Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından itirazın değerlendirildiği ve 2022/218 D.İş E. 2022/266 K. sayılı ilamı ile adli yardım talebinin reddine dair verilen karara karşı yapılan itirazın da reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda davacının adli yardım talebi hakkında 13.06.2023 tarihli ara karar ile reddine dair verilmiş olup, iş bu karara yönelik yapılan itirazın değerlendirilmesi amacıyla iş bu dava dosyası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46.Hukuk Dairesine gönderilmiş ve itirazın değerlendirilmesi sonucunda 2023/1 D.İş sayılı karar ile ''HMK 337/2 md. gereğince, davalının adli yardım talebinin reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesi'nin 13/06/2023 tarih, 2023/658 E. sayılı dosyasından verilen karara karşı davacı vekilinin yaptığı itirazın REDDİNE'' dair karar verilmiştir....

    istinaf edilemeyeceğinden HMK 352 maddesi gereğince davanın kabulüne yönelik istinaf talebinin reddine, ayrıca hükmedilen nafakalara davacının talebine istinaden nafakalara her yıl ÜFE oranında artırım yapılmasında usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalının bu yöne temas eden istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların gayri resmi olarak birlikteliklerinden Mehmet Ali isimli çocuklarının olduğunu, söz konusu çocukların anne yanında olduğunu, velayet hakkındın hukuken annede olduğunu, tüm bu nedenlerle çocukların velayetinin anneye verilmesini, adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı erkek cevap dilekçesi sunmamıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; delillerin toplanmamasını, adli yardım talebinin reddini, davanın reddini istinaf etmiştir....

    Davacının adli yardım talebini içeren dilekçesi ekindeki belgeler ve dosya kapsamındaki belge ve bilgiler birlikte değerlendirildiğinde, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken kanun yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu kanaatine varıldığından, davacının adli yardım talebinin kabulüne karar verilerek istinaf itirazlarının incelenmesine geçilmiştir. İlk derece Mahkemesi tarafından, davacının adli yardım talebinin reddine karar verilerek, davacının, davasının gider avansı yatırılmadığından, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Davacı Suriye uyruklu olup, dosya içerisinde mevcut, İçişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen belgeler uyarınca, yabancı kimlik no’su verilmesi sebebi ile, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu hükümlerine göre geçici koruma statüsünde yer almaktadır(91m)....

    Bu maddeye göre adli yardım talebinde bulunan kimsenin doğal afete maruz kalması ve uyuşmazlığın doğal afetten kaynaklanması halinde delil gösterme ve şehadetname verme şartları aranmaksızın adli yardım talebinin kabulü zorunludur. Temyize konu davalar 17.08.1999 tarihinde vuku bulan depremden sonra 16.02.2000 ve 16.08.2004 tarihlerinde açılmıştır. Davalarda eser sözleşmesine konu binaların deprem sonucu hasara uğradığı ve yıkıldığı ileri sürülerek uğranılan maddi ve manevi zararların yükleniciler ile sorumlu belediye görevlilerinden tahsili istenmiştir. Uyuşmazlık doğal afetten kaynaklandığından davacının adli yardım talebinin 4359 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesi ve şartları oluştuğundan kabulü gerekirken, verilen kesin süre içinde eksik harcın tamamlanmadığından bahisle davaların açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır....

      yardım talebinin Bölge Adliye Mahkemesi'ne veya Yargıtay'a yapılacağı, 337.madde hükmüne göre adli yardım talebinin takdire göre duruşmalı veya duruşmasız incelenerek mahkemece karara bağlanacağı, bu karara karşı kararı veren mahkemeye itiraz edileceği, itirazın görevli mahkemece incelenip karara bağlanacağı ve verilen kararın kesin olacağı anlaşılmaktadır....

      Kararı çocuğa kayyım olarak tayin edilen T3 de adli yardım talepli olarak istinaf etmiş, adli yardım talebinin kabulü istinafının incelenmesinde; dava dilekçesinin kayyıma usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, kayyımın HMK 66 ve 67 maddesi gereğince usulüne uygun müdahale talebinde bulunmadığı, dolayısıyla davaya usulüne uygun müdahale talebinde bulunmayan kayyımın davanın tarafı olmadığı, hal böyle olunca kararı istinaf etme hakkının da olmadığı anlaşılmakla davacının istinaf talebinin reddine, kayyımın istinaf talebinin HMK 352 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

      Bilindiği üzere; adli yardım, talepte bulunan tarafın, istemlerinin açıkça dayanaktan yoksun olmaması halinde bir davanın gerektirdiği oldukça kabarık olan harç ve masrafları sağlayamaması durumunda, bu mali külfetlerden geçici olarak muaf tutulmasıdır. Adli yardıma ilişkin usûl ve esaslar 6100 sayılı HMK'nin 334-340. maddelerinde düzenlenmiş olup, adli yardım talebinin her dava bakımından açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur....

        Adli yardıma ilişkin usûl ve esaslar 6100 sayılı HMK'nun 334 ila 340. maddelerinde düzenlenmiş olup, adli yardım talebinin her dava bakımından açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilmesi gerekeceği açıktır. Hal böyle olunca,öncelikle davacının adli yardım isteği konusunda eldeki davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirilme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi,adli yardım isteğinin kabul edilmemesi halinde; davada ileri sürülen ecrimisil isteği ile ilgili olarak nisbi harcın alınması ve bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir. Tarafların temyiz itirazları açıklanan nedenden ötürü yerindedir....

          Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında, haksız fiil nedeniyle dava dışı üçüncü kişilere ödenen tazminatın rücuen tahsili talebine ilişkin para alacağı davasıdır. Para alacağı yönünden HMK'nın 389/1. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine yasal olanak bulunmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi kararı yerindedir. Sonuç olarak: Davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          UYAP Entegrasyonu