Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede satış bedelinin Türk Lirası üzerinden kararlaştırıldığı sabittir. Bu durum karsısında dava ve takibin konusu havalenin esasen Türk Lirası cinsinden bir borcun ifasına yönelik olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu nedenle sözleşmenin feshi halinde iadesi gereken bedel de döviz cinsinden yapılan havale tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı olacak ve davalıdan ancak bu miktar üzerinden alacak talep edilebilecektir....
Yapılan açıklamalar karşısında davacının dava dilekçesine konu olan ... numaralı ...tarihli ve ... yevmiye numaralı sözleşmeye konu bir adet ... ile ilgili sözleşmenin feshi ile davalı ......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan noterde düzenlenen satış sözleşmesiyle satın aldığı ikinci el aracın, satıştan önce kaza geçirmesi nedeniyle pert-total olduğunu satıştan sonra öğrendiğini ileri sürerek sözleşmenin feshi ile ödediği bedel olan 36500 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, acentelik sözleşmelerinin feshi üzerine davacının, söz konusu sözleşmeler gereğince araç ve demirbaş bedeli olarak ödediği paranın iadesi için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 nci maddesi. 3....
görmemekle ve sözleşmenin artık pratik sonuçları olmayıp hayata geçirilmesi mümkün olmamakla birlikte ilgili sözleşmenin 12. maddesi “Sözleşme 2 yıl için akdedilmiştir....
Mahkemece toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında 28.02.2008 tarihli sözleşmenin bulunduğu, davalının, davacı tarafa cevaben gönderdiği ihtarnamede 33 adet taşıtmatik cihazın alındığının kabul edildiği ve 28 tanesinin iadesi ispat edildiğinden, davalının elinde 5 adet taşıtmatik cihazı kaldığı, ayrıca davalıya 10 adet araç tanıma sistemi verildiği noktasında ihtilafın bulunmadığı, bu kapsamda davalı tarafından sözleşmenin haksız feshinden dolayı anılan sözleşmenin 10.maddesine göre davacının 30.397,95 cezai şart alacağının bulunduğu, bununla birlikte 5 adet taşıtmatik cihazı ile 10 adet araç tanıma sisteminin de davacıya iadesi gerektiği, aksi halde davacının bedellerinin ödenmesini talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Ancak Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi ile yapılan yazışmalar neticesinde, aracın 24/03/2018 tarihli hasar kaydının bulunduğu anlaşılmış olup mahkememizce üniversite öğretim görevlisi makine mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda, aracın ayıplı olduğu ve davacının "sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin" haklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Hal böyle olunca, davacıya satılan aracın satış akdi esnasında hasarlı ve gizli ayıplı olduğu, davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle davacı alıcıya karşı ayıpların varlığını bilmese dahi sorumlu olduğu açıktır. Dolayısıyla "sözleşmenin feshi ve bedel iadesinin" koşulları oluşmuştur. Ancak davacı vekili 01/07/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesindeki taleplerini "ayıp oranında satış bedelinden indirim" şeklinde ıslah ettiklerini belirtmiştir....
Ancak Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi ile yapılan yazışmalar neticesinde, aracın 24/03/2018 tarihli hasar kaydının bulunduğu anlaşılmış olup mahkememizce üniversite öğretim görevlisi makine mühendislerinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporda, aracın ayıplı olduğu ve davacının "sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin" haklı olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Hal böyle olunca, davacıya satılan aracın satış akdi esnasında hasarlı ve gizli ayıplı olduğu, davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu nedeniyle davacı alıcıya karşı ayıpların varlığını bilmese dahi sorumlu olduğu açıktır. Dolayısıyla "sözleşmenin feshi ve bedel iadesinin" koşulları oluşmuştur. Ancak davacı vekili 01/07/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile; dava dilekçesindeki taleplerini "ayıp oranında satış bedelinden indirim" şeklinde ıslah ettiklerini belirtmiştir....
GEREKÇE :Dava, ayıplı mal nedenine dayalı olarak ayıpsız misli ile değişim, olmadığı takdirde sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Yürürlük tarihi 01/01/2019 olan 7155 sayılı yasa ile Türk Ticaret Kanunu'na eklenen 5/A maddesinde; " 1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır....
Şti, inşaat alanını terk edip işi bırakmak suretiyle tek taraflı olarak haksız feshin gerçekleştiğinin kabulü ardından, sözleşmenin 12 maddesi kapsamında cezai şartın belirlenmesine bu bedel (bu bedel için Şimdilik 100 000 (Yüz bin TL ) olarak kısmi alacak davası olarak açılmış olup, müvekkilin diğer tüm talep, artırım ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla) artırım yapılmak üzere ve alacağının temerrüd tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte) davalıdan alınarak müvekkil davacıya verilmesine, davalının haksız feshi kaynaklı olarak davacının uğradığı zararları belirlenmesine bu bedel (bu bedel için şimdilik 50 000 olarak belirsiz alacak davası olarak açılmış olup, müvekkilin alacağı belirli hale geldiğinde bedelde artırım yapılacaktır. ) alacağının haksız fesih tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte) davalıdan alınarak müvekkil davacıya verilmesine, Davacının Yoksun kaldığı gelirleri, davalı adına ödemek zorunda...