Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şikayet olunan vekili, rehnin tescil ile geçerlilik kazanacağını, alacaklı oldukları dosyadan konulan hacizlerine kadar geçerli bir rehnin söz konusu olmadığını, satış bedelinin sadece ilk sıradaki alacaklıların alacağını ödemeye yeterli olduğundan diğer alacaklıların sıraya alınmadığını, davacı tarafın hukuki bir menfaatinin olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Bu durumda mahkemece anılan yasa hükmü ve rehnin sicile şerhedildiği hususları göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.2 .2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Hükme göre erteleme sırasında taşınır, taşınmaz veya ticari işletme rehniyle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir; ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez. Mahkemece anılan hüküm gözetilmeden rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerin durdurulması isabetsiz ise de yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK.nun 438/7.maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....

        - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin davalı fona devredilen Kentbank'tan kredi kullanarak kamyon satın aldığını, kredi borcunun ödenmesine rağmen araç üzerindeki rehnin kaldırılmadığını belirterek, müvekkilinin borçsuzluğunun tespitine, araç üzerindeki rehnin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu ile davacının sözleşmeye bağlı kalarak sözleşmedeki esaslar ve faiz oranı doğrultusunda borcunu ödediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davacının borçsuzluğunun tespiti ile araç üzerindeki rehnin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ... 5411 Sayılı Kanunun 140. maddesi uyarınca yargılama harçlarından muaftır....

          -K A R A R- Davacı vekili, borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, rehin alacaklısı olduğundan bahisle üst sıraya alınan davalının taşıt kredisi alacağının tamamen tahsil edildiğini ve bu rehnin başka kredi sözleşmelerinin teminatını teşkil etmeyeceğini ileri sürerek, sıra cetvelinde davalıya isabet eden payın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taşıt kredisi sözleşmesinin 19. maddesine göre rehnin, borçlunun bankaya olan bütün borçlarının teminatını teşkil ettiğini, akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca da borçludan alacaklı bulunduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir....

            Dava, davacının 2005 yılında aldığı 1991 model araç nedeniyle 9.250 TL borçlu olmadığının, bu araç nedeniyle tanzim edilen senetlerden dolayı borçlu olmadığının, 2007 yılında aldığı 1997 model araç nedeniyle 14.500 TL borçlu olmadığının, araç üzerindeki rehin nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, rehnin kaldırılması ve davalılardan 3.500 TL alacaklı olduğunun tespiti hususlarına ilişkindir. Mahkemece belirtilen talepler yönünden toplam dava değeri belirlenip eksik peşin harç tamamlanarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken dava dilekçesinde düşük gösterilen bedel üzerinden yatırılan eksik peşin harç ile yargılamaya devam edilmesi 492 sayılı Harçlar Kanunun 32. maddesi hükmüne aykırılık oluşturduğundan hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

              O halde mahkemece, davacıya ait aracı 20.05.2009 tarihinde satın alan dava dışı ... tarafından araç üzerindeki rehnin kaldırılması yönünde davacının kullandığı araç kredi borcunun kapatılması için 20.05.2009 tarihinde ödenen bedelin araç satış bedelinden düşülerek ayrıca davacı adına çekilen araç kredi taksitlerinin bankaya ödenmesi ile ilgili davalı vekilin yatıran olarak isminin yazılı bulunduğu 05.04.2009 tarihli ve 2.420.00.TL banka dekontu dışında kalan diğer banka dekontları aslının davalıda bulunup bulunmadığı hususunda araştırma ve inceleme yapılarak bu dekontların asıllarının davalının elinde bulunduğu ve dosyaya sunulduğunun anlaşılması halinde, dekont asıllarını elinde bulunduranın o bedeli ödediği kabul edilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda az yukarıda yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

                müvekkilinin davalıya karşı rehin sözleşmesinden doğan herhangi bir borcu kalmadığının tespitine,---üzerindeki rehnin kaldırılmasına, yargılama harç ve giderleriyle ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.06.2006 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.07.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydındaki ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir. Davalı, taraflar arasında gayrimenkul satımı dışında karz ilişkisi bulunduğunu, açılan davanın reddine savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. İpotek; kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır....

                    Ancak, İİK'nın 193.maddesi uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplere iflastan sonra da takip alacaklıları tarafından iflas masasına karşı devam edilebilir ve İİK'nın 194.maddesi hükmü, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davalarına tatbik olunmaz. İİK'nın 194. madde hükmünde sayılan istisnalardan olan eldeki davaya da devam edilmesi gerekir. Diğer bir deyişle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipler borçlunun iflası ile durmayacağı ve düşmeyeceği (İİK 193/3)gibi bu takiplerle ilgili olarak açılmış olan hukuk davaları da borçlunun iflas etmesi ile durmaz....

                    UYAP Entegrasyonu