Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı bankanın istinaf sebeplerinin incelenmesinde; 1- Kredi sözleşmenin bağlı kredi olmadığı yöndeki istinafı açısından, Bağlı kredi sözleşmesi 6502 sayılı TKHK'nın 30- (1) maddesinde; "Bağlı kredi sözleşmesi; tüketici kredisinin münhasıran belirli bir malın veya hizmetin tedarikine ilişkin bir sözleşmenin finansmanı için verildiği ve bu iki sözleşmenin objektif açıdan ekonomik birlik oluşturduğu sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır.w Davacı ile davalı banka arasında 21/09/2016 tarihinde, Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredi sözleşmesi ile Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sistemi Kredisi sözleşme öncesi bilgi formu imzalanmıştır. Bilgi formunun, sözleşmeden dönme hakkına ilişkin 10. maddesinde sözleşmeden dönme ile bilgilendirme yapılmış, 12.3. maddesinde; "konut bedelinin bir kısmının bağlı kredi ile karşılanması durumunda, tüketicinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığına ilişkin bilgi, satıcı tarafından ilgili konut finansmanı kuruluşuna derhal bildirilir" hükmü yer almaktadır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davacı ... yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, taraflar arasında 12.04.2012 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık iki yıl yedi aylık süreye rağmen inşaatın tamamlanması adına inşaata başlanmadığını, arsa sahibinin sözleşmeden dönme hakkını makul bir süre geçmesi nedeniyle her zaman kullanabileceğinden kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taşınmazın sadece davacılar adına kayıtlı olmadığını, başka hissedarlar da bulunduğunu, hatta taşınmazda ......

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 138. maddesinde “Aşırı İfa Güçlüğü” madde başlığı altında “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır." düzenlemesi bulunmaktadır....

    Dönme beyanının açık olmasına gerek yoktur. Fesih veya dönme sözcüğü kullanılmasa da iş parasının geri istenmesi gibi dönme iradesini gösteren beyanlarda bulunulmuş ise sözleşmeden dönme iradesinin bildirildiğinin kabulü gerekir (Yargıtay HGK----Bu halde karşı tarafın dönme-feshin haksız olduğunun tespiti ile sözleşmenin aynen ifasını talep etmesi mümkün değildir (Yargıtay--- H.D.---- Bölge Adliye Mahkemesi----. Hukuk Dairesi ----Esas ve----Karar)....

      Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davanın hukuka, kanuna ve maddi gerçekliğe aykırı olduğunu, davacı yan ile 03/03/2018 tarihinde devre mülk sözleşmesi imzalandığını, davacı yanın dönme talebinin 30/09/2018 tarihinde müvekkili davalı şirkete ulaştığını, sözleşmesinin feshedildiğini, davacı tüketicinin sözleşme tarihi ile dönme bildirimi arasında 14 günlük süreyi aşan bir süre olması nedeniyle sözleşmeden dönme iradesini gösterdiğinin açık olduğunu, davanın açılmasında müvekkili davalı şirketin kusurunun olmadığını, davacı tarafça müvekkili davalı şirkete 7.100,00- TL ödeme yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğini, davacı yanın ödediği 7.100,00- TL ödemenin davalı şirketin kabulünde olduğunu, davacı tarafça 18 ayı aşkın bir süre sonra dönme bildirimi doğrultusunda müvekkili davalı şirketin sözleşmeden dönülmesi durumunda davacı taraftan konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülükleri ile %8 oranında tazminat talep...

      Alacaklı, ayrıca borcun ifasından ve gecikme tazminatı isteme hakkından vazgeçtiğini hemen bildirerek, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın giderilmesini isteyebilir veya sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse alacaklı alıcı, sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir." şeklinde düzenlenmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 11/12/2017 tarihli gayrimenkul alıcısı veya kiracısı kapora sözleşmesi gereğince davacı tarafından 10.000,00 TL kapora ödendiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin kurulduğuna kanıt olarak bir tarafın diğer tarafa sözleşme kurulurken verdiği paraya bağlanma parası denir. Bağlanma parasının diğer bir işlevi de kısmi ifadır....

      Mahkemece karar gerekçesinde 818 sayılı BK'nın 358/1. maddesine göre yüklenicinin asli edimini büyük oranda yerine getirmesi sebebiyle sözleşmenin feshinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu belirtilmiş ise de; keşfe bağlı olarak rapor düzenleyen, teknik bilirkişiler sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK'nın 473. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen teslim için belirlenen günü beklemeden sözleşmeden dönme koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda inceleme yaparak değerlendirmede bulunmamışlardır....

        bilirkişilerce ve mahkemece açıklanmadığını, davacının sözleşmenin yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, haklı nedene dayalı olarak feshedildiği, sözleşme nedeniyle müvekkillerinin de zarara uğramalarının dikkate alınmadığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

        Bu maddeye göre sözleşmeden dönme halinde taraflar karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Sözleşmenin fesih ya da dönme suretiyle sona ermesi halinde geriye etkili sonuç doğuracağı yani, sözleşme hiç yapılmamış gibi başa dönüleceğinden, taraflar sözleşme ile üstlendikleri borçlarını ifa etme yükümlülüğünden kurtulacakları gibi, daha önce ifa ettikleri edimleri, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceklerdir. Davacı iş sahibi, sözleşmeden dönmede haksız olsa dahi, fazla ödenen iş bedelinin iadesini yükleniciden isteyebilir. (Yargıtay 15....

          Taraflar arasındaki sözleşmenin her iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğu görülmüş, davacı alıcı davalı satıcıya ihtar keşide ederek sözleşmeden dönme hakkını kullanmış, ödediği bedeli talep ettiği ayrıca ihtarname masrafı başta olmak üzere sözleşme nedeni ile uğradığı zararları talep ettiği anlaşılmıştır. Davacının 750,00 TL gecikme kaynaklı zarar alacağının neyden kaynaklandığını ispat edecek dosyada delil sunamadığı görülmüştür....

            UYAP Entegrasyonu