Bilgi Koruma Taahhütnamesinin rekabet yasağına yönelik işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar getirdiği, davalının iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasını doğrulayan bir tespitin bulunmadığı, davacı tarafın davalının yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak, davacı işverene önemli ölçüde zarar verebilme risk ve ihtimalinin bulunduğunu ispatlayamadığı, rekabet yasağının ihlali olabilecek herhangi bir eylemin de bulunmadığı, TBK'nun 444 ve 445/1-2 madde hükümleri uyarınca davacı tarafın davasının haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, davacı ------çalışmakta iken işten ayrıldıktan sonra davacı şirketle benzer işleri yapan dava dışı ve rakip -------- çalışmaya başlayan davalının davacı ile imzalamış olduğu belirsiz süreli iş sözleşmesinde aykırı olarak haksız rekabette bulunup bulanmadığı, davacının haksız rekabet iddiasına dayalı olarak davalıdan sözleşmede kararlaştırılan cezai şart maddesine istinaden şimdilik -------cezai şartı talep edip etmeyeceği noktasındadır. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, hizmet sözleşmesine dayalı rekabet yasağının ihlali nedeniyle uğranılan zararların tazmini(tazminat), davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun "aykırı davranışların sonuçları" başlıklı 446/1. Maddesindeki "Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür." şeklindeki düzenlemedir....
Maddesinde açıkça rekabet yasağı kaydının, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olduğu düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağının konusunu işçinin iş ilişkisi içinde öğrendiği işverene ilişkin bilgiler oluşturmaktadır. TBK'nın 446. maddesinde de, rekabet yasağına aykırı davranan işçinin, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlü olduğu ve işçinin kararlaştırılmışsa cezai şarttan da sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Anılan bu düzenlemeler karşısında rekabet yasağının işçi ile iş veren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklandığı açıktır....
İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, iş sözleşmesinin sona ermesinin ardından rekabet yasağının ihlali sebebiyle açılacak davalarda görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olduğunun sabit olduğunu, davalı ...'ın hukuken geçerli olan rekabet yasağı düzenlemesinin ihlal edilmesi sebebiyle öngörülen cezai şart tutarının hakkı ihlal edilen ve haksız rekabete uğramakta olan müvekkili şirkete ödenmesi gerektiğini, haklı davanın kabulü gerekirken görevsizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğunu, kararın kaldırılarak, dosyanın ilk derece mahkemesine iade edilerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, taraflar arasında mevcut hizmet sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle, sözleşmede yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ihlal edildiğinden bahisle cezai şart alacağının davalıdan tahsiline ilişkindir. Mahkemece, görevsizlik kararı 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 5....
bu yönde bir dava açılmadığını, neden sadece müvekkiline karşı rekabet yasağının ihlali istemiyle takip başlatıldığının anlaşılamadığını, ayrımcılık yasağının ihlali niteliğinde olduğunu, ayrıca, müvekkilinin şu an çalıştığı yerden bazı kimselerin de davacı şirket bünyesinde çalışmaya başladıklarını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
yasağı hükmünün ihlal edildiğini, davalının aynı sektörde faaliyet gösteren rakip firma ----- çalışmaya başladığını, TBK m. 446/1 uyarınca rekabet yasağına aykırı hareket eden işçinin bu sebeple neden olduğu zararları tazminle yükümlü olduğunu, tüm bu nedenlerle açmış oldukları davanın kabulü ile İşçinin rekabet yasağına aykırı davranması nedeniyle 20 brüt maaş tutarındaki cezai şart alacağı olan 680.000,00 TL'nin iş akdi feshi tarihinden itibaren işleyecek olan ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmeme borcu, ancak böyle bir yükümlülük sözleşme ile kararlaştırıldığı takdirde söz konusu olmaktadır. İş sözleşmesinin devamı sırasında rekabet yasağının ihlali şeklindeki sadakatsizlik iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturur. Bu rekabet yasağının sözleşmeden veya kanundan kaynaklanmasının hukuki sonuçları aynıdır. Somut uyuşmazlıkta, karşı davada, işçinin, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiasıyla, tazminat talep edilmektedir. Rekabet yasağının iş sözleşmesinin bitiminden sonraki bir tarihte ihlal edilmesi iş mahkemelerini görevli olmaktan çıkarmaktadır....
Davalı-karşı davacı vekili; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kararlaştırılan cezai şartın müvekkilinin ekonomik mahvına sebebiyet verecek nitelikte olduğunu, ayrıca süre sınırı içermeyen cezai şartın batıl olduğunu, davalının müvekkiline çalışmış olduğu bazı ayların ücretini ödemediğini ileri sürerek şimdilik 1.000,00 TL’nin davalıdan tahsilinin talep ve dava etmiş, asıl davanın reddini istemiş, yargılama sırasında karşı davadan feragat etmiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen protokolün 2.3 maddesinde bir süre belirlenmemesi ve bu haliyle süresiz bir rekabet yasağı içermesi nedeniyle anılan protokol hükmünün Anayasa'nın çalışma özgürlüğü ilkesine aykırı olduğu, bu nedenle cezai şart düzenlemesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine, karşı davanın ise feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir....