 11.09.2001 başlangıç tarihli ve 99 yıl süreli kira sözleşmesi ile önceki malik kiraya veren Kiriş Otelcilik A.Ş. ile kiracı dava dışı ... arasında kira sözleşmesi yapıldığı, 14.08.2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile ...'...

            -K A R A R- Davacı, davalı yüklenici ile aralarında davacının da bulunduğu arsa sahipleri arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin yüklenici tarafından tapuya şerh edildiğini, davacının ... nolu bağımsız bölümün sahibi olduğunu, dairesini satmak istediği halde tapu kaydı üzerinde bulunan gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhi nedeniyle alacaklının bankadan kredi alamaması nedeniyle satışı yapamadığını, inşaatın bitmiş olmasına rağmen şerhi koyan davalının şerhin kaldırılmasına yanaşmadığı için şerhin kaldırılmadığını ileri sürerek, ... nolu bağımsız bölüm üzerinde bulunan şerhin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında görülmekte olan ... ayrı davanın halen derdest olduğunu, davalar sonuçlanmadan mevcut davanın dinlenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

              A.Ş. istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacının icbar davası (tapu iptal ve tescil davası) açma imkanı varken satış vaadi sözleşmesinin şerhi talepli dava açmasında hukuki yararının olmadığını, davacı ile diğer davalı yüklenici arasında akdedilen ve davaya konu şerhi talep edilen taşınmaz satış vaadi sözleşmesine müvekkilinin taraf olmadığını, müvekkil ile diğer davalı yükleniciler arasındaki hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesinin niteliği gereği yükleniciye tapu talep hakkı vermediğini, hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmeleri niteliği gereği arsa sahibinin mutabakatı olmaksızın 3. kişilere satış yapılamayacağını, somut olayda müvekkilinin şerhi talep edilen taşınmaz satış vaadi sözleşmesine mutabakatı ve muvafakati olmadığını, kaldı ki müvekkilinin diğer davalı yükleniciler ile aralarında akdedilen hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesini geriye etkili feshettiğini, bu sözleşmenin eser sözleşmesi mahiyetinde olduğunu, fesih ihbarı ardından yüklenici tarafından İstanbul...

                CEVAP; Davalılar Vekilinin Cevap Dilekçesinde Özetle; Sözleşme unsurları sağlanamadığını, sözleşmenin geçersiz olduğu açık olduğunu, ipoteğin fekki için borcun ödenmiş olması veya ipotek alacaklısının rızası gerekli olduğunu, ancak ilgili olayda sözleşme ipotek alacaklısı değil müvekkilleri ile imzalandığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu, kurucu unsurları sağlamamakta olduğunu, sözleşmenin ipotek sahibi ile imzalanması gerekli olduğunu, ancak olayda sözleşme ipotek sahibi olmayan kişiler tarafından akdedildiğini, sözleşmenin açıkça geçersiz olduğunu, ipoteğin müvekkillerine ait olmadığını, tapu kaydından da anlaşılabildiğini, ipoteğin kaldırılması iki şekilde gerçekleşebildiğini, ipoteğin süresinin sona ermesi veya ipotek sahibinin talebiyle ipotek kaldırılabilmekte olduğunu, mahkeme kararıyla da ipotek kaldırılabilmekte olduğunu, müvekkilleririnin ilgili ipoteği kaldırma yetkisinin haiz olmadığını, olsa olsa aracı niteliğinde olduğunu, müvekkilleri ile davacı arasında imzalanan sözleşme...

                  Somut olayda, vekile verilen yetki taşınmaz üzerinde intifa hakkı koşuluna bağlandığı halde satış bu koşul gözetilmeksizin yapıldığından ve sözleşmenin diğer tarafı da vekaletnamedeki yetkiyi bilen yada bilmesi gereken kişi olduğundan, yetkinin aşılması suretiyle yapılan işlemin iptalini her zaman isteyebilir. O yüzden davacının davada isteyebileceği vekilin, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etmemesinden ötürü yapılan satış işleminin iptali ile taşınmaz mülkiyetinin iadesi isteminden ibaret olmalıdır. Mahkemece tüm bu hususlar bir yana bırakılarak koşulları olmadığı halde davacı yararına tapu kaydına intifa hakkı şerhi işlenmesi yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 5.6.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 04/07/2022 tarihli ara karar ile "Dosya kapsamından her ne kadar dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerinde mahkememizden verilen davalıdır şerhi bulunuyor ise de gerek celp edilen tapu kaydından gerekse itiraz eden vekili tarafından sunulan tapu kaydından anlaşıldığı üzere taşınmazın itiraz eden dava dışı Bülent Alay adına kayıtlı olduğu, Bülent Alay'ın iş bu davada taraf olmadığı, davada taraf olmayan kişilerin durumu değerlendirilerek bu kişilerin haklarını etkiler mahiyette bir tedbir kararı veya davalıdır şerhi konulmasına dair bir karar verilmesinin mümkün olmadığı anlaşılarak itiraz eden Bülent Alay vekilinin itirazları yerinde görülmüş ve taşınmazın tapu kaydındaki davalıdır şerhinin kaldırılmasına" şeklinde karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu