Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 1009. maddesinde, kira sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh edilebileceği hususu düzenlenmiştir. Ayrıca, Türk Borçlar Kanununun 312. maddesinde, taşınmaz kiralarında, sözleşmeyle kiracının kiracılık hakkının tapu siciline şerhinin karlaştırılabileceği hükmüne yer verilmiştir. Taşınmaz kira sözleşmesinin tapu siciline şerh verilmesi hususunda iki taraf sözleşme yapabilir. Bu sözleşme kira sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme olup, kira sözleşmesi içinde veya ondan ayrı olarak düzenlenebilir. Türk Medeni Kanunu ve Türk Borçlar Kanunundaki bu düzenlemeler gereğince kira sözleşmesinin şerh anlaşması olduğu sürece tapuya şerhi olanaklıdır. Somut olayda, davaya dayanak yapılan 11.09.2001 başlangıç tarihli ve 99 yıl süreli kira sözleşmesi ile önceki malik kiraya veren Kiriş Otelcilik A.Ş. ile kiracı dava dışı ... arasında kira sözleşmesi yapıldığı, 14.08.2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile ...'...

    Şahsi hakların kuvvetlendirilmesini, malikin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını ve muvakkat (geçici) tescilin tapu kütüğüne yazılmasını sağlar. 6. TMK’nın 1009. maddesi ve 2644 sayılı Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca satış vaadi sözleşmesi ile tanınan ileride satın alma hakkının tapu siciline şerhi olanaklıdır. Tapu Kanununun 26/6 maddesinde de “Şerhten itibaren beş yıl içinde satış yapılmaz veya irtifak hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse işbu şerh tapu müdürü veya memuru tarafından re’sen terkin olunur” hükmü bulunmaktadır. Fakat bu hüküm sözleşmenin tapuya şerhinden itibaren beş yıl içinde asıl satış akdi yapılmazsa bu şerhi tapu müdürlüğünün re’sen terkin edeceği anlamına gelmez. Bu terkin Tapu Sicil Tüzüğünün 78/4 maddesi gereği ancak taşınmaz malikinin istemi ile yapılabilir. 7. Tarafların satış vaadi sözleşmesini iradi olarak feshetmeleri mümkündür. Fesih halinde, fesih name müdürlüğe ibraz edilirse, satış vaadi sözleşmesinin şerhi terkin edilir....

      -K A R A R- Davacı, davalı yüklenici ile aralarında davacının da bulunduğu arsa sahipleri arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşmenin yüklenici tarafından tapuya şerh edildiğini, davacının ... nolu bağımsız bölümün sahibi olduğunu, dairesini satmak istediği halde tapu kaydı üzerinde bulunan gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi şerhi nedeniyle alacaklının bankadan kredi alamaması nedeniyle satışı yapamadığını, inşaatın bitmiş olmasına rağmen şerhi koyan davalının şerhin kaldırılmasına yanaşmadığı için şerhin kaldırılmadığını ileri sürerek, ... nolu bağımsız bölüm üzerinde bulunan şerhin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında görülmekte olan ... ayrı davanın halen derdest olduğunu, davalar sonuçlanmadan mevcut davanın dinlenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

        CEVAP; Davalılar Vekilinin Cevap Dilekçesinde Özetle; Sözleşme unsurları sağlanamadığını, sözleşmenin geçersiz olduğu açık olduğunu, ipoteğin fekki için borcun ödenmiş olması veya ipotek alacaklısının rızası gerekli olduğunu, ancak ilgili olayda sözleşme ipotek alacaklısı değil müvekkilleri ile imzalandığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu, kurucu unsurları sağlamamakta olduğunu, sözleşmenin ipotek sahibi ile imzalanması gerekli olduğunu, ancak olayda sözleşme ipotek sahibi olmayan kişiler tarafından akdedildiğini, sözleşmenin açıkça geçersiz olduğunu, ipoteğin müvekkillerine ait olmadığını, tapu kaydından da anlaşılabildiğini, ipoteğin kaldırılması iki şekilde gerçekleşebildiğini, ipoteğin süresinin sona ermesi veya ipotek sahibinin talebiyle ipotek kaldırılabilmekte olduğunu, mahkeme kararıyla da ipotek kaldırılabilmekte olduğunu, müvekkilleririnin ilgili ipoteği kaldırma yetkisinin haiz olmadığını, olsa olsa aracı niteliğinde olduğunu, müvekkilleri ile davacı arasında imzalanan sözleşme...

          Somut olayda, vekile verilen yetki taşınmaz üzerinde intifa hakkı koşuluna bağlandığı halde satış bu koşul gözetilmeksizin yapıldığından ve sözleşmenin diğer tarafı da vekaletnamedeki yetkiyi bilen yada bilmesi gereken kişi olduğundan, yetkinin aşılması suretiyle yapılan işlemin iptalini her zaman isteyebilir. O yüzden davacının davada isteyebileceği vekilin, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etmemesinden ötürü yapılan satış işleminin iptali ile taşınmaz mülkiyetinin iadesi isteminden ibaret olmalıdır. Mahkemece tüm bu hususlar bir yana bırakılarak koşulları olmadığı halde davacı yararına tapu kaydına intifa hakkı şerhi işlenmesi yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 5.6.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            Söz konusu taşınmazın tapu kaydında sözleşmenin yapıldığı 20.12.2006 tarihi itibariyle "sit alanı" şerhinin olduğu ve belediyeden gelen cevabı yazıya göre mevcut hali ile imar durumuna göre nizalı taşınmaz üzerinde inşaat yapılmasının mümkün bulunmadığı, kaldı ki, sit alanı şerhinin ise sözleşmenin imzalanmasından önce 17.06.1983 tarih ve ... yevmiye nosu ile konulduğunun anlaşıldığı, bu hususun ise sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle TBK'nın 27. maddesi gereğince objektif imkansızlık oluşturduğu gözetilerek sözleşmenin hükümsüz olduğuna karar vermek gerekirken sözleşmenin feshine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiş ise de, hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece 04/07/2022 tarihli ara karar ile "Dosya kapsamından her ne kadar dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerinde mahkememizden verilen davalıdır şerhi bulunuyor ise de gerek celp edilen tapu kaydından gerekse itiraz eden vekili tarafından sunulan tapu kaydından anlaşıldığı üzere taşınmazın itiraz eden dava dışı Bülent Alay adına kayıtlı olduğu, Bülent Alay'ın iş bu davada taraf olmadığı, davada taraf olmayan kişilerin durumu değerlendirilerek bu kişilerin haklarını etkiler mahiyette bir tedbir kararı veya davalıdır şerhi konulmasına dair bir karar verilmesinin mümkün olmadığı anlaşılarak itiraz eden Bülent Alay vekilinin itirazları yerinde görülmüş ve taşınmazın tapu kaydındaki davalıdır şerhinin kaldırılmasına" şeklinde karar verilmiştir....

              Şti olduğunu, müvekkilinin ise yükleniciden değil; tapuda malik olarak gözüken üçüncü bir kişiden arsa satın aldığını, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olup tapu kayıtlarının aleniliğine güvenerek hak iktisap ettiğini belirterek, ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılmasını istemiştir. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi ve tapu iptali tescil talebine ilişkin olup, davacılar vekilinin talebi üzerine ilk derece mahkemesince, davaya konu taşınmazın dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için tapu kaydına HMK'nın 389. Maddesi kapsamında tedbir şerhi konulmuştur....

              ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2023/14 ESAS DAVA KONUSU : Tapu iptali ve tescil KARAR : Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasında ilk derece mahkemesince 15/05/2023 tarihli ara karar ile, davalılar vekilinin teminatın artırılması veya davalıdır şerhi konularak tedbirin kaldırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin ara kararı ihtiyati tedbire itiraz eden davalılar vekili tarafından istinaf edilmekle; kesinlik, süre, istinaf şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, istinaf dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

              Davacılarca, yüklenici kooperatif hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasında davanın kabulüne dair verilen 17.04.2008 tarih 2007/267 esas- 2008/190 karar sayılı karar, sonuçlarını kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenici kooperatife tapu devrinin yapıldığı tarihten, yani tapuya haciz şerhi konulmasından önceki bir tarihten itibaren doğurmaktadır. Neticede, borçlu/yüklenici kooperatif, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yapılan tapu devri ile dava konusu bağımsız bölüm üzerinde ayni hak kazanamadığından, yapılan tescil yolsuz olduğundan, mahkemece verilen tapu iptali ve tescil kararı haciz öncesine etkili bulunduğundan davalı alacaklı/üçüncü kişiler tarafından dava dışı borçlu/yüklenici kooperatif aleyhine girişilen icra takibinde dava konusu bağımsız bölümün tapu kaydına haciz şerhi konulması davacı arsa sahiplerini bağlamaz....

                UYAP Entegrasyonu