Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) KARAR Taraflarının sıfatına bakılmaksızın, eğitim-öğretim giderleri ile ilgili olarak yasadan veya sözleşmeden doğan her türlü davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 18. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 18. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.3.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu iş taraflar arasındaki sözleşmeden doğan alacak davasında Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararına ilişkin olup, belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 13.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 18.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/278 Esas KARAR NO : 2023/807 DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 17/04/2023 KARAR TARİHİ : 13/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Taraflar arasında hak edilmiş İletişim Danışmanlığı Hizmet Sözleşmesinden doğan edimlerin ifa edilmemesi ve sözleşmeye aykırı diğer eylemlerden doğan cezai şart ve cezai şartı aşan toplam zararının belirlenebilir hale geldiği, eser sözleşmesinin özelliklerini barındıran sözleşmenin uzmanlık gerektiren bir edimi içerdiğini ve özen yükümlülüğünü ağırlaştırıcı bir nitelik taşıdığını, davalı şirketin işin ehli ve teknik beceri sahibi olduğu iddiası ile işi üstlenen sözleşme tarafı olarak taahhüt ettiği sonucun ortaya çıkmamasından doğan hak kayıplarından ve zararlardan sorumlu olduğunu, müspet ve menfi zararlarının telafisi güç boyutlara ulaştığını, somut zararların...

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/278 Esas KARAR NO : 2023/807 DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 17/04/2023 KARAR TARİHİ : 13/10/2023 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; Taraflar arasında hak edilmiş İletişim Danışmanlığı Hizmet Sözleşmesinden doğan edimlerin ifa edilmemesi ve sözleşmeye aykırı diğer eylemlerden doğan cezai şart ve cezai şartı aşan toplam zararının belirlenebilir hale geldiği, eser sözleşmesinin özelliklerini barındıran sözleşmenin uzmanlık gerektiren bir edimi içerdiğini ve özen yükümlülüğünü ağırlaştırıcı bir nitelik taşıdığını, davalı şirketin işin ehli ve teknik beceri sahibi olduğu iddiası ile işi üstlenen sözleşme tarafı olarak taahhüt ettiği sonucun ortaya çıkmamasından doğan hak kayıplarından ve zararlardan sorumlu olduğunu, müspet ve menfi zararlarının telafisi güç boyutlara ulaştığını, somut zararların...

          Mahkemece; dava konusu talebin sözleşmeye dayalı olarak para borcundan kaynaklandığı, BK 89/1’de para borçlarında alacaklının bulunduğu yer mahkemesinin yetkili bulunduğunun belirtildiği, yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun “Sözleşmeden Doğan Davalarda Yetki” başlığı altındaki 10. maddesinde borcun ifa edileceği yerin de yetkili olduğu gerekçesiyle karşı yetkisizlik kararı verilerek görevli ve yetkili mahkemenin yetkisizlik kararı veren Ürgüp Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna kararı verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık; adi ortaklıktan doğan alacak istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK md. 10 uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi yetkilidir....

            Uyuşmazlık; adi ortaklıktan doğan alacak istemine ilişkindir Somut olayda; ... Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün 19.11.2013 tarihli yazısına göre davacının şirket ortağı olduğu, ancak taraflar arasındaki sözleşmenin şirket tarafından değil bizzat davacı tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır. Adi ortaklık sözleşmesinin konusunun ticari iş olması adi ortakların birbirlerine karşı açtıkları davanın ticari dava olduğunun kabulü için yeterli değildir. Bu nedenle mahkemece davanın ticari dava olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiştir, ancak davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla bakılması sebebiyle bu yanılgı sonuca etkili görülmemiştir. 6100 sayılı HMK md. 10 uyarınca sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi yetkilidir....

              Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Borçlar Kanununun 73. maddesine göre, sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceğinden alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için yetkili olan kendi ikametgahında 2011/11951-20745 da takip ve dava açabilir. Öte yandan yine HUMK.nun 22. maddesinde, tarafların yetki sözleşmesi yapmak suretiyle yetkili olmayan bir mahkemenin yetkisini kabul edebilecekleri de belirtilmiştir....

                Bu bedelin,eski aboneleri de kapsayacak şekilde artırılarak aradaki farkın istenmesi, sözleşmeden doğan bir uyuşmazlık olmayıp, idarenin kamu gücünü kullanarak tesis ettiği, tek yanlı idari bir işlemdir. Bu durumda, davanın görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girdiğinden, aksi yönde verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum....

                  Tapuda yapılan pay satışı sözleşmeden doğan hakların devri niteliğinde kabul edilemez. Dosya içerisinde ayrıca arsa sahipleri ... ... ve ... ile ... ... arasında sözleşmeden doğan hakların devrini gösteren herhangi bir belge de bulunmamaktadır. Davacı arsa sahipleri ... ... ve ...’nın davadan feragat etmedikleri de sabittir. Bu durumda ... ... ve ...’nın sözleşme gereği hakları olan 01.06.2000 tarihiyle 02.01.2006 tarihleri arasındaki süre için gecikme tazminatının bilirkişiye hesaplattırılarak karar altına alınması gerekirken, adı geçen davacıların sözleşmeden doğan haklarını devretmedikleri ve davadan da feragat etmedikleri gözden kaçırılarak, yazılı şekilde bu davacılar yönünden de gecikme tazminatı istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davacılar ..., ..., ..., ... ’in temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kararın davacılar ......

                    Bu davasında davacı, yeni bir depo yapılıp faaliyete geçmesine rağmen davalının eski deposundaki faaliyetine 1.7.2004 gününden sonra da devam ettiğini ispat edemediği gibi 2.3.2004 gününde gönderdiği ihtarnamesiyle davalıya ek süre verip, verilen ek süre içerisinde tespit yapılmadığı taktirde kendisine tespit cihetine gidileceği bildirilmekle de sözleşmede öngörülen tarihler de belli olmayan bir süre için ertelenmiş olup, buna rağmen davalı verilen süre içerisinde az yukarıda açıklandığı gibi mahkemeye başvurmakla sözleşmeden doğan yükümünü yerine getirmiştir. Hal böyle olunca sözleşmedeki şartın davalı yararına gerçekleşmediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                      UYAP Entegrasyonu