Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı yüklenici vekili 07.12.2016 tarihinde mahkemeye verdiği dilekçesinde, dava konusu sözleşmenin feshi sebebiyle tasfiye hesabının çıkartılarak iadesi gereken ürünlerin aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsili amacıyla aynı mahkemenin 2016/611 Esasına kayıtlı olarak ayrı bir dava açtıkarını tarafları ve konusunun aynı olması ve aralarındaki zorunlu bağlantı sebebiyle davaların birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizin 21.09.2017 tarihli geri çevirme kararı üzerine dosyaya sureti sunulan .... 1....

    Her ne kadar mahkemece sözleşmenin tarafı olan şirketlerin Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şirketler olduğundan bahisle her iki davaya konu sözleşmenin yabancı dilde düzenlenmiş olmasını geçersizlik sebebi olarak kabul etmiş ise de, dayanak sözleşmenin taraflarından olan dava dışı ... kişisinin dosya kapsamına göre yabancı olduğunun anlaşılmasına göre , sözleşmede taraflardan birisinin yabancı olması halinde sözleşmenin yabancı dilde düzenlenmesinde 805 sayılı yasanın 1. Maddesi ve mevzuata göre aykırılık teşkil etmeyeceği, bu nedenle sözleşmenin geçerli olduğu anlaşılmakla davalı tarafın iş bu sözleşmeye atıfla tahkim şartı bulunduğuna ilişkin savunması araştırılıp tahkim konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sözleşmenin geçersizliğinden bahisle verilen karar eksik olduğundan kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar Dairemizin 07/07/2021 tarihli kararı ile Ankara 1....

      ---dosyası ile takip başlatıldığını, icra dosyasına davalı tarafından itiraz edildiğini belirtmiş, ----dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağı ekli açıklamalı davetiyenin tebliğ edildiği, davalı tarafından yasal süresi içerisinde davaya karşı cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü. Dava; ---- kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....

        Mahkemece, protokol tarihine kadar doğan zararın varlığının sabit olduğu, davacı ve davalıların protokol ve sözleşmeleri yapan Esnaf Odası ve Kooperatif'e bağlı oldukları, sözleşmeleri kabullendikleri ve sözleşme gereği edimlerini ifa ettikleri, var olan zararın giderilmesi karşısında sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülemeyeceği ve zarara karşı ödenen bedelin iadesinin mümkün olmadığı, ödenen senetlerin bedelsiz kalmadığı, BK. 97 ve MK.7. maddesi uyarınca davacının senet bedelini iade talebinde haklı olmadığı ve uygulanan sözleşme ile protokollerin iptali isteminde hukuki yararı bulunmadığı, davanın ispata elverişli ve yeterli delillerle ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....

          Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis, bu da olmadığı taktirde bedel isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan babaları ......, 796, 937, 964, 968 parseller, 60 ada 79 parsel sayılı taşınmazdaki 42 ve 43 nolu bağımsız bölümler ile 87 ada 105 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümü davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, davalının taşınmazları satın alabilecek maddi gücünün bulunmadığını, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tapuya tesciline, olmadığı taktirde tenkise, bu da olmadığı taktirde bedele karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, zamanaşımı itirazında bulunup iddiaların yersiz olduğunu, taşınmazları bedeli karşılığından satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

            ile birlikte takip konusu tutardan müteselsilen sorumlu olduğu; menfî tespit talebinin kabule şayan olmadığı hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir....

              Mahkemece taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunduğu ve alacağın da sözleşmeden kaynaklandığı gerekçesiyle davalının zamanaşımı defiinin reddine karar verilmiştir....

                Taraflar arasında kurulan bu sözleşmenin BK.nun 20.maddesi hükmüne aykırı olduğunu söyleyebilmek için;konusunun imkansız veya gayri muhik ya da ahlaka adaba aykırı olması gerekir. Bu unsurların saptanması halinde akit mutlak butlanla batıl olup aktin başından itibaren geçersiz olur. Yine aktin gabin, hata, hile, ikrah altında yapıldığı iddiası var ise aktin iptalini Ya da feshini talep edebilir.(BK.21.,24.,28.,30.maddeleri) Davacı bu bu sebeplerden tahsisli orman sahasının orman niteliği ve taahhütname hükümlerine göre alt kiraya verilmesinin kanunen mümkün olmadığı ve aksine sözleşmenin yok hükmünde olduğu iddiasına dayanmıştır....

                  Şti. olduğunu, müvekkilinin şirket yetkilisi olarak sözleşmeyi imzaladığını, ancak sözleşmenin ve franchise ilişkisinin de 30.06.2011 tarihinden geçerli olmak üzere "Akdin Feshi ve İbraname" belgesi ile iptal edildiğini, ancak davalının haksız şekilde 2011 yılı Nisan-Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos-Eylül ayları için franchise bedeli adı altında fatura keserek icra takibine konu ettiğini ileri sürerek müvekkilinin borcunun olmadığının tespiti ile sözleşmenin mahkeme tarafından iptaline ve davalının kötü niyetli olmasından dolayı %40 tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmenin tarafının davacı ... olduğu, akdin feshi ve ibraname başlıklı belgede "işbu sözleşme 30/06/2011 tarihinden geçerli olmak üzere fesih edilmiştir....

                    Hukuk Dairesi’nin sözleşmenin 1.050 TL üzerinden yenilendiğini hüküm altına aldığını, bu durumda davacının encümen kararına göre kira talep edebileceğini, 15.2.1999-15.2.2002 arasında eksik ödenen kiraların tahsili için davalı hakkında icra takibi yapılmış ise de davalının bu takibe haksız ve dayanaksız şekilde itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini ve davalının % 40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, davalının kiracılığı süresince tüm edimlerini yerine getirdiğini, sözleşme gereğince kira paralarının Yargıtay kararlarında belirlenen oranda artırılacağını, davacının kira süresinin sona ermesi ve kira artışının kabul edilmemesi gibi nedenlerle davalıyı tahliye ettirmek istemesi nedeniyle kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesi için dava açıldığını, o davanın kabulle sonuçlandığını, kararı onayan Yargıtay 13....

                      UYAP Entegrasyonu