Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı işveren, davalı işçinin gerek iş sözleşmesi devam ederken gerekse de iş sözleşmesi davalı tarafça tek taraflı olarak feshedildikten sonra, aralarında imzalanan rekabet yasağı sözleşmesini ihlal ettiği iddiasıyla sözleşmede kararlaştırılan cezai şart bedelinin tahsilini talep etmiştir. İzmir 20. İş Mahkemesi, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 4/1-c. (mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-3.) maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığını belirterek görevsizlik kararı vermiştir. İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesi, uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan davalının rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davada ve rekabet yasağından kaynaklanan tazminat davası bakımından görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu belirterek görevsizlik kararı vermiştir....

    İş sözleşmesi devam ederken, işçinin rekabet sayılacak davranışları ise “doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar olup” İş Kanunu’nun 25/II-e kapsamına girer ve işveren için haklı fesih nedeni oluşturur. Rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde ise işçi, zararı tazmin ile mükelleftir. Bu kapsamda, iş akdinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir (Yargıtay 22. HD 2016/27017 E., 2020/665 K.). Somut olayda, davacının ceza koşulu alacağı, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonra davalının rakip firmada çalışmaya başlamış olmasına dayandırılmaktadır. Yani, dava konusu eylem, davalı işçinin, hizmet sözleşmesi sona erdikten sonraki rekabet yasağının ihlal ettiği iddiasıdır. Davacının talebinin TBK'nın 444 ve devamı maddelerinde düzenlenen rekabet yasağı sözleşmesine aykırı eylemler nedeniyle sözleşme ile kararlaştırılan ceza koşununun tahsili olduğu anlaşılmıştır....

    .---- müvekkili şirkette ---- çalıştığını ve iş akdi emeklilik nedeniyle kendisi tarafından feshedildiğini, ... ve müvekkili şirket arasında ---Tahhütnamesi' olmak üzere iki adet sözleşme imzalandığını, bu iki sözleşmede de taraflar rekabet etmeme yasağı konusunda mutabık kaldıklarını, Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi'nde rekabet etmeme yasağı şöyle belirlendiğini, gizlilik ve rekabet etmeme, "----olduğu sürece doğrudan ve dolaylı olarak, İşveren'in rakiplerinden herhangi birisinde,------- ---- surette görev alamaz veya İşveren'in yazılı izni olmaksızın herhangi bir şekilde ilişkide bulunamaz."...

      SAVUNMA : Davalı vekili Mahkememize sunduğu ---- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: 7036 sayılı Kanunla getirilen değişiklik kapsamında İş Mahkemeleri'nin görevli olması sebebiyle mahkemenin görevsiz olduğunu, işçi aleyhine tek taraflı cezai şart düzenlenemeyeceğinden davanın reddine, haksız rekabet ve cezai şart koşulları oluşmadığından davanın reddine, kabul anlamına gelmemek kaydı ile fahiş tutarın indirilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 25/03/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla, İş Mahkemesinin görevli olduğunu beyan etmiştir. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, hizmet sözleşmesine dayalı rekabet yasağının ihlali nedeniyle uğranılan zararların tazmini(tazminat), davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun "aykırı davranışların sonuçları" başlıklı 446/1....

        SAVUNMA : Davalı vekili Mahkememize sunduğu ---- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: 7036 sayılı Kanunla getirilen değişiklik kapsamında İş Mahkemeleri'nin görevli olması sebebiyle mahkemenin görevsiz olduğunu, işçi aleyhine tek taraflı cezai şart düzenlenemeyeceğinden davanın reddine, haksız rekabet ve cezai şart koşulları oluşmadığından davanın reddine, kabul anlamına gelmemek kaydı ile fahiş tutarın indirilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili 25/03/2021 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla, İş Mahkemesinin görevli olduğunu beyan etmiştir. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, hizmet sözleşmesine dayalı rekabet yasağının ihlali nedeniyle uğranılan zararların tazmini(tazminat), davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun "aykırı davranışların sonuçları" başlıklı 446/1....

          Taraflar arasındaki uyuşmazlık, rekabet yasağı ile özen ve sadakat borcunun ihlalinden doğduğu ileri sürülen tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, öncelikle dikkate alınması gereken husus uyuşmazlığın 4857 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesine göre, iş mahkemelerinin görevi “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi”dir. İş sözleşmesinin devamı sırasında rekabet yasağının ihlali şeklindeki sadakatsizlik iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturur. Bu rekabet yasağının sözleşmeden veya kanundan kaynaklanmasının hukuki sonuçları ile aynıdır. İş görme ve sadakat borçları, açıkça kararlaştırılmasa bile her iş sözleşmesinde vardır....

            İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu'nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır....

              son bir sene boyunda bağlı olduğu---------- izin alınmaksızın ----- alındığını, davalının müvekkili firmada çalışmakta ---------- kurduğunu, anılan ------davalının ----- tescil edildiğini, işyerinde bulunmadığı zamanlarda anılan şirkete gittiğini, müvekkili ------- bu ------ müvekkili şirkete -----yaptığını, bu durumun fark edilmesi üzerine iş akdinin 12/07/2018 tarihinde feshedildiğini, davalının ------teslimi için toplanması sırasında ------ fark edildiğini, davacının eylemlerinin sözleşme ile belirlenen haksız rekabet yasağının ihlali niteliğinde olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi olarak zarara uğradığını belirterek; şimdilik 100.000,00 TL maddi tazminatın ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Davaya konu takip dayanağı bononun davacının rekabet etmeme taahhüdünün teminatı olarak verildiği ihtilaf konusu değildir. Davacının, davalı işyerinden ayrılarak Pharmactive T4 Tic A.Ş.'de çalışmaya başlamış olması rekabet yasağını ihlal eder nitelikte bulunmadığından davalının doğmuş bir cezai şart alacağı bulunmamaktadır. Bu nedenle rekabet yasağının ihlali halinde ödenecek cezai şart alacağı bulunmadığından davalının takibe konu bono nedeniyle bir alacağı bulunmamaktadır. Bu halde davacının dava konusu takip nedeniyle davalıya borcu bulunmadığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir....

                Davaya konu takip dayanağı bononun davacının rekabet etmeme taahhüdünün teminatı olarak verildiği ihtilaf konusu değildir. Davacının, davalı işyerinden ayrılarak Pharmactive T4 Tic A.Ş.'de çalışmaya başlamış olması rekabet yasağını ihlal eder nitelikte bulunmadığından davalının doğmuş bir cezai şart alacağı bulunmamaktadır. Bu nedenle rekabet yasağının ihlali halinde ödenecek cezai şart alacağı bulunmadığından davalının takibe konu bono nedeniyle bir alacağı bulunmamaktadır. Bu halde davacının dava konusu takip nedeniyle davalıya borcu bulunmadığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK'nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu