TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen sözleşmenin feshi, bedel iadesi ve tazminat davasının kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; asıl davada davacı ve asıl ve birleşen davada davalı ... vekillerince istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde asıl davada davacı ve asıl ve birleşen davada davalı ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Bölge adliye mahkemesi kararının ve kararı temyiz eden tarafların dilekçelerinin, davalı 21. İcra İflas Müdürlüğü ve ... A.Ş.'ye tebliğine dair belgeye rastlanılamamıştır....
Buna göre 1. fıkrasında “seçimlik cezai şart”, 2. fıkrasında “ifaya eklenen cezai şart” ve 3. fıkrasında ise “dönme cezası” ya da “ifayı engelleyen cezai şart" olarak sayılabilir. Bu cezai şart çeşitlerinden cezai şartın başlıca üç amacı olduğu anlaşılmaktadır. Bunlar; teminatla birlikte ceza amacı, tazminat amacı ve sözleşmeden dönme amacıdır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 4.1maddesi "Kira bedeli 3.000.000 Euro +KDV=3.450.000 Euro'dur...Kiracı sözleşmenin feshi halinde, sözleşme bedelini cezai şart olarak ödeyeceğini, fahişlik vs hiçbir itiraz ileri sürmeyeceğini, kabul ve taahhüt eder...Sözleşmeye uyulmaması veya sözleşmedeki diğer fesih hallerinde de yukarıdaki ceza, tekrar satış, diğer zarar ve tazminat hükümleri aynen geçerlidir." şeklinde düzenlenmiştir....
Mahkemece, teminat mektubunun iadesi yönünden sözleşme uyarınca davalıya verilen teminat mektupların amacının sözleşme kapsamında davacı bünyesinde çalışan işçilerle ilgili olarak davalıya karşılığı olmayan maddi bir yükümlülüğün yüklenmesinin önlenmesi olduğu, sözleşmenin 11.4. ve 36.4.4. maddeleri gereği davacının teminat mektuplarının iadesini isteyebilmesi için bünyesinde çalıştırdığı işçilere ödenen ve ödenmesi gereken ücretler ve ücret sayılan unsurlar nedeni ile vergi ve sosyal güvenlik yükümlülüklerini yerine getirdiğine ilişkin borcu yoktur belgesi alması ve çalışanlarından sözleşmedeki usulüne uygun alınmış ibranameyi ibraz etmesinin zorunlu olduğu, somut olayda ise davacının işçilerden alınan ibranameyi ibraz ettiğini iddia ve ispat edemediğinden teminat iadesi koşullarının oluşmadığı, nitekim her ne kadar davacı bünyesinde çalışıp yeni işveren bünyesinde de çalışmaya başlayan işçilerin henüz kıdem tazminatı alacağı doğmamış ise de kıdem tazminatı alacağının muaccel olduğunda...
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Tüketici Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesi nedeniyle eksik ve ayıplı imalâttan kaynaklanan sözleşmenin feshi, bedel iadesi, senet iptâli, manevi tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekili müvekkilinin annesine ait evde tadilatlar yapılması hususunda davalı yüklenici ile anlaştıklarını, yapılan imalâtların sözleşmeye aykırı, ayıplı ve eksik olduğunu, sözleşmenin feshine, ödenen 20.134,00...
GEREKÇE: Dava mahiyeti itibariyle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiği iddiası, haksız fesih nedeni ile mahrum kalınan karın ve haksız rekabet nedeniyle oluştuğu iddia edilen zararın tazmini talebi ile açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.İlk derece mahkemesince maddi ve manevi tazminat davalarının reddine karar verilmiş olup davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde; sözleşmenin kim tarafından feshedildiği ile davacının sözleşmenin haksız feshedildiği iddiasının ve haksız fesih nedeni ile mahrum kalınan kar ve manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığı noktalarındadır.Davacı ile davalı arasında ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, "Taraflar arasında birim fiyat sözleşme imzalanmış olup, 34 adet iş kalemi bulunmaktadır. Düzenlenmiş son hak ediş olan 8. hak edişe ait yapılan işler listesinde 6 adet iş kaleminde imalat gerçekleştirilmediği, diğer kalemlerde imalat yapıldığı görülmüştür. Yapılmayan iş kalemleri için yüklenicinin talep hakkı olmadığı, işin sözleşme ve şartnamesinde yer alan imalatlar için fazla emek ve malzeme kullanıldığı gerekçesiyle fazla bedel talep edilmesinin mümkün olmadığı, sözleşme kapsamında gerçekleştirilen nakliyeler için fazladan bedel talep edilemeyeceği, taraflar arasında sözleşmenin 3.2 maddesi gereği kesin hesabı yapılmayan imalatlara ait kesintiler sözleşme gereği olup, kesin hesabı yapılmadan anılan kesintilerin iadesi mümkün olmadığı kanaatine varılarak, davacının maddi tazminat ve manevi tazminat talebine ilişkin olarak davanın reddine" şeklinde karar verilmiştir....
İdare Mahkemesine dava dışı şirketlerce açılan davalar ve ... ... Kurulu kararları sonrasında fiili ve hukuki imkansızlıklar nedeni ile sözleşmenin fesh edildiğini, davacının aynı konuda hem İdari Yargıda hem Adli Yargıda davalar açtığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın ... ve sonrasında yapılan hizmet alım sözleşmesinin haksız fesih nedeni ile zarar oluştuğundan bahisle tazminat talebine ilişkin bulunduğu, bu talebin, davalı idarece 4734 sayılı ... ......
düzenli ve bilinçli bir şekilde azaltarak üretimin düşmesine neden olduğunu, davacı acenteye gerek eğitim gerekse teknik her türlü desteğin verildiğini, davacının üretim ve kendisine verilen hedefleri gerçekleştirme konusunda çaba göstermemesi ve umursamaz davranması nedeniyle acentelik sözleşmesinin "sözleşmenin feshi" başlıklı 22. maddesi uyarınca sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, Ödenecek tazminat bedelinin tespiti aşamasında bilirkişi heyeti tarafından titiz bir çalışma yapılmadığını, yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı, fahiş ve realiteye uygun olmayan bir tazminat bedeli belirlendiğini, müvekkili nezdinde devam eden portföye bakılmaksızın geriye yönelik üretim ve komisyon hesapları esas alınarak bir tazminat hesaplandığını, tazminat hesabı yapılırken acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra müvekkili şirketin davalı acentenin portföyünden fiilen bir kazanç sağlayıp sağlamadığı araştırılmadan ve davacı acentenin portföyünün %93'ünü acentenin kapatılması ile birlikte...
Bu olanak, Borçlar Kanunu'nda öngörülen sözleşme özgürlüğü ilkesinin bir sonucudur ve Anayasa'nın 48. maddesi ile de teminat altına alınmıştır. Sözleşme özgürlüğü, sözleşmeyi yapma, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini düzenleme ya da değiştirme, sözleşmenin tabi olacağı şekli belirleme ve nihayet sözleşme ile bağlı kalmama, yani sözleşmeyi sona erdirme özgürlüğünü de içerir. Var olan bir sözleşmeyi sona erdirmenin yollarından birisi de, sözleşmenin feshidir. Dolayısıyla sözleşme özgürlüğü, sözleşmenin tek taraflı tasfiyesine yönelik olarak sona erdirilmesini amaçlayan fesih hakkını da içermektedir. Görüldüğü üzere, kural olarak kişinin sözleşmenin feshi yoluna gitme konusunda irade özerkliği sonucu takdir hakkı bulunmakla birlikte, feshin haksız olması halinde, karşı tarafın bundan doğan zararlarından sorumluluğunun da bulunacağı tabiidir....
Sözleşmenin haksız feshi halinde TBK’nın 125. maddesi uyarınca davalı yüklenici menfi zararlarının ödetilmesini de isteyebilir. Menfi zarar uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Somut olayda, davalı yüklenici sözleşme uyarınca makine imalatına başladığını ileri sürerek faturalar sunmuştur. Mahkemece bu konuda ve yukarıda açıklanan hususlarda konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmadan yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....