Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

kaynaklı borç ya da alacağın varlığı konusunda herhangi bir talepte de bulunmadığını, Yerel Mahkeme gerekçeli kararında, davanın temelinin Genel Kredi sözleşmesinden kaynaklandığını belirttiğini, bu hususu gözardı ettiğini ve yine tapunun takyidatlardan ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi taleplerini görmediğini, talep konusunun sanki sadece ipoteğin ve haczin kaldırılması gibi değerlendirildiğini, müvekkilin genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını, tüketicinin davalı inşaat şirketine karşı sözleşmeden dönme hakkı ve bedel iadesi talebinde de bulunduğu hususunun nazara alınmadığını, Halbuki davacı ile davalı Emay arasında edimler sona ermemiş olup, tapunun üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılamaması halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebi de bulunduğunu Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığını, dava bakımından davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığını, aksine dava konusunun 6502 sayılı kanun kapsamında...

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: DAVA; ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır. Dosyanın incelemesinde; davacının, davalıdan aldığı mobilyaların eksik ve ayıplı teslim edildiğini belirterek ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep ettiği, davalının teslimin tam yapıldığı, malların ayıplı olmadığı, varsa ayıbın süresinde ihbar edilmediği ve bedel iadesinin orantısız olduğu gerekçesi ile davanın reddini istediği, mahkemece mobilyacı bilirkişiden alınan rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle müvekkilinin sadece ipoteğin fekkini talep etmediğini, aynı zamanda tapunun hacizlerden ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edildiğini, nitekim müvekkili tüketici olup, genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi, genel kredi sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmediği gibi, bu sözleşmeden kaynaklı borç ya da alacağın varlığı konusunda herhangi bir talepte de bulunmadığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararında, davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını belirtmiş ise de, bu hususu gözardı ettiğini ve yine ayrıca tapunun takyidatlardan ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebini dahi görmediğini, talep konusu sanki sadece ipoteğin ve haczin kaldırılması gibi değerlendirildiğini, müvekkilinin genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını,...

tüketicinin davalı inşaat şirketine karşı sözleşmeden dönme hakkı ve bedel iadesi talebinde de bulunduğu hususunun nazara alınmadığını, halbuki davacı ile davalı Emay arasında edimler sona ermemiş olup, tapunun üzerindeki haciz ve ipoteklerin kaldırılamaması halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebi de bulunduğundan ticaret mahkemelerinin görevli olmadığını, nitekim dava bakımından davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmadığını, aksine dava konusunun 6502 sayılı kanun kapsamında ayıplı mal olduğunu bir kez daha belirtmekte fayda gördüğünü, satıcı ya da sağlayıcının tüketici sözleşmesinde ki borcunu gereği gibi ifa etmemesi halinde, örneğin satılanın ayıplı olmasından doğan uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinde görüleceğini, açıklanan nedenlerle Anadolu 2....

bedelin iadesinin şartlarının gerçekleşmediği, mahkemece, Sözleşmenin 2.maddesinde davalıya verilen yetki bakımından hükmün geçerli olmadığına veya bu yetkinin davalı tarafından dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanıldığına kanaat getirilmesi ihtimalinde geçerli olmak üzere; belirli vade dolmasına rağmen edimini ifa etmeyen borçlu davalının borçlu temerrüdüne düştüğü, Bu durumda sözleşmeden dönmek için davacının kural olarak davalıya mehil vermesi gerektiği (TBK m.123), Ancak TBK m.124 uyarınca süre verilmesine gerek olmayan hallerden birisi bulunmaktaysa bu şartın aranmayacağı, dosya kapsamında davacının sözleşmeden dönme beyanında bulunurken davalı tarafa herhangi bir süre tanımamış olduğunu bu durumda takdirin Mahkemeye ait olduğunu, davalının borçlu temerrüdüne düştüğüne ve sözleşmeden dönmenin kullanılması için aranan şartların somut olayda gerçekleştiğine kanaat getirilmesi ihtimalinde; davacı ......

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle müvekkilinin sadece ipoteğin fekkini talep etmediğini, aynı zamanda tapunun hacizlerden ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep edildiğini, nitekim müvekkili tüketici olup, genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığı gibi, genel kredi sözleşmesinin geçersizliğini ileri sürmediği gibi, bu sözleşmeden kaynaklı borç ya da alacağın varlığı konusunda herhangi bir talepte de bulunmadığını, yerel mahkemenin gerekçeli kararında, davanın temelinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığını belirtmiş ise de, bu hususu gözardı ettiğini ve yine ayrıca tapunun takyidatlardan ari olarak müvekkiline teslim edilmemesi halinde sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebini dahi görmediğini, talep konusu sanki sadece ipoteğin ve haczin kaldırılması gibi değerlendirildiğini, müvekkilinin genel kredi sözleşmesinin tarafı olmadığını,...

    Somut olayımızda davacı TBK nın 227/1 maddesindeki sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullanmıştır. Dosyada bulunan d.iş raporunda davaya konu makinenin gizli ayıplı olduğu, yine mahkemece hükme esas alınan 28/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda da makinenin gizli ayıplı olduğunun ortaya konulduğu, her iki raporun birbirini teyit eder nitelikte olduğu dolayısıyla ilk derece mahkemesince makinenin ayıplı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Ancak ilk derece mahkemesince; kabul edilen alacağa tespit dosyasındaki tebliğ tarihi olan 01/04/2015 tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar verilmesi ve makinenin davalıya iadesi yönünde hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Şöyle ki; davacı sözleşmeden dönme seçimlik hakkını kullandığından birlikte ifa kuralı gereği, sözleşme bedeli iade edilecekse karşılığında makinenin de davalıya iadesi gerekecektir....

    Noterliği'nin 16/09/2019 tarih 25685 yevmiye numara ile ihtarname gönderdiğini ve cevap alınmadığını beyanla taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçersizliğini, sözleşmenin geçerli kabulü edilmesi halinde sözleşmeden cayma hakkının kabulünü, cayma hakkının oluşmadığı halde ise ölümle ortaya çıkan ödeme imkansızlığı nedeniyle sözleşmeden dönüldüğünün kabulü ile davacıdan alınan 20.000,00 TL nin ihtarnamenin tebliğ edildiği 23/09/2019 tarihten itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Kabule göre de; davacı, sıfır km satın aldığı araçtaki üretimden kaynaklanan hata ve arızalar nedeniyle sözleşmeden dönerek bedel iadesi talebi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş ise de; bilirkişi heyetince yapılan test sürüşü sonucu aracın direksiyonunun ani sağ ve sol yönlere çevrilmesi esnasında ortaya çıkan bir tıkırtı sesi ile 1. vitesle kalkış esnasında duyulan ince bir ses dışında sürüş konforunu yok edecek bir bulguya rastlanmadığı, kozmetik olarak tespiti yapılan kusurların kullanıma bağlı kusurlar olduğu tespitinin yapılmış olması karşısında araç için ödenmiş olan bedelin iadesinin gerektirip gerekmediği husunda yanılgıya düşülmüştür. Hem 4077 sayılı Yasa hem de 6502 sayılı Yasa, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik haklarını düzenleyen hükümlere sahiptir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki malın iadesi (alacak) davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, bu doğrultuda müvekkili tarafından davalıya sözleşme konusu makinelerin teslim edildiğini, ancak davalının gönderilen ihtara rağmen kira bedelini ödemediğini, bu nedenle sözleşmenin feshedildiğini belirterek kiralama konusu malın iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili tarafından sözleşmeden kaynaklanan edimin yerine getirildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir....

        UYAP Entegrasyonu