Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

temerrüt halinin üzerinden uzunca bir süre geçtikten sonra kullanılması hakkın kötüye kullanılması teşkil ettiğinden, yasal düzenlemeler gereği işbu seçimlik hakkın kullanılmasının artık mümkün olmadığını, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin gereği olarak davacı yanın sözleşmenin ifası için müvekkiline bir süre vermesi veya bu sürenin sayın mahkemeniz aracılığı ile verilmesini talep etmesi gerektiği halde, tek taraflı sözleşmeden dönme beyanında bulunarak döviz kurunun anormal derecede artmasından faydalanarak sebepsiz zenginleşmesinin mümkün olmadığını, fazlaya ilişkin tüm haklarımız saklı kalmak kaydıyla yetki itirazımızlarının kabulü ile Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri lehine davanın yetkisizlik sebebi ile usulden reddine, davacının ikame etmiş olduğu davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    K A R A R İnceleme konusu karar da; mahkeme "... taraflar arasında yapılan sözleşmenin hukuka aykırı olduğu, zira davalıların kendilerine ait olmayan kaynak suyundan sadece kadim hakkına dayanarak bu hakkın devrine yönelik Kurucuova köy muhtarı ile tüm köyün yararlanması yönünde sözleşme yapamayacakları, bu durumun hakkın kötüye kullanılması olacağı, TMK'nın 2. Maddesine göre, bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağı dikkate alınarak sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olduğu ancak geçersiz sözleşmeden dönme durumunun söz konusu olamayacağı, geçersiz sözleşme gereğince ödenen bedelin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre alınabileceği kanaatine varılarak davanın reddine ..." gerekçesiyle karar vermiştir. Söz konusu uyuşmazlık sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığına göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan iş bölümü uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nindir....

      Ticaretin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerini kabul etmediklerini belirterek müvekkilinin dava konusu mobilyaları davalıya teslime hazır olduklarını, sözleşmeden dönme ve 8.300,00-TL bedelin ticari faizi ile birlikte iadesine karar verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....

        Yani alıcı davacı dilerse sözleşmeden dönebilir, dilerse satım parasının indirilmesini isteyebilir. Davacı ile davalı arasında sözleşme ilişkisi bulunduğuna göre, kaza tarihinde davaya konu aracın davalının mülkiyetinde bulunmaması, davalıyı sorumluluktan kurtarmaz. Hal böyle olunca mahkemece, öncelikle davacının hangi seçimlik hakları kullandığı (sözleşmeden dönme mi, bedel indirimi mi) sorularak, davacı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istediği takdirde araçta daha sonradan, davacı elindeyken meydana gelen kazalar sebebiyle oluşan değer düşüklüğünün hesaplanarak alacaktan mahsubuna karar verilmeli, bedel indirimi istediği takdirde ise Borçlar Kanunu'nun 202. maddesi gereği nispi metod uygulanarak davacının alacağı belirlenmeli ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....

          Davacı işsahibi açmış olduğu iş bu dava ile, eserin ayıplı olarak imal edildiği gerekçesiyle sözleşmeden dönme hakkına dayanarak ödemiş olduğu bedelin tahsilini talep etmiş olup, aralarındaki uyuşmazlık, davalı tarafından yapılan vincin ayıplı olup olmadığı, davacının sözleşmeden dönerek ödediği bedeli talep edip edemeyeceği hususlarındadır. Uygulanması gereken BK'nın 360. maddesinde (TBK'nın 475. maddesinde) ayıplı ifa nedeniyle işsahibinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. 360. madde gereğince eser, işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olursa, işsahibinin sözleşmeden dönme hakkı bulunmaktadır....

