Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dönme adına her iki bağımsız bölüm için ihtarname gönderdiğini beyanla sözleşmenin feshi, senetler bakımından borçlu olmadığının tespiti ve senetlerin iadesine ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir. Sözleşmeye aykırılık sebebiyle tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği anlaşıldığından davacının iş karşılığında ödemiş olduğu 18.500,00- TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine ve davaya konu mutfak dolaplarının davalıya iadesine" şeklinde karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: İlk derece mahkemesince verilen nihai karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

boş ve sorunsuz olarak teslim edilmemesi sözleşmeden doğan ediminin ifasını olanaksız kıldığı gerekçesi ile sözleşmenin iptalini talep etme durumundadır....

Ayıp nedeniyle satıcının sorumluluğuna başvurmanın maddi koşularının gerçekleşmesi halinde tüketicinin sahip olduğu seçimlik haklar 6502 sayılı Kanunun 11.maddesinde belirtilmiştir. Tüketici hükümde belirtilen sözleşmeden dönme, satış bedelinin indirilmesi, aşırı masraflı olmadıkça ücretsiz onarım ya da mümkün ise misli ile değişim haklarından dilediğini kullanabilir. 6502 sayılı Kanunun m.83/1 hükmü uyarınca bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır. Genel hüküm niteliğindeki 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun m.227/4 hükmüne göre alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Özellikle sözleşmeden dönme halinde tüketicinin bundan elde edeceği yarar ile bunun satıcıya getireceği zarar arasında bir oransızlık varsa ve ayıplı mal çok az giderle onarılabiliyorsa artık sözleşmeden dönmenin amaca aykırı olduğu kabul edilmektedir....

    ayıp olduğu ve bundan dolayı dava konusu ürünün --- satıcının ve alıcının üründeki bu ayıplı durumu satış anında bilmiyor olması ve fatura tarihinden itibaren 2 ay sonrasında serviste tespiti ile ortaya çıkması nedeniyle ayıbın niteliğin gizli ayıp olduğu, sözleşmeden dönme ve dava konusu telefonun satım bedelinin iadesinin talep edilip edilemeyeceği konusunda uzmanlık alanımda olmaması nedeniyle değerlendirme yapılamadığına dair kanaatini bildirir rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür....

      Mahkemece yapılan yargılama sonucu; bilirkişi Murat Topuz'un raporunda da tespit edildiği üzere davacıların davacı Yüksel'in yüksek lisans eğitimi alması amacıyla dava konusu eğitim sözleşmesinin taraflar arasında 16/06/2016 tarihinde düzenlendiği, davalı üniversitenin Klinik Psikolojisi alanında yüksek lisans eğitim verme hakkının sözleşmenin akdedilmesi ve davacının sözleşmeden dönme iradesini ortaya koymasından çok sonraki bir tarih olan 29/03/2017 tarihinde aldığı, bu nedenle davacının sözleşmeden döndüğü tarih itibariyle davalı okulun bu hususta herhangi bir yetkisinin bulunmadığı ve bu bölümde bir kayıt yapması ve diploma vermesinin mümkünatının bulunmadığı, bu anlamda davacılar ile kurulan sözleşmenin ayakta tutulması ve sonradan geçerli hale getirilmesinin mümkün olmadığı kanaatine varıldığı, davacıların faiz talebi bakımından ise, davacıların sözleşmeden dönme iradelerini davalı üniversite tarafından 11/11/2016 tarihinde gösterdikleri anlaşılmakta ise de hesap bilirkişisinin raporunda...

      feshi değil sözleşmeden dönme olduğunu, bu görüşün hatalı olduğunu, sözleşmeden dönme durumunda; sözleşmeden dönene taraf, sözleşme ilişkisinden vazgeçmekte, sözleşmenin kurulması anına geri dönerek ifa edilmiş yükümlülüklerini ortadan kaldırmak olduğunu, önemli olmayan ayıplarda işsahibinin sözleşmeden dönme hakkı yoktur, yalnızca bedelden indirim isteme veya eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı olduğunu, dolayısıyla, %90 oranında çalışan bir sistemde önemli ayıpların mevcut olduğu iddia edilemeyeceğinden; davalı tarafından sözleşmeden dönülmesi hukuka uygun olmadığını, yukarıda açılanan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle; istinaf başvurusunun ve gerekçelerin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak geri gönderilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

      feshi değil sözleşmeden dönme olduğunu, bu görüşün hatalı olduğunu, sözleşmeden dönme durumunda; sözleşmeden dönene taraf, sözleşme ilişkisinden vazgeçmekte, sözleşmenin kurulması anına geri dönerek ifa edilmiş yükümlülüklerini ortadan kaldırmak olduğunu, önemli olmayan ayıplarda işsahibinin sözleşmeden dönme hakkı yoktur, yalnızca bedelden indirim isteme veya eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı olduğunu, dolayısıyla, %90 oranında çalışan bir sistemde önemli ayıpların mevcut olduğu iddia edilemeyeceğinden; davalı tarafından sözleşmeden dönülmesi hukuka uygun olmadığını, yukarıda açılanan ve re’sen nazara alınacak nedenlerle; istinaf başvurusunun ve gerekçelerin kabulüne, ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak geri gönderilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 16/06/2020 tarih ve 2020/78 Esas 2020/92 Karar sayılı kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan esas incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE : Taraflar arasında 10/02/2013 tarihinde devremülk satış vaadi sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşme bedeli olan 12.254,00 TL'nin müvekkil tarafından ödendiğini, sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığını, bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu, ön ödemeli satılması nedeniyle tüketicinin devir ve teslim tarihine kadar sözleşmeden dönme hakkının bulunduğunu, müvekkil tarafından ödenen 12.254,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

        Yasanın 138. maddesinde “Aşırı İfa Güçlüğü” madde başlığı altında düzenlemiş, “ Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu