Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: İlk derece mahkemesince toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre, ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK 355/1 maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin yapılan inceleme sonucunda; Dava, TBK 347. maddesi gereğince bildirim yoluyla taşınmazın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez....

Mahkemece, hem sözleşmenin feshinin, hem eksik ... bedelinin istenemeyeceğine, asıl amacın eksik ... bedelinin tahsili olduğuna ve bilirkişi raporuna dayanılarak eksik ... bedeli olarak taleple bağlı kalınarak 1.000,00 TL nin dava tarihinden faizi ile tahsiline, sözleşmenin feshi isteminin reddine karar verilmiş ; hüküm,davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, akde aykırılık nedeni ile akdin feshi ile eksik ... bedelinin tahsili talebi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davacı, BK 96 vd maddeleri uyarınca hem akde aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshini, hem de bundan kaynaklanan müspet zararının tazminini isteyemez. Çünkü sözleşme fesih edilerek geçersiz olduktan sonra , artık sözleşmeye dayanılarak borcun yerine getirilmemesinden kaynaklanan zarardan söz edilemez....

    Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda, taşınmazın üzerinde inşaat yapılmadığı ve ruhsat alınmasıyla ilgili hiçbir çalışma yapılmadığı belirlemiş, dava konusu taşınmazda davacıların hisselerinin bulunduğu, davacıların satışın gerçek olmadığı yönündeki savunmalarının kanıtlanamadığı, sözleşmede tapuda hisse devrine ilişkin bir çekince olmadığı gerekçesiyle sözleşmenin feshi ile davacının tapu iptâl ve tescil isteminin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığı uyuşmazlık konusu değildir. Sözleşme 12.03.2013 tarihinde imzalanmış olmakla birlikte davacılar tarafından 16.07.2013 tarihinde ferağ verilmiştir....

      Mahkemece, inşaat şerhinin konulmasından itibaren beş yıldan fazla sürenin geçmiş olması ve sözleşmenin yapılmasından itibaren (11) yıl geçmiş olmasına karşın, inşaat çalışmasının mevcut olmaması ve davacı tarafından sözleşmenin feshedilmiş bulunması sebepleri gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiş ve verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Yanlar arasında yapılan ve zorunlu şekil koşuluna uygun olarak düzenlenen tarih ve sayıları yukarıda belirtilen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin, Türk Medeni Kanunu’nun 1009. maddesi ve sözleşme hükümleri gereğince, sözleşme konusu (8) parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına şerhi verilmiştir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, tapulu taşınmazın veya tapulu taşınmaz payının devrini içermesi nedeniyle karşı tarafın kabulü yoksa, tek taraflı fesh edilemez; feshe hakim karar verir....

        Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

          Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 6502 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkin davalarda yetki konusunda özel bir düzenleme bulunmadığına göre, yetkili mahkeme genel yetki kuralı gereği davalının yerleşim yeri mahkemesidir. HMK'nın 6/1. maddesi uyarınca "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir."...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, akde aykırılık nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              "İçtihat Metni" Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, akde aykırılık nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde sözleşmenin gerçek kişi ile akdedildiğini, ancak taşınmazda özel hukuk tüzel kişisi olan bulunduğunu belirterek akdin feshi ve davalı kiracının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini savunmuştur....

                Ayrıca, dosya kapsamındaki tapu kaydının incelenmesinde ise, tahliyesi istenilen taşınmazın on adet bağımsız bölümden oluşan bina olduğu ve davacıların elbirliği şeklinde 2,4,6,8 ve 10 nolu bağımsız bölümlerde malik oldukları, aynı binadaki 1,3,5,7 ve 9 nolu bağımsız bölümlerin ise dava dışı ... adına kayıtlı oldukları anlaşılmaktadır. Davacılar tarafından her ne kadar dava konusu binanın tamamının tahliyesi istenilmiş ve mahkemece de taşınmazın tamamının tahliyesine karar verilmiş ise de; dava konusu binanın tamamının davacılara ait olmadığı gibi, davacılardan ... ile davalı ... arasındaki sözleşmede kiralananın vasfı “dükkan” olarak belirtilmiş olmakla sözleşmenin binadaki hangi bağımsız bölümlere ait olduğu anlaşılamamaktadır. Ayrıca dosya kapsamında 1,3,5,7 ve 9 nolu bağımsız bölümlerin maliki dava dışı ... ile davalılardan ... Ltd.Şti arasında 1.9.2007 başlangıç tarihli sözleşme örneği de bulunmaktadır....

                  Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; yüklenicilerin süresi içerisinde edimini yerine getirmedikleri, yapılan inşaatların da kaçak hükmünde olup yıkım kararı verildiği gerekçesiyle sözleşmenin feshi talebinin kabulüne, sözleşmenin geriye etkili olarak feshi nedeniyle sözleşme uyarınca yükleniciye devredilen ve yükleniciden temlik alınan dairelerle ilgili tesciller hukuki sebepten yoksun hale geldiklerinden davalılar adına kayıtlı ..., ... ve ... nolu dairelerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline, ... no'lu bağımsız bölüme yönelik davanın ise davacı vekili tarafından atiye terk edildiği gerekçesiyle, açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kararı, davalılar ...,... vekili temyiz etmiştir. ...-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi sebebiyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu