Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava satım sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan kar kaybının, irad kaydedilen kesin teminatın, haksız kesilen cezai şartın ve damga vergisinin tahsiline ilişkindir....

    etmeden önce davacının iş yerine ait iş yerinin logusunu taşıyan aracı kullanarak kendisi için iş yeri kiraladığını, çevrede davacının şube açtığı kanaatini uyandırdığını, davalının davacı iş yerinde çalışırken kullandığı telefon numarası ... iken kendi adına açtığı iş yeri için de ... numaralı hatları seçtiğini, davalının bir aylık faaliyet süresinde müşteri porföy sayısının 100'ü aştığını, tamamının da müvekkilinin müşterileri olduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede haksız rekabet yasağı ve ceza-i şarta ilişkin düzenleme bulunduğunu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7. maddesinde sözleşmenin sona ermesi halinde davalının iş yerine ait bilgileri müşteri, listelerini ve tüm portföy detaylarını iade edeceğinin, bu bilgileri sözleşmenin sona ermesinden itibaren bir yıl süre ile kendisi veya ortağı olduğu şirkette dahi kullanamayacağı, bu konuda haksız rekabet kurallarına uyacağı, aksi halde diğer tazminat talep hakkının yanı sıra 10.000,00,-USD ceza-i şart ödeneceğinin...

      , davacının tazminat talebinin, elektriği indirimsiz şekilde EPDK'nın belirlediği birim fiyatlar üzerinden almasına dayanmakta olduğunu, tazminat miktarının da aradaki farktan oluştuğunu, davacının sözleşmenin sona ermesi halinde, başka bir elektrik tedarikçisi ile anlaşma yapana kadar EPDK birim fiyatlarından indirimsiz elektrik almayı kabul ettiğini, ayrıca davalının elektrik tedariğine devam edebilse dahi davacının zaten aynı bedeli ödeyeceğini, dolayısıyla davacının sözleşmenin feshinin haksız yönündeki iddiası gibi zarara uğradığı/fazla ödeme yaptığı iddiasının da tamamen dayanaksız olduğu, gerek taraflar arasındaki sözleşmenin, gerekse elektrik piyasası mevzuatı ve TBK kapsamında sözleşmenin fesih şartları oluştuğundan ve hatta sözleşmenin feshinin şart olduğundan, davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinden, sözleşmenin feshine neden olan unsurlara ilişkin davalıda hiçbir kusur bulunmadığından, sözleşmenin devam edebilse dahi davalının, bizzat dava dilekçesinde bahsettiği...

        İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki 08/06/2007 tarihli sözleşmenin geçersiz olarak feshi nedeniyle maddi tazminat ve sözleşmenin feshinden önce doğan alacakların tahsili amacıyla açılmış bir belirsiz alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince dava, zamanaşımı nedeniyle reddedilmiş, bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır Dava konusu sözleşme incelendiğinde; temsilcilik sözleşmesi başlığı altında düzenlenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlığa konu sözleşme 08/06/2007 tarihlidir. 6762 sayılı TTK'nın (eTTK) 100. maddesinde tanımlanan ticari işler tellallığı, ticari işlere müteallik sözleşmelerin kurulmasına aracılık edilmesine ilişkindir....

        yapılan yargılama neticesinde, davalının fesih gerekçesi olarak herhangi bir sebep ileri sürülmediği, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın ödenmemesi amacıyla, sözleşmenin feshinden sonra ve yargılama safahatında ileri sürülen sebeplerin inandırıcılığı bulunmadığı, davalı şirket çalışanın ne tür usulsüzlük yapıldığı konusunun açıklanmadığı gibi herhangi bir delil de sunulmadığı, davalı şirket çalışanının usulsüz işlemler yapmasının sözleşmenin feshi ile bağlantısının kurulamadığı, davalı tarafça sözleşmenin sebepsiz olarak feshedildiği, dolayısıyla haksız fesih nedeniyle sözleşmenin 8.5/d maddesi uyarınca 5 aylık hizmet bedeli dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği gerekçesiyle, davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 192.415,85 TL maddi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair maddi tazminat isteminin reddine, davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....

          , bu nedenlerle TTK’nun 122. maddesindeki koşulların mevcut olmadığı, bu şirketler dışında davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıya başkaca müşteriler kazandırdığına ve davalı-karşı davacının bu müşterilerden davacı-karşı davalının çalışmaları ve çabaları sayesinde sözleşmenin feshinden sonra da yüksek ciro elde ettiğine dair iddiasını ispatlayamadığı, bu nedenle davacı-karı davalıya denkleştirme tazminatı ödenmesine karar verilmesinin hakkaniyete uygun olamayacağı anlaşılmakla, davacı-karşı davalının denkleştirme tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.Her ne kadar davacı-karşı davalı tarafça sözleşmenin haksız feshedilmesi nedeniyle manevi tazminat da talep edilmişse de, davalı-karşı davacının sözleşmeyi haksız fesh etmesinin davacı-karşı davalının kişilik haklarına tecavüz teşkil etmediği, bu nedenle manevi tazminat koşullarının da oluşmadığı anlaşılmakla, manevi tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının henüz kesinleşmediğini, kabule ilişkin kısım için kanun yoluna başvurduklarını, mahkeme kararının cezai şarta ilişkin hüküm veya haklılık durumu içermediğini, davacının açtığı davalar ve bütün talepleri birlikte nazara alındığında bu davada cezai şart talep edemeyeceğini, sözleşmenin yapılması ve icrasında muvazaalı durum olduğunu, sözleşmenin yapıldığı dönemdeki kooperatifin başkanının aynı zamanda davacı şirketin kurucu ortağı olduğundan bu durumun iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, müvekkilinin sözleşmeyi sonuna kadar ayakta tutmaya çalıştığını, davacının eylemli feshine ilişkin hususların ve Konya . Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının hatalı olduğunu, bu nedenlerle kötüniyetli, haksız ve mesnetsiz davanın ve tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İşbu dava; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan tazminat davasıdır....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                Davacı ile davalı şirket arasında düzenlenen 01.11.2010 tarihli bayilik sözleşmesinin 37. maddesi gereğince, beş yıllık sözleşmenin 17.02.2011 tarihli davalı ihtarıyla feshedildiği açıktır. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin feshinden kaynaklı alacakların tahsili amacıyla davacı tarafından, davalı şirket ile borçlu kefil hakkında 02.05.2011 tarihinde İstanbul 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/12882 Esas sayılı dosyasıyla açılan davanın yargılamasında sözleşmenin kuruluşu, feshi, kefalet şartlarının geçerliliği tartışılarak değerlendirilmiş ve sözleşme ile kefaletin geçerli olduğu anlaşılmıştır. Anılan davada davacı, sözleşmenin 25. maddesi gereğince, 100.000 Euro cezai şart, sözleşmenin 23. maddesi gereğince 1.000 Euro haksız kullanım bedeli ve kâr mahrumiyeti talep etmiştir....

                  -K A R A R- Asıl ve birleşen davada davacılar, harici araç satış bedeli yapılan zorunlu masrafların iadesi, manevi tazminat ve aracın ticari plakasının kiralanmasına ilişkin sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan mahrum kalınan karın tazminini talep ve dava etmişlerdir. Davalı vekili, davacıların satış protokolü gereği, aracın bedelini ve plakanın kiralanmasına ilişkin kira bedelini ödemediklerini, müvekkilinin halen alacaklı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu