Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi zarar ise; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarardır. Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Hâluk Tandoğan, age., s. 427). Bu husus BK’nun 108. Maddesindeki düzenlemeden kaynaklanmıştır. Burada alacaklı sözleşmenin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararının tazmini söz konusudur. Çünkü sözleşme fesih edilerek hükümsüz olduktan sonra tekrar sözleşmeye dayanarak borcun ifa edilmemesinden doğan zarardan söz edilemez; istenilecek zarar menfi zarardır....

Dosya kapsamı ve belirtilen yasal düzenlemeye göre, davalı tarafından dosyaya sunulan davacının talimatını içerdiğini iddia ettiği SMS yazışmaları ve ilgili kurumlara müzekkere yazılması talepleri değerlendirilmeden ve tartışılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 3- 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi, sözleşmelerde; borçlunun temerrüdü sonucu borç yerine getirilmemişse alacaklıya üç yetki tanımıştır: Bunlar; her zaman için ifa ve gecikme tazminatı isteğinde bulunma, derhal ifadan vazgeçip müspet zararının tazminini isteme ya da ifadan vazgeçip sözleşmeden dönerek menfi zararını isteyebilmedir. Menfi zarar; sözleşmenin karşı tarafınca yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır....

    HD 12.06.2017 gün ve 2017/121 Esas 2017/2508 Karar sayılı kararı) Davacı yüklenici, menfi zarar kapsamında yapıp da ödenmeyen iş bedeli, noter masrafı, damga vergisi, teminat mektubu için yapılan masraf, faiz ve komisyonları, sözleşmenin imzası için gerekli sigorta poliçesi masrafı, karar pulu bedeli ve Kamu İhale Kurumu payını isteyebilir. (15. HD 16.09.2020 gün ve 2020/1557 Esas 2020/2455 Karar sayılı kararı) Bu durumda mahkemece davacının menfi zarar kapsamında olan damga vergisi ve karar pulu bedelinin isteyebileceği gözetilerek istenilen kalemlere ilişkin sözleşmenin feshedildiği tarihten sonra sözleşmenin hükmünden yararlanılmayan kısmına tekabül eden miktar belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeple; 1....

      Sözleşmelerde fesih; bozucu yenilik doğuran bir hak olup, karşı tarafa iradenin ulaşması ile tamamlanır ve hukuki sonuçlarını yaratır. Fesih sürecinin başlatılması ve fesih hakkının kullanılması, özellikle (ayına ilişkin olmayıp) nakit bedel üzerinden yapılmış sözleşmelerde tek taraflı iradenin karşı tarafa ulaşması ile sonuçlarını yaratır. Menfi (olumsuz) zararın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK'nın 125/III. (B.K.106/II.) maddesindeki genel düzenlemelerdir. Sözleşmenin feshi yahut sözleşmeden dönülmesi halinde alacaklı ancak menfi zararının tazminini isteyebilecektir. Hukuk Genel Kurulu'nun 17.01.1990 tarih ve 1989/13-392-1 sayılı kararında da belirtildiği gibi menfi zarar sözleşme yapılmasaydı davalının uğramayacağı zarar olarak tanımlanmaktadır. Menfi zarar (Olumsuz zarar); dayanağını 818 sayılı BK'nın 108/2. madde (TBK 125/3.) hükmünden almakta olup, sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır....

        Hükmü davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriği ile hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında yol gösterildiği üzere zirai ürün kira sözleşmesinin feshine karar verilmesinde bir yanılgı bulunmadığına göre davalının bu isteme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Davalının Yargıtay bozmasından sonra açtığı ve eldeki dava ile birleştirilen kar kaybı zararının tahsiline dair temyiz itirazlarına gelince; Zarar bir kimsenin malvarlığında iradesi dışında meydana gelen eksilmedir. Buna maddi zarar da denilir. Zarar çeşitli ayrımlara tabi tutulmaktadır. Bunlardan biri de menfi-müspet zarar ayrımıdır. Müspet zarar o sözleşme nedeniyle cebe girmesi gereken paranın girememesinden kaynaklanan zarardır. Bu niteliği gereği müspet (olumlu) zarar daima ileriye dönük olup bir beklenti kaybıdır. Doktrinde, müspet zarar; alacaklının gereği gibi ve vaktinde olan ifaya taalluk eden menfaatine tekabül eder....

          -K A R A R- Davacılar vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenicinin sözleşme konusu 567 sayılı parselde hiç inşaata başlamadığını, diğer inşaatları da eksik yaptığını ileri sürerek, eksik imalat bedelinin tahsilini, 567 parsel için sözleşmenin ileriye etkili feshi ile menfi zararın tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamından, ileriye etkili fesih için arsada imalat yapılmış olması gerektiği gerekçesiyle, eksik işler bedelinin kısmen kabulüne, 567 parsel için sözleşmenin ileriye etkili fesih ve menfi zarar talebinin reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/692 Esas KARAR NO : 2018/378 DAVA : Sözleşmenin İptali, Menfi Tespit ve Maddi Tazminat DAVA TARİHİ : 23/09/2016 KARAR TARİHİ : 16/05/2018 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine açılan işbu davanın, işlemden kaldırıldığı 15/02/2018 tarihinden itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından; Dosya incelendi....

              Bu durum mevcut olgunun davacılardan gizlenmesi nedeniyle hile teşkil ettiği gibi, şirketin taraf olduğu idari yargıdaki dava dışında bir dava bulunmadığına yönelik davalı taahhüdüne ve dolayısıyla sözleşmeye de aykırıdır. Bu nedenle söz konusu takip ve davanın mevcudiyetinin davacılar bakımından sözleşmenin haklı nedenle feshin nedeni olarak kabul edilmesi gerekirken, mahkemece fesih koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. TBK'nın 112. maddesine göre; borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse, borçlu kendisine hiçbir kusur yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet (olumlu) zarar olabileceği gibi, menfi (olumsuz) zarar da olabilir. Menfi zarar; uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan zarardır....

                Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir (m.125/3). Sözleşmeden dönme hâlinde alacaklının sözleşmenin hükümsüz kalması nedeniyle uğradığı zarar menfi zarardır. Menfi zarar ise, sözleşmenin kurulmamasından yahut geçersiz olmasından doğan zarardır ve bu bağlamda sözleşmenin kurulduğuna veya geçerli olarak kurulmuş bulunduğuna duyulan güvenin boşa çıkmasından doğan bir zarar söz konusudur. Alacaklının malvarlığının hâlihazır durumu ile sözleşme yapılmamış olsaydı arz edeceği durum arasındaki fark, menfi zararı meydana getirir. Menfi zarar da tıpkı müspet zarar gibi fiili zarar ve yoksun kalınan kâr yani kaçırılan fırsattan oluşur....

                  Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir (m.125/3). Sözleşmeden dönme hâlinde alacaklının sözleşmenin hükümsüz kalması nedeniyle uğradığı zarar menfi zarardır. Menfi zarar ise, sözleşmenin kurulmamasından yahut geçersiz olmasından doğan zarardır ve bu bağlamda sözleşmenin kurulduğuna veya geçerli olarak kurulmuş bulunduğuna duyulan güvenin boşa çıkmasından doğan bir zarar söz konusudur. Alacaklının malvarlığının hâlihazır durumu ile sözleşme yapılmamış olsaydı arz edeceği durum arasındaki fark, menfi zararı meydana getirir. Menfi zarar da tıpkı müspet zarar gibi fiili zarar ve yoksun kalınan kâr yani kaçırılan fırsattan oluşur....

                    UYAP Entegrasyonu