Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık, 33.900 $ tutarındaki alacağın talep /dava edilebilir olup olmadığı hususundadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Karşılıklı Borç Yükleyen Sözleşmelerde "İfada Sıra" başlıklı 97.maddesinde "Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir." denilmektedir. Taraflar arasındaki "sözleşme" tam iki tarafa borç yükleyen (signallagmatik) bir sözleşme olup sözleşmede davacı ve davalı tarafa yüklenen edimlerin hangi sıra ile ifa edileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığından her iki edimin aynı anda ifa edileceği kabul edilmelidir....

Tüm bu bilgiler ışığında, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerinin hep birlikte değerlendirilmesi neticesinde, davalının sözleşmeden kaynaklanan parasal yükümlülüğünün büyük bir bölümünü ödediği, (bu durum davacı tarafın da kabulündedir) mahkemece alınan bilirkişi raporları ile, davacının (birleşen davada davalı) sözleşmeden kaynaklanan herhangi bir zararının bulunmadığının tespit edildiği, davalının (birleşen davada davacı) parasal yükümlülüğünün eksik ifasından dolayı ihracatın yapılamadığına ilişkin bir tespitin de bulunmadığı anlaşıldığından, davalının (birleşen davada davacı) sözleşmenin 15. maddesi ile belirlenen parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği yahut eksik ifa ettiğinden bahisle 19. madde uyarınca cezai şarttan sorumlu olduğundan sözedilemez....

    Taksit tutarı olan 32.525,00 TL'yi 15.11.2018 tarihinde ödemek üzere anlaşıldığını, bunun üzerine müvekkili tarafından 3 adet çek düzenlenerek davalı şirkete verildiğini, davalı tarafın sözleşmede açıkça teslim tarihi yazılmasına karşın müvekkili şirkete işin teslimi gerçekleştirmediğini ve teslim tarihine kadar işe başlanmadığını, davalı şirketin sözleşme gereğince ifa etmesi gereken sorumluluğunu ifa etmediğini belirterek; davacı müvekkilinin davalı şirket lehine keşide ettiği çek karşılığında davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, çekin tüm tedbirlere rağmen ödenmesi halinde davalı tarafa müvekkili tarafından ödenen 64.525,00 TL tutarın davalı taraftan istirdadına, sözleşmenin ifa edilmemesinden dolayı tazminat hakları saklı kalmak yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafa usulüne uygun tebligatın yapıldığı dosyaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır....

      Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde süre verilmesi 6098 s.TBK'nun 123.m.sinde,"- Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, taraflardan biri temerrüde düştüğü takdirde diğeri,borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verebilir veya uygun bir süre verilmesini hâkimden isteyebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Alacaklı/Alıcı'nın,temerrüde düşen satıcı/borçludan isteyebileceği seçimlik haklar 6098.s.TBK'nun 125.m.sinde "- Temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir. Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler....

      olarak kamuya terk alanının %62,5 tan %40’a indirilmesi için gerekli olan imar değişiklileri için gösterdiği çabanın göz ardı edilemez olduğunu, müvekkilinin geçen bu sürede herhangi bir ihmal ya da kusuru bulunmadığını ve bu geçen sürenin sözleşmeye ilave edilmesi gerektiğini, bahsedildiği üzere taraflar arasındaki sözleşmenin halen yürürlükte olup, müvekkilinin edimini ifa etmek istediğini ancak edimini ifa etmesi davalı tarafın kendi edimini yerine getirmesine bağlı olduğundan yapamadığını, TBK 125/1....

        Maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü yer almaktadır. Edimin ifa yeri ise maddi hukuka göre belirlenmektedir. (TBK 89) Borcun ifa yeri TBK’nın 89. Maddesinde belirlenmiştir. TBK’nın 89. Maddesine göre “Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir.” Hükmü yer almaktadır. Bu madde hükümleri ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde söz konusu uyuşmazlıkta davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olmasının yanında taraflar arasında akdi ilişkinin inkar edilmemesi nedeniyle HMK 10. Maddesi kapsamında sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi de yetkili olmaktadır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; dava taraflar arasından yapı denetim sözleşmesinden kaynaklı olarak davalı tarafça sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklı olarak davacı tarafça yapılan personel maaş giderlerinin tahsili istemine yönelik olarak alacak davasıdır....

            sözleşme uyarınca belirlenen ürün alım taahhüdünü yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmenin davacı tarafça haklı nedenle feshedildiği iddiasına dayalı cezai şart ve iade edilmeyen makinaların iade edilmemesinden kaynaklanan tazminat talep edildiği anlaşılmıştır....

              açtıklarını belirterek üretilen kızgın yağ serpantin bedeli 11.800,00 TL (KDV dahil) ile borcun ifa edilmemesinden doğan yoksun kalınan kâr niteliğindeki müspet zarar için 27.140,00 TL (KDV dahil), 80,00 TL ihtar masrafı toplam 39.020,00 TL'nin faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

                Eser sözleşmesinden kaynaklanan davalar, HMK'nın 6. maddesine göre davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde (genel yetkili mahkeme) açılabileceği gibi HMK'nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde (özel yetkili mahkemede) de açılabilir. Taraflar arasında geçerli olarak yapılmış yetki sözleşmesi varsa ve bu sözleşmede davanın sözleşmeyle kararlaştırılan yer dışında genel ve özel yetkili başka bir mahkemede de açılabileceğine dair aksine bir düzenleme yoksa dava yalnızca sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde açılabilir (HMK. md. 17). Somut olayda: davalının yerleşim yerinin .., sözleşmenin ifa yerinin de .. olduğu tartışmasızdır. Yanlar arasındaki 26.02.2007 onay tarihli sözleşmenin 34. maddesi ile de İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılınmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu