Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 5237 sayılı TCK'nın 145. maddesinin, daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinmesi kadar ve değer olarak ta az olan şeyin alınması halinde uygulanabileceği gözetilmeden, koşulları oluşmamasına ve uygulama olanağı bulunmamasına rağmen sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 145. maddesinin uygulanması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 18/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Genel güvenliği tehlikeye sokacak şekilde kasten yangına neden olma HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre suça sürüklenen çocuk müdafiinin, sübu- ta ve kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazı yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün (ONANMASINA), 04.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Genel güvenliği tehlikeye sokacak şekilde taksirle yangına neden olma HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: Şikayetçinin 25.06.2013 tarihli talimatla alınan ifadesinde katılma ta- lebinde bulunduğu ancak, mahkemesince bu konuda karar verilmediği gözetilerek CMK.nun 237/2. madde ve fıkrası gereğince şikayetçinin katılan olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede; Mahkemece dosyada mevcut kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan katılan vekilinin, suçun sabit olduğuna yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün (ONANMASINA), 19.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Kişi ağır bir ceza tehdidi ile karşı karşıya olup ta avukatı yoksa, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerine saygılı olan Devletimizin, onu ücretsiz avukat yardımından yararlandırma yükümlülüğü vardır. Bu düşüncelerden hareketle kaleme alınan 5271 sayılı CMK'nın 150/3. fıkrası uyarınca "Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda..." müdafii görevlendirilmesi zorunludur. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen (örneğin; 14.10.2021 günlü, 2021/2-35 esas ve 2021/473 sayılı kararında olduğu gibi) içtihatları uyarınca, suçun temel şeklinin cezası beş yıldan fazla olmamasına rağmen sanığa tatbiki istenen daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâl dikkate alındığında şüpheli veya sanık beş yıldan fazla bir ceza ile cezalandırılma tehdidiyle karşı karşıya olup ta avukatı yoksa şüpheli veya sanığa (mahkemesince) zorunlu olarak müdafii görevlendirilmesi gerekir....

          Kişi ağır bir ceza tehdidi ile karşı karşıya olup ta avukatı yoksa, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerine saygılı olan Devletimizin, onu ücretsiz avukat yardımından yararlandırma yükümlülüğü vardır. Bu düşüncelerden hareketle kaleme alınan 5271 sayılı CMK.'nın 150/3. fıkrası uyarınca "Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda..." müdafii görevlendirilmesi zorunludur. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce de benimsenen (örneğin; 14.10.2021 günlü, 2021/2-35 esas ve 2021/473 sayılı kararında olduğu gibi) içtihatları uyarınca, suçun temel şeklinin cezası beş yıldan fazla olmamasına rağmen sanığa tatbiki istenen daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâl dikkate