Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, sözleşmeden doğan tazminat istemine ilişkin olduğundan, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 11.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, sözleşmeden doğan alacak istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 04.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Kurum, özel hukuk sözleşmesine göre taşınır ve taşınmazlarını üçüncü şahıslara kiraya verecek ve gelir elde edebilecektir. 6183 sayılı Kanunun 1. maddesinde, akitten doğan alacaklar ile bunların takip masraflarının takibi 6183 sayılı Kanun kapsamı dışında tutulmuştur. Kurum ile üçüncü şahıslar arasında kira sözleşmesinin varlığı, miktarı ve yorumu ile ilgili ihtilaflar genel mahkemede görüleceği gibi Kurumun kesinleşmiş kira alacağının takibi ise yine 6183 sayılı Kanun kapsamı dışında tutulduğundan genel hükümlere göre yapılacaktır. İnceleme konusu karar, tamamen özel hukuk sözleşmesi içerisinde kalan kira ilişkisi ve bundan doğan kesinleşmiş alacaklara ilişkin olup, Borçlar Kanunu uyarınca sözleşmeden doğan sorumluluk hükümleri kapsamında olduğundan ve Sosyal Güvenlik Kanunlarından kaynaklanmadığından, Yargıtay Hukuk Daireleri İş Bölümü kararının 17. Hukuk Dairesine ilişkin bölümünün 7. maddesi uyarınca dosyanın Yargıtay 17....

        ücreti olduğunu, Açıklanan nedenler ile davacı tarafın iddialarının aksine müvekkili şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirse de, davacı karşı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Davacı tarafın müvekkilinin alacağı için hukuki yollara başvurması üzerine kötü niyetli olarak iş bu davayı açtığını, Bu sebeple müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

          Şti ile davalı arasında finansal kiralama sözleşmesi yapıldığını, müvekkiline ait taşınmaz üzerinde sözleşmeden doğan borç için ipotek tesis edildiğini, dava dışı şirketin yükümlü olduğu borcu ödediğini, söz konusu ödeme neticesinde tarafların birbirlerini ibra ettiklerini, ipoteğin terkinin gerektiğini ileri sürerek, davaya konu ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Mahkemece, davacının tazminat istemini atiye terk ettiği, bilirkişi incelemesi sonucu Finansal Kiralama Sözleşmesi’nden doğan kiralama bedeli borcu bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle tazminat konusunda karar verilmesine yer olmadığına, sözleşmeden doğan bir borç bulunmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 12.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Herne kadar davalı ... tapudaki paylarını diğer davalı ...’a devir etmiş ise de bu devir sözleşmeden doğan hakların temlik edildiği anlamına gelmediğinden davalı ...’in sözleşmeden doğan hakların halefi olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Diğer yandan davalı Mehmet 31.12.1997’de yani, davadan önce vefat etmiştir. Ölü şahıs hakkında dava açılması mümkün olmadığından ve davacılar ... hakkındaki davalarından feragat ettiklerinden davanın usulen reddi gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden taraf teşkilinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın sonuçlandırılması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı ... mirasçısı ... ile davalı ... yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 14.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Sözleşmenin tarafı olan arsa sahibinin bir kısım bölümleri davacıya satmış olması 20.09.2000 tarihli sözleşmeden doğan hakların kendisine temlik edildiği anlamına gelmez. Davacı ayrıca sözleşmeden doğan hakların kendisine temlik edildiğine dair bir temlikname de sunmamıştır. Bu durumda davalı hakkında dava açma sıfatı bulunmadığından davanın reddi yerine kabulü doğru olmamıştır. Öte yandan dava tarihinden önceki bir tarihte bağımsız bölümlerin teslim alınıp kiraya verildiği anlaşılmaktadır. Teslim sırasında ihtirazî kayıt ileri sürülüp sürülmediği araştırılmadan açık ayıplı imalâtlar için dava hakkının düşüp düşmediği değerlendirilmeden, açık ayıplı imalât bedeline hükmedilmesi de kabul şekline göre doğru görülmemiştir. Karar belirtilen sebeplerle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 29.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Ancak HUMK 10.maddesine göre sözleşmeden doğan uyaşmazlıklarda sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesindede dava açılabilir. Davacının ...’da ikamet ettiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Davacının talebi sözleşmeden doğan para alacağına ilişkin oluğuna göre BK. 73. maddesi gereğince aksi kararlaştırılmadıkça, borcun, alacaklının, ödeme zamanında ikamet ettiği yerde ödenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta para borcunun ifa yeri alacaklının ikametgahı ...’dur. Öyle olunca alacaklının ikametgahı ...’da icra takibi yapılıp, dava açılabilir. Bu durumda davanın yetkili mahkemede açıldığının kabulü ile işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözülmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 9.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Aynı kanunun 10.maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edildiği veya davalı ya da vekilinin dava tarihinde orada bulunması kaydıyla, sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki, bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. Dava vekalet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, sözleşmeye ilişkin yetki kurallarının uygulanması gereklidir. Borçlar Kanununun 73.madresine göre sözleşmeden doğan para borcu, sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceğinden alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahı olan ... Mahkemesinde de dava açabilir. O halde dava konusu olayda, mahkemenin davaya bakmakla yetkili olması nedeniyle, yetki itirazının reddiyle işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

                      UYAP Entegrasyonu