Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesi gereğince kararın kaldırılması ve yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir....

Mahkemece davanın kabulü ile rehin sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine, rehnin terkinine, icra veznesine girecek paranın tedbiren ödenmesine ilişkin tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı davalıdan borç para aldığını, karşılığında bono verdiğini, ayrıca aracınada rehin konulduğunu, rehin sözleşmesinin bedeli olan 50.000 TL yi karşılayacak kadar ödeme yaptığı halde rehnin kaldırılmadığını bildirerek rehin sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti ve rehnin terkini için eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacıdan 120.000 Euro bedelli bono nedeniyle alacaklı olduğunu, ayrıca rehin sözleşmesi de yapıldığını, ödemelerin bono nedeniyle gönderildiğini savunmuştur....

    Diğer şikâyet olunan ... vekili, yargılama görevinin genel mahkemelerde olduğunu, şikayetçinin sıra cetveline dâhil edilen haciz yolu ile takip dosyasındaki haciz tarihinin dikkate alınmasının yasaya uygun bulunduğunu ve tıpkı aracın devri gibi, araç üzerindeki rehnin devrinin de, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun resmi şekil şartına tâbi olduğunu savunarak, şikâyetin reddini istemiştir....

      Değerlendirme İİK'nın 45/1. maddesi hükmü uyarınca; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflâsa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilir. Ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflâs veya haciz yolu ile takip edebilir. İİK'nın 45. maddesi asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olup, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin “rehni veren” hakkında doğrudan doğruya genel haciz yolu ile takibe geçmesini önlemekte ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tâbi şahıslardan olsa bile, alacaklının yalnız rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin bulunmaktadır. Bir diğer anlatımla, İİK'nın 45. maddesi asıl borçlu için getirilmiş bir kural olup, kefiller hakkında uygulanmaz....

        İİK'nun 150/e maddesinin, icra emri tebliğ tarihi itibariyle yürürlükte olan hükmüne göre; "Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren 6 ay içinde, taşınmaz rehninin satışını da aynı tarihten itibaren 1 yıl içinde isteyebilir. Satış yukarıdaki fıkrada gösterilen müddetler içinde istenmez veya talep geri alınıp da bu müddetler içinde yenilenmez ise takip düşer. 78. maddenin ikinci fıkrası hükmü, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takipte de kıyasen uygulanır." Buna göre, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinde, alacaklının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren taşınmazlar için 1 yıl içinde satış isteme zorunluluğu vardır....

          Mahkemece davalı kefilin kefalet limiti ve kendi temerrüdünden sorumlu olduğu, rehnin dava dışı şirket lehine verildiği, davalının kendi lehine vermiş olduğu bir rehnin bulunmadığı, alacaklının hem rehnin paraya çevrilmesi, hem de müteselsil kefilden alacağın tahsili için ayrı ayrı takip yapılabileceği gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 105.786.67 YTL’lik kısmının iptaline takibin bu miktar üzerinden, asıl alacak tutarı olan 100.000.00 YTL'ye takip tarihinden itibaren %64 ü geçmemek koşulu ile artan ve eksilen oranlarda reeskont faizi yürütülmesine, hükmolunan miktarın %40’ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

            E sayılı dosyası ile icra takibine konu ettiğini, bu takip dosyasının tamamının ... tarafından ödendiğini, araç üzerindeki rehnin kaldırılması için İstanbul 10 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/198 E sayılı dosyası ile açtıkları davada ara karar ile taleplerinin reddine karar verildiğini, araç bedelini de kapsayan bu borcun ödenmesi üzerine araç üzerindeki rehnin kaldırılması noter aracılığı ile istenilmesine rağmen, davalı tarafından kaldırılmadığını beyanla, ... plakalı araç üzerindeki rehnin ihtiyati tedbir yoluyla kaldırılmasını ve bu rehin sözleşmesinden kaynaklanan bir borcunun olmadığının tespitine, davalının kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....

              Maddesine göre borçluyu takip etmeden veya rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmadan kefil aleyhine takip başlatılabileceği, İİK'nın 45. Maddesinin asıl borçlular için düzenlendiği, kefilin bu maddeden yararlanma imkanının bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mersin 3. İcra Dairesi'nin 2020/2222 E sayılı dosyasından genel haciz yolu ile ilamsız takip başlatıldığını, takibin araç kredisi borcuna ilişkin olduğunu, dayanak kredinin tüketici kredisi olduğunu, asıl borçlu ile ilgili rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonuçlanmadan kefil hakkında takip yapılamayacağını, ayrıca alacak rehinle temin edildiğinden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonuçlanmadan ilamsız takip başlatılamayacağını, asıl borçlu ile ilgili olarak Mersin 3....

              Davalı vekili rehnin Türk Medeni Kanunu’nun 940/II nci maddesine uygun olarak trafik siciline konulan şerhle tesis edildiğini, rehnin doğmuş ve doğacak borçlar için kurulduğunu ve kredi kartı, tüketici kredisi ve sigorta prim alacakları toplamı 17.932,17 TL. alacaklı olduklarını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                Poliçede dain mürtehin sıfatı bulunan İş Bankası Suluova Şubesi mahkemeye gönderdiği 05.09.2012 tarihli yazıda, davacıya ait ...... plakalı ...... marka aracın kredi borcunun ödenmiş olup şubece konan rehnin devam ettiğini bildirmiş, 2. cevabında ise davacının şubeleri nezdinde var olan ticari kredili mevduat hesapları ve gayri nakdi çek kredileri riskleri nedeniyle rehnin devam ettiğini belirtmiş, 14.04.2014 tarihli Trafik Tescil ve Denetleme Müdürlüğü'ne hitaben yazdığı yazıda ise; araç üzerindeki rehnin kaldırıldığını, bu nedenle araç üzerindeki takyidatın kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür. Bu nedenle artık dava dışı bankanın dava açmak için açık muvafakatine ihtiyaç bulunmayıp, aktif dava ehliyetine sahip davacının açtığı dava işin esasına girilerek delillerin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddilmiş olmadı doğru değildir....

                  UYAP Entegrasyonu