Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerel mahkemece verilen istinafa konu karar ile davacı lehine aylık 600,00TL yardım yardım nafakasına hükmedildiği, kararın davalı tarafından istinaf edildiği, davalı aleyhine hükmedilen aylık 600,00TL yardım nafakasının bir yıllık tutarının 7.200,00TL (600x12=7.200,00TL)'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2022 yılı itibariyle miktar veya değeri 8.000,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, davalının, nafakaya hükmedilmiş olmasına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Ayrıca, hükmedilen nafakaya davacının talebine istinaden her yıl ÜFE oranında artırım yapılmasında usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalının bu yöne temas eden istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

anlaşılacağı üzere davalı şirketleri müvekkilinin açamayacağının aşikar olduğunu, şirketin feshi şartları gerçekleşmiş olup şirketlerin feshi gerektiğini beyanla öncelikle adli yardım talebinin kabulüne, davalı şirketlerin devamının mümkün olmadığından haklı nedenlerin varlığından dolayı feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Dairemizin 31.03.2014 tarihli ilamında da ifade edildiği üzere adli yardım talebinin reddine ilişkin karara itiraz edildiği taktirde, 11.04.2013 tarih 6459 sayılı Yasanın 23. maddesi ile değişik HMK'nın 337/2. maddesi gereğince işlem yapılması gerekmektedir. Dairemiz ilamının tebliği sonrasında davacı dosyaya sunduğu 11.11.2014 tarihli dilekçesinde adli yardım talebinin reddine yönelik Dairemiz kararına itiraz ettiği ve itirazlarının değerlendirilmesi için dosyanın 12. Hukuk Dairesine gönderilmesini talep ettiği halde mahkemece bu yönde işlem yapılmamıştır. 6100 sayılı HMK'nın 337/2. maddesi gereğince davacının itirazlarını inceleme görevi Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'ne aittir. Bu durumda mahkemece, adli yardım talebinin reddine dair karar henüz kesinleşmeden, davacıya muhtıra çıkarılması ve buna dayalı olarak da temyiz isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamış, mahkemece verilen kararın bozulması gerekmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1.500,00 TL yardım nafakasına hükmedilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; 500,00 TL yardım nafakasına hükmedilmemesini (miktar yönüyle) ve aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini istinaf etmiştir. Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Miktar yönüyle kararı istinaf etmiştir. Dairemizin 22/06/2021 tarih 2021/1003 Esas 2021/1072 Karar sayılı ilamı ile dosyanın geri çevrilmesine karar verildiği, eksikliğin giderildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava yardım nafakası isteminden ibarettir....

      Davacı tarafça adli yardım talepli olarak verilen istinaf dilekçesi üzerine ilk derece mahkemesi tarafından istinaf harcının yatırılması için muhtıra çıkarıldığı, süresinde gerekli harç ve giderler yatırılmadığından istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği, oysa kanun yolu aşamasında adli yardım talebinin ilgili bölge adliye mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerekeceği hükmü karşısında istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair 21/09/2021 tarihli ek kararının kaldırılmasına karar verilerek inceleme yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan Kanun maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olması gerekli ve yeterlidir....

      A.Ş.den alınarak davacıya VERİLMESİNE, 4- Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE," şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılardan T9 Hiz... Ltd. Şti. vekili 18/06/2020 havale tarihli istinaf dilekçesinde; işçi alacaklarından davalı üst işverenin sorumlu olduğunu, kendilerine yüklenecek bir bir sorumluluğun bulunmadığını, rücuen tazminata konu alacağın iş ortaklığı yönünden zamanaşımına uğradığını belirterek, Sonuç olarak: Yerel mahkeme ilamının, kendileri aleyhine verilen hüküm yönünden yönünden kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan Orion Grup ... Tic. A.Ş vekili, 08/10/2020 havale tarihli istinaf dilekçesiyle birlikte ADLİ YARDIM talebinde bulunmuş, dairemizin 07/11/2022 tarihli kararıyla adli yardım talebinin reddine karar verilmiştir. Dairemizin bu kararına karşı itiraz yoluna başvurulması üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 7....

      Gerçekleşen bu durum karşısında, dava anlaşmalı boşanmaya dönüştüğünden, TMK. 166/3 maddesinin koşullarının değerlendirilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Davalı erkeğin adli yardım talebinin KABULÜNE, 2- Davalı erkeğin istinaf talebinin kabulü ile Denizli 3. Aile Mahkemesinin 17/12/2020 tarih, 2018/782 Esas ve 2020/791 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, gerekçede yazılı işlemler yapılmak üzere mahal mahkemesine gönderilmesine, 4- Davalı erkeğin adli yardım talebinin kabulü ile tahsil olunamayan 162,10- TL istinaf başvuru harcının davacı kadından alınarak Hazineye irat kaydına, 5- Davalı erkek tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesinde yapılacak yeniden yargılama sırasında nazara alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi....

      Ancak davalı tarafından Dairemizce verilen adli yardım talebinin reddine ilişkin karara itiraz edildiği taktirde, 11.04.2013 tarih 6459 sayılı Yasa'nın 23. maddesi ile değişik HMK'nın 337/2. maddesi gereğince işlem yapılması gerektiğinden dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, mahkemenin 18.02.2014 tarihli adli yardım talebinin reddi kararının kaldırılmasına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin kanun yoluna ilişkin adli yardım talebinin reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mahkemece Dairemizin adli yardım talebinin reddi kararının davalıya tebliği ve sonucuna göre işlem yapmak üzere dosyanın mahalline iadesine, 08.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        . - 2015/98 K. sayılı kararının, davalı ... tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08/03/2016 tarih ve 2015/5941 E.-2016/2551 K. sayılı kanun yoluna ilişkin adli yardım talebinin reddine dair verdiği kararın itirazen incelenmesinin davalı tarafından istenildiği, mahkemece 26.04.2016 tarihli ek karar ile adli yardım talebinin reddine ve temyiz harç ve masraflarının tamamlatılmasına dair muhtıra gönderilmesine hükmedildiği görülmüştür. HMK 337/2. maddesi gereğince adli yardım talebinin reddine ilişkin kararlara karşı, tebliğinden itibaren bir hafta içinde kararı veren mahkemeye dilekçe vermek suretiyle itiraz edilebilir....

          TÜRK MİLLETİ ADINA Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca İdare Mahkemesi tarafından adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesine rağmen, davacı tarafından temyiz aşamasında yeniden adli yardım talebinde bulunulmuş ise de aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince davacının temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü: Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür....

            UYAP Entegrasyonu