Taraflar arasındaki asıl ve karşı davada itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, karşı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin edimlerini davalının yerine getirmemesi sebebiyle icra takibinde bulunduklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verişmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşme hükümlerine davacı tarafın riayet etmediğini, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını savunarak, davanın reddine karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
K A R A R Davacı, Davalı şirket ile 9.9.2007 tarihinde yapılan sözleşme ile devre tatil hakkı sahibi olduğunu, 12.6.2010 tarihli protokol ile sözleşmenin iptali ile ödenen 25.000 TL’nin iadesinin kararlaştırılmasına karşın, bedelin ödenmediğini, alacak için yapılan takibe de itiraz edildiğini, ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen hüküm Davalının temyizi üzerine Dairemizce bozulmuş, Davacı bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dairemizin bozma ilamında; “Davacı ile davalı şirket arasında devre tatil sözleşmesi imzalandığı ve 12.6.2010 tarihli protokol ile sözleşmenin feshinin kararlaştırıldığını ve taraflara karşılıklı yükümlülükler yüklendiği anlaşılmaktadır. Davalı, davacının otel inşaatında mermer işi yaptığını, karşılıklı mahsuplaşmalar bulunduğunu, davacının da yükümlülüklerine yerine getirmediğini savunmuştur....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacılar ile davalı ... arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, davacıların, yüklenicinin istediği zamanda tapuyu vermeyi taahhüt ettikleri, sözleşmeden üç gün sonra davacıların taşınmazı yükleniciye sattığı, yüklenici üzerinde tapu kaydı bulunmadığından sözleşmenin, yüklenicinin kusuruyla imkansız hale geldiği ve feshinin gerektiği, davalıların danışıklı hareket ettikleri, kötü niyetli oldukları konusunda yeterli delil bulunmadığı, davalı-yüklenici ... haricindeki davalılarla davacılar arasında sözleşme bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davada sözleşmenin feshi talebinin kabulüne, tapu iptali ve tescil davasının taraf sıfatı yokluğundan reddine, birleşen davada, sözleşmenin feshi talebi ile davalı... tapu iptali ve tescil davasının taraf sıfatı yokluğundan reddine, davalı ... hakkındaki tapu iptali ve tescil davasının sübut bulmadığından reddine dair verilen karar davacılar vekili...
Davada uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafça feshinin haklı olup olmadığı, haklı olması durumunda feragat edilen kısımları dışında kalan damga vergisi alacağı, hafriyat bedeli alacağı talebi ile 6.540.000,00 TL teminat mektubunun iptali talebinin yerinde olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır....
Mahkemece, davalının feshinin haksız olduğu gerekçesiyle taraflar arasındaki mevcut sözleşme gereğince 7.088,45-TL davacının davalıdan hak ettiği ücret-i vekalet olduğu anlaşıldığı ve icra takibine itirazın kısmen iptaline karar verilmiş olması doğru değil ise de; taraflar arasında imzalanmış olan 22.07.2010 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin 2. maddesine göre sözleşmenin süresinin 1 yıl olduğu, taraflardan herhangi birisi işbu sözleşmenin bitiminden iki ay önce sözleşmeyi feshettiğini yazılı olarak karşı tarafa bildirirse sözleşmenin süresi sonunda fesih olacağı, aksi takdirde sözleşme bir yıl daha uzamış olacağı hükmü yer almaktadır. Davalı taraf 23.10.2012 tarihinde yolladığı ihtarla sözleşmeyi feshettiklerini ve süresi sonunda sözleşmeyi yenilemeyeceklerini bildirmiştir. Sözleşmenin bu hükmü karşısında davalının davacı ile arasındaki sözleşmeyi haksız olarak feshettiğinden bahsedilemez....
Maddesi (a) bendine, sözleşmenin 26.1.maddesine göre sözleşmenin fesih işleminin yapılmasının gerektiği''nin bildirildiğini, bu bildirim üzerine müvekkili tarafından Kayseri ... Noterliği'nin ... tarih ... yevmiye numaralı ihtarı ile cevap verildiğini, davalının fesih gerekçesi ile müvekkilinin haklı nedenle fesih isteminin hukuki dayanağı ve sonuçları bakımından farklı olduğunu, feshin haksız olduğunu ve sözleşmenin devam ettiğinin tespiti bakımından iş bu davayı açtıklarını, Kayseri ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyasının sonucunun işbu davayı mutlak suretle etkileyeceğini, her iki dosyanın birleştirilerek görülmesini, takdirler aksi yönde olması halinde dava sonucunun bekletilmesini, davalı şirket ile müvekkili arasında yapılan ... tarihli sözleşmenin geçerli ve yürürlükle olduğunun tespiti ile davalının tek taraflı olarak haksız feshinin iptaline karar verilmesini, Kayseri ......
Mahkemece; hesap ekstrelerinin davacının yazılı olarak daha önce bildirdiği yeni adresine gönderilmediği, ayrıca sözleşmenin 19.maddesi gereğince davalı bankanın davacının yeni adresine gönderilmiş bir fesih ihbarının da bulunmadığı, bu durumda sözleşmenin feshinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı ile davalı Banka arasında 30.05.2002 tarihli kredi kartı sözleşmesinin akdedildiği ve borcun ödenmemesi nedeniyle kredi kartı sözleşmesinin davalı banka tarafından feshedildiği hususu taraflar arasında çekişmesizdir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, söz konusu kredi kartı sözleşmesinin davalı Bankaca feshinin haklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....
Davalı vekili, dava konusu taşınmazı, müvekkiline ait komşu parsel ile birleştirilmesi koşulu ile kiraladığını, ancak imar planındaki değişiklik nedeniyle bunun gerçekleşmediğini, bunun üzerine 12.04.2010 tarihinde sözleşmenin feshinin davacı kiralayana bildirildiğini, fesih tarihine kadar kira paralarının ödendiğini, BK’nun 249 ve 250.maddeler uyarınca müvekkilinin fesihte haklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalının feshinin haklı nedene dayanmadığı gerekçesi ile istemin kabulüne karar verilmiştir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 29.12.2009 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmenin 11.maddesinde kiracının kira bedellerini zamanında ödememesi halinde sözleşmenin kiraya veren tarafından tek yanlı olarak feshedilebileceği, sözleşmenin bu şekilde feshedilmesi halinde fesih tarihine kadar biriken kira ve hesaplanacak faizin tahsil edileceği hükmüne yer verilmiştir....
Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi" başlıklı, ... numaralı satış sözleşmesinin geçersiz olduğunun tespiti ile geçersiz olduğu tespit edilen bu sözleşmenin iptaline, davacının iptal edilen sözleşme kapsamında davalı şirkete ödenmiş olduğu 15.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, sözleşmelerin iptali nedeniyle ... İli, ... İlçesi, ... Köyü, ... pafta, 424 ada, 25 parsel, Zemin 3 No.lu bağımsız bölümde davacı ... adına olan tapu kaydının iptali ile aynı hisse oranıyla önceki malik ... Turizm İnşaat Oto Kiralama ve Danışmanlık Hizmetleri Ticaret Anonim Şirketi adına tapuya kayıt ve tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesinin iptali ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir....
"İçtihat Metni" Davacı, ... ile davalı, Sosyal Güvenlik Kurumu aralarındaki Haksız Feshin iptali davası hakkında Bozyazı Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.05.2007 gün ve 177/80 sayılı hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. K A R A R Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, sözleşmenin feshinin iptaline ilişkin olup hüküm Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla verilmekle belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü dava dosyasının Yargıtay 13....