            Mahkemece, iş yeri dışında yapılan satışların, tüketicinin ürünü denemesi ve kontrol etmesi koşullu satışlardan olduğu, cayma hakkının ancak hizmetin ifasından sonra başlayacağı, bu süre içinde sözleşmenin askıda bulunduğu, davacının davaya konu eğitim hizmetini kullanmadığının davalının da kabulünde olduğu, cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamadığı, dava açmakla davacının sözleşmeden dönme iradesini gösterdiği gerekçesiyle davanın kabulü ile taraflar arasında düzenlenen 29.06.2015 tarihli Araştırma Geliştirme Merkezi sözleşme başlıklı sözleşmenin feshine, bu sözleşme nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut uyuşmazlık, iş yeri dışında kurulan sözleşmede cayma hakkının süresinde kullanılıp kullanılmadığına ilişkindir. Mahkemece, davalı nezdinde telefon arama kayıtları ve konuşmaların kayıt altına alındığı iddiası yeterince değerlendirilmemiştir....

              Maddesi göre sözleşmeden dönme hakkının bulunduğu, aynı maddenin 3. fıkrası gereğince sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciye iade edilmesi gereken tutar ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç yüz seksen gün (02.01.2017 tarihinden önce doksan gün) içinde tüketiciye geri verileceği, davalının 04.01.2018 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini bildirdiği, bu tarihten itibaren 90 gün eklendiğinde, takip tarihi itibariyle alacak henüz muaccel olmadığından İlk derece mahkemesince itirazın kaldırılması ve depo kararı verilmesi kararının hatalı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesisi ile davanın reddine, karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, iflas yolu ile takipte davalı tarafından yapılan itirazın kaldırılması ve iflas istemine ilişkindir....

                Davacı, dava ve ıslah dilekçesinde yapılan imalâtın sözleşme ve eklerine uygun olmaması ayıplı yapılması nedeniyle sözleşmenin iptâlini, zararın tesbitini ödenen bedelin istirdadını davalıda kalan çek nedeniyle borçlu olmadığının tesbitini talep etmiştir. Ayıbın varlığı halinde iş sahibinin seçimlik hakları 6098 sayılı TBK'nın 475. maddesinde sayılmış olup davacının dava dilekçesindeki sözleşmenin iptâli isteminin TBK'nın 475/1 maddesindeki sözleşmeden dönme şeklinde anlaşılması gerekir. Mahkemece, raporu hükme esas alınan bilirkişi kurulundan, TBK'nın 475. maddesinde belirtilen seçimlik haklara göre ayıbın niteliği, başka deyişle eserin reddini gerektirip gerektirmediği, bedelden indirim yapılıp yapılmayacağı ve onarımın aşırı masraf gerektirip gerektirmediği konularında; indirim gereken miktar ve onarım masrafları konusunda gerekçeli ve denetime uygun rapor alınarak davanın sonuçlandırılması gerekir....

                  İlk derece mahkemesinin hükmünün b bendi yönünden yapılan değerlendirme itibariyle, Türk Borçlar Kanununun 227 maddesi gereğince sözleşmeden dönme talebinin durum itibariyle haklı olmadığı durumlarda hakim, onarım veya bedelden indirime karar verebilir. Berjer koltuk ayakları arasındaki farklılık nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebi berjerlerin davacının talebine istinaden imal edilmiş olması hususu nazara alındığında durum itibariyle haklı olmadığından her iki berjer ayakları arasındaki farklılığın giderilmesi tarafların hak ve menfaatler dengesi itibariyle yerinde olduğundan ilk derece mahkemesinin hükmünün b bendine yönelik istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

                    -Teslim edilen eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin kullanacağı haklar 818 sayılı BK’nın 360. maddesinde sözleşmeden dönme, ücret indirimi, eserin tamir ve ıslahı olarak sayılmıştır. Davacı iş sahibi dava dilekçesinde seçimlik hakkını sözleşmeden dönme olarak kullanmış, ödediği bedelin istirdadı ile ödemediği bedel yönünden borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiştir. Davacı daha sonra verdiği ıslah ve açıklama dilekçelerinde asıl davadaki bu taleplerinden vazgeçmeksizin kâr mahrumiyeti, cezai şart ve manevi tazminat istemlerinde bulunmuştur. Mahkemece bilirkişi kurulundan rapor ve iki kez ek rapor alınmış, 30.....2008 tarihli kök raporda sözleşme konusu makinenin davacı yanca üretime geçirilemediği, makinenin davacının beklediği amaca hizmet edemediği, bu haliyle ayıplı sayılması gerektiği belirtilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu