Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece akdin feshi isteminin kabulüne, tapu iptal tescil isteminin davalı üzerindeki payın cebri icra sonucu asli müdahillere geçtiğinden ve davacı da seçimlik haklarını tazminat davasına dönüştürmediğinden bahisle reddine karar verilmiş, kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu 04.01.1994 gün ve 985 yevmiye numaralı ... 6. Noterliğince düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinde davacı yanında İslam Yüce mirasçıları , ..., ..., ... ve ... da arsa sahibi olarak yer almıştır. Bilahare adı geçenlerin tapu paylarını dava dışı şahıslara satarak elden çıkarttıkları, halen tapu kaydına göre davacı ve asli müdahiller dışında başka şahısların da malik olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. TMK. 692 maddesi uyarınca paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemleri bütün paydaşların oybirliğiyle kabulüne bağlıdır....

    gibi sebeplerle sözleşmenin ayakta kalmasının davacı için maddi ve manevi telafisi imkansız zararlar doğuracağını, bu nedenle dava ile sözleşmeden dönmek zorunda kalındığını, sözleşmenin ifasına başlanmadığını, dolayısıyla dava tarihi itibariyle henüz sözleşmenin ifası safhasına geçilmediğinden, davalıların her hangi bir zararının oluşmayacağını, davacının davalı adi ortaklığa 1.820.000,00 TL bedelli avans teminat mektubu, 1.040.000,00 TL bedelli avans teminat mektubu, kesin ve süresiz ......

      Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ... değişik iş sayılı dosyası ile gayrimenkullerin boş olarak taraflarına teslimine tedbiren karar verildiğini, bu nedenle sözleşmenin feshinin tespiti ile gayrimenkullerin şirkete aynen iadesi ve boş olarak teslimine, tapu kaydı üzerindeki finansal kiralama şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine istemine ilişkin olarak açılan davada ... 6. Tüketici ile ... 3. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkindir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine istemine ilişkin olarak açılan davada ... 6. Tüketici ile ... 3....

            Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 3....

              Somut olayda, dava taraflar arasındaki devremülk sözleşmesinin cayma hakkı kullanıldığından bahisle sözleşmenin feshi ve verilenin iadesi istemine ilişkin olup, dava dilekçesi ve dosya kapsamından taşınmazın aynına ilişkin bir dava olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, davanın ilk açıldığı yer mahkemesi olan İstanbul 6. Tüketici Mahkemesi'nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanun'un 36/3. maddesi gereğince İstanbul 6. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sözleşmenin feshi-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı sözleşmenin feshi ve tazminat davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesinin feshi ve kiralanana yapılan faydalı masraf alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de davacı ve davalı vekillerinin birlikte verdikleri 29.01.2013 günlü dilekçeden, davacı vekilinin davadan feragat ettiği, davalı vekilinin de feragat talebini kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahalli mahkemece, davacının feragatı ile ilgili bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

                  da bila bedel mal sahibine tamamen tahliye edip boş, eksiksiz ve hasarsız olarak teslim etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir....

                    Tazminat borcunun doğması için temel koşul "kusur" olduğundan, tazminat isteyen tarafın "kusursuz" olması gerekir. Bir tarafın "az kusurlu", diğer tarafın "çok kusurlu" olmasının bir önemi yoktur. Az kusurlu olan taraf da sözleşmenin bozulmasına kusuruyla sebebiyet vermiş sayılacağından tazminat isteyemez. Bu gibi durumlarda feshe taraflar "ortak kusuru" ile sebebiyet vermiş olacaklarından tazminat istenemez ve sözleşmenin tasfiyesi gerekir. Tasfiyeden amaç, tarafların sözleşme etkisinden kurtulması, sözleşmenin yapıldığı tarihteki durumlarına geri döndürülmesidir. Böylelikle taraflar sözleşme nedeniyle birbirlerinin malvarlığına kattıkları değerlerin iadesini isteyebilecektir. Borçlu, alacaklının talep ettiği olumsuz zararı ödemek istemiyorsa, direnime (temerrüde) düşmekte kusurlu olmadığını kanıtlamak zorundadır. Aksi halde, zarardan sorumlu olur. Çünkü, yasa koyucu, anılan 108/2. madde hükmünde borçlunun kusurlu olduğunu karine olarak kabul etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu