Diğer bir anlatımla, müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde, yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur. Somut uyuşmazlıkta, yukarıda açıklandığı üzere davalı satıcı, davacının bir kusuru olmaksızın sözleşme ile yüklendiği mal teslim etme edimini yerine getirmeyerek temerrüde düşmüştür. Ancak davacının sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle ne suretle kar kaybına uğradığı açıklanamadığı gibi, bu hususta herhangi bir delil de sunulmamıştır....
Borcun yerine getirilmesinin kusurla olanaksız hale gelmesinde, temerrüde düşen borçludan, gecikmiş ifa ile birlikte gecikme dolayısıyla tazminat istenmesinde, yahut borçlunun temerrüdü halinde ifadan vazgeçilip, ifa yerine tazminat istenmesinde ve sözleşmenin olumlu biçimde ihlalinde, müspet zararın giderimi söz konusu olur (Prof. Dr. H. Tandoğan Türk Mesuliyet Hukuku 1961 s. 426 vd.). Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi halinde söz konusu olur. Sözleşme ortadan kalkmamaktadır, yalnız alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı alır. Burada sözleşmenin feshedilmemesinden değil, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu gözardı edilmemelidir." (Örnek: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.07.2006 tarihli, 2006/13-499 Esas, 2006/507 Karar sayılı ilâmı)....
Maddesinde ifa yeri düzenlenmiş olup, Borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa, aşağıdaki hükümler uygulanır; 1. Para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, 2. Parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde, 3. Bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde, ifa edilir. Alacaklının yerleşim yerinde ifası gereken bir borcun doğumundan sonra alacaklının yerleşim yerini değiştirmesi sebebiyle ifa önemli ölçüde güçleşmişse borç, alacaklının önceki yerleşim yerinde ifa edilebileceği belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede teslim yeri ve usulü belirtilmediğine göre, TBK'nın anılan yasal düzenlemesi uyarınca çözüme gitmek gerekmektedir. Bu yasal düzenlemeye göre de, parça borcu olması ve para borcu olmaması nedenleriyle davalı borçlunun yerleşim yeri ifa yeri olmaktadır....
TBK'nın 125. maddesi uyarınca temerrüde düşen borçlu, verilen süre içinde, borcunu ifa etmemişse veya süre verilmesini gerektirmeyen bir durum söz konusu ise alacaklı, her zaman borcun ifasını ve gecikme sebebiyle tazminat isteme hakkına sahiptir.Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2017/4 Esas KARAR NO: 2021/239 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 02/01/2017 KARAR TARİHİ: 10/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket ve bu şirketi temsilen, aynı zamanda da danışman sıfatı ile diğer davalı ------- isimli kişinin de sözleşmede hakem sıfatına haiz olduğunu, sözleşmenin, %15'i tutarındaki ödemenin davalılara yapıldığı---------tarihinde sona erdiğini, davalılarca; sözleşmenin konusu olan ve müvekkiline ait, -------------- çıkarılması hususlarının süre dahilinde gerine getirilemediğini, müvekkilinin ise vekaletname ve peşinat ödemesi dahil üstlendiği tüm yükümlülükleri ifa ettiğini, sözleşmenin yürürlükte olduğu tarihler arasında davalılara yazılı olarak ve defalarca edimlerini ifa edemeyecekler ise ifa imkansızlığı nedeniyle sözleşmenin feshedileceği...
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; 15.01.2007 tarihli sözleşme ile protokol belgesine ilişkin olarak, davalının aracın ve kooperatif üyeliğinin devrine ilişkin tüm edimlerini yerine getirdiği, ticari taksinin geç tesliminden kaynaklı zarar yönünden, bu yükümlüğün ne zaman ve ne şekilde yerine getirileceği yönünde sözleşmede bir açıklık bulunmadığı, bu konudaki edimlerini hiç yerine getirilmemesi veya geç yerine getirilmesinden kaynaklanan bir zararın oluştuğunun, davacı yanca ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. 1) Dava, sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklanan tazminat ve kooperatif hissesinin davalı tarafından davacıya devredilmediği iddiasına dayalı olarak davacının bu şekilde devir yolu ile üye olduğunun tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir....
Davacı iş sahibi, davalı yüklenicinin işi yapmadığını, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek, sözleşmenin haklı şekilde feshedildiğinin tespitine, sözleşme uyarınca davalıya vermiş olduğu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, 30.12.2012 tarihli ve 30.000,00 TL bedelli ödenen çek bedelinin iadesine, borcun ifa edilmemesinden kaynaklanan zararlar için şimdilik 5.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı yüklenici, davacının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile menfi tespit talebinin kabulüne, davacının davalıya verdiği çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, 30.000,00 TL’nin 26.03.2013 tarihinde itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacının diğer talepleri ise reddedilmiştir....
te yapılacağı da kabul edildiğinden sözleşmenin ifa yerinin ... olduğu anlaşılmaktadır. HUMK'nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edildiği yer mahkemesi de yetkili bulunduğundan, davalının yetki itirazının reddine karar verilerek uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken taraflar arasında sözleşmenin sadece malzeme teslimine ilişkin maddesi gözetilerek montajın varlığı üzerinde durulmadan yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 08.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Noterliği'nin 22.10.2021 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarı ile sözleşmeyi sona erdirdiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme incelendiğinde mücbir sebep hallerinin sayılmadığını, genel hükümlere gidildiğinde; covıd-19 salgını veya bu salgın kapsamında alınan tedbirlerin sözleşmenin ifasını imkansız hale getirdiğinin ispatlanmasının davalının yükümlülüğünde olduğunu tüm bu sebeple sözleşmeden döndüğümüzün tespitini, davalı tarafa ödenen fuar katılım bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL'sinin ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı işletilmek suretiyle müvekkiline iadesini, müvekkilinin sözleşmenin ifa edileceğine olan güveni kapsamında yaptığı masraflar ve ifa edilmemesinden kaynaklı uğradığı zarara binaen fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500-TL'nin ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı işletilmek suretiyle davalıdan tahsilini, arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamadığından...
Noterliği'nin 22.10.2021 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarı ile sözleşmeyi sona erdirdiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşme incelendiğinde mücbir sebep hallerinin sayılmadığını, genel hükümlere gidildiğinde; covıd-19 salgını veya bu salgın kapsamında alınan tedbirlerin sözleşmenin ifasını imkansız hale getirdiğinin ispatlanmasının davalının yükümlülüğünde olduğunu tüm bu sebeple sözleşmeden döndüğümüzün tespitini, davalı tarafa ödenen fuar katılım bedelinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000-TL'sinin ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı işletilmek suretiyle müvekkiline iadesini, müvekkilinin sözleşmenin ifa edileceğine olan güveni kapsamında yaptığı masraflar ve ifa edilmemesinden kaynaklı uğradığı zarara binaen fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500-TL'nin ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı işletilmek suretiyle davalıdan tahsilini, arabuluculuk aşamasında anlaşma sağlanamadığından...