Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

protokol olduğunu iddia etseler de, söz konusu protokolün geçersiz olduğu biran için kabul edilse dahi, sözleşmeden doğan edimlerin tamamına yakını ifa edildikten sonra sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin, Yargıtay'ın yerleşik içtihatlarına göre hakkın kötüye kullanılması olduğunu ve kesin hükümsüzlük iddiasının dinlenemeyeceğini, kural olarak özel bir hüküm bulunmadıkça şeklen sakat olan bir sözleşmenin ifasının sözleşmeyi geçerli kılmayacağını, ancak bu tür sözleşmelerin ifadan sonra geçersizliğinin ileri sürülmesinin TMK m.2 uyarınca dinlenemeyeceğini, davaya konu olan protokol, resmi geçerlilik şekline tabi bir sözleşme olsa bile, sözleşmeden doğan edimlerin tamamına yakını ifa edildikten sonra kalan bakiye borcun ödenmesinden kaçınmak amacıyla bu sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin, hakkın kötüye kullanılması olduğunu, belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....

Mahkemece, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına dayanılarak, Borçlar Kanunu'nun ... ve 20. maddelerine dayalı hükümsüzlük ya da geçersizlik taleplerinin her zaman ileri sürülebileceği, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.... maddesindeki düzenlemenin davacının ekonomik varlığını ve geleceğini tehlikeye düşürecek nitelikte bir hüküm olup, davacının 50 yıldan fazla bir süre daha davalıya bağımlı olmasının ve sektörel rayiçlere göre %60-%70 pay alması gerekirken davacıya %5 gibi sembolik bir pay ödenmesinin sözleşme konusu eserlerden elde edilen gelirin neredeyse tamamına davalının sahip olması anlamına geleceği, bunun genel ahlaka aykırı olduğu, sözleşmenin bu en önemli paylaşma hükmünün geçersizliğinin tespiti halinde diğer hükümlerinin ayakta kalmasının mümkün bulunmadığından sözleşmenin tamamının hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesi gerektiği, ancak sözleşme tarihinden dava tarihine kadar geçen süre içerisinde davalı tarafından davacıya yapılan ödemelerin davacı...

    Davalı vekili alacağın muaccel olmadığını savunmuş ise de dava konusu işin ----- tarihinde teslim edildiği, sözleşmenin 7. Maddesine göre noksan ve kusurlu iş miktarına ilişkin tespit yaptırıldığına ve eksikliklerin giderilmesi için davacıya süre verildiğine dair delilin dosyaya sunulmadığı, kaldı ki teslim tarihinden sonra davacı tarafından düzenlenen ---- nolu ----- faturanın --------davalı tarafından bildirildiği, davalının taraflar arasındaki sözleşmenin 6.3 ve 7.0 maddelerine uygun bildiriminin olmadığı, dava konusu alacağın davalı kayıtlarına alındığı dolayısıyla alacağın muaccel olduğu davacının faturadan bakiye alacağı talepte haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Somut olayda, uyuşmazlık faturadan kaynaklanmakta olup, alacak 'likit' olduğundan, aslı davada davacının icra inkâr tazminatı talebi yerinde görülmüştür....

      de yayınlanmak üzere... isimli dizinin yapımcılığını üstlendiğini, sözleşmeye uygun olarak anılan dizinin 14 bölümünün müvekkili şirket tarafından yayınlandığını, sözleşmenin taraflardan herhangi biri tarafından feshi için diğer tarafın sözleşmeye aykırı davranması ve kendisine verilen 7 günlük süre içinde de bu aykırılığı gidermemiş olması gerektiğini, davalının bu hükme aykırı şekilde sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini ileri sürerek, davalının sözleşmenin feshine ilişkin bildiriminin geçersizliğinin tespiti ile taraflar arasındaki akdin ifasına, müvekkilinin uğramış olduğu kazanç kaybından şimdilik 1.000.000 TL'nin, 2.000.000 TL cezai şart alacağının ve müvekkilinin maddi zararından şimdilik 1.000.000 TL'nin avans faizi ile 100.000 TL manevi tazminatın ise yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, aksi halde davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinin tespiti ile bu kez haksız fesih nedenine dayalı olarak 100.000 TL manevi tazminatın, 2.000.000 TL cezai şart alacağının...

        Davalı ve Davacı şirketin ilgili dönemlere ait BA, BS formları getirtilmiş, Ticaret Bakanlığı'nın ve Vergi Dairesi Müdürlükleri'nin cevabi yazılarının gönderildiği, Dava Konusu Sözleşmenin dosyaya sunulduğu görülmüş, incelenmiştir. DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; Davacı tarafından Fuar Katılım Sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin olarak davalıya karşı başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının dava konusu sözleşmeye ilişkin alacağa hak kazanıp kazanmadığı, takip konusu miktar kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, alacağın muaccel olup olmadığı, alacağın likit olup olmadığı, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilip edilemeyeceği, mahkememizi davaya bakmakta görevli olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu görülmüştür....

          Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava; taraflar ve MÜYORBİR arasında 30/04/2009 tarihinde düzenlenen ve feshedilmemesi sebebiyle yıldan yıla yenilenen lisans sözleşmesinden doğan alacağın tahsili isteği ile 09/05/2016 tarihinde İstanbul ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibine davalı tarafça 17/05/2016 tarihinde yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Dava bir yıllık hak düşürücü süre içinde kalan 31/10/2016 tarihinde açılmıştır. Davacı ile davalı ......

            taktirde ödenen arsa bedellerinin rayiç bedeller üzerinden iadesine ve yapılan masrafların yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep etmiş olup, mahkemece bozma sonrasında asıl ve birleşen davada bedel iadesi yönünden talepleri kabul ederek asıl davada 4.743,13 TL, birleşen 2010/81 Esas sayılı dava yönünden ise 56.846,71 TL alacağın davalılardan tahsiline hükmedilmiş ancak faize hükmedilmemiştir....

              Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; taleplerinin cezai şart miktarı yönünden kabul edilmediği, davalı tarafın sözleşmenin geçersizliği yönündeki iddiaları haksız olup ilk derece mahkemesi tarafından bu yönde karar verilmesinin de yerinde olmadığı, taraflarca imzalanan 06.04.2019 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunun kabulünün hukukumuzun temel ilkelerinden dürüstlük ilkesine aykırı olduğu, sözleşmenin dava aşamasında geçersiz sayılması hukuka aykırı olup davalı tarafın bu aşamada ileri sürmüş olduğu geçersizlik iddiasının açıkça hakkın kötüye kullanılması olduğu, davalı tarafın dürüstlük ve iyi niyet ilkeleriyle bağdaşmayan itirazının hükme esas alınmasının doğru olmadığı, müvekkillerinin sözleşme uyarınca üzerlerine düşen edimleri yerine getirdikleri, davalıların yapılan ödemeyi de kabul ettikleri, bu aşamada sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin açıkça kötü niyetli olduğu, hiçbir haklı sebep göstermeksizin sözleşmeden vazgeçen davalıların...

              Davacı vekili, dava dilekçesinde; Taraflar arasında 06/05/2013 tarihinde, 1 yıl süreli, yıllık 15.000 TL bedelli ve peşin ödemeli kira sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmede taşınmazın süre bitiminde tahliye edilmek istenmesi halinde davalı kiracı tarafından 3 ay önceden yazılı bildirimde bulunulacağının kararlaştırıldığını, davalı tarafından tahliye ya da feshe ilişkin bildirimde bulunulmadığından sözleşmenin aynı şartlarla 1 yıllığına yenilendiğini, yeni dönem kira bedelinin sözleşme gereği yapılacak artışla beraber 16.950 TL olduğunu ve 06/05/2014 tarihinde peşin ödenmesi gerekirken ödenmediğini, davacı tarafından anahtarların noterden 05/06/2014 tarihinde teslim alındığını, taşınmazın kiralama dönemi kaçırıldığından yaz döneminde kiralanamadığını, 1 yıllık kira ile elektrik ve su bedeline ilişkin alacağın tahsili amacıyla .......

                kalan 300.000,00 TL pay devri bedelinin davalıdan tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu, davalının sözleşmedeki edimleri yerine getirmediğinden müvekkilinin sözleşmeden vazgeçtiğini ileri sürerek taraflar arasındaki sözleşmenin münfesih olduğunun tespiti ve davalının takibe itirazının iptali ile alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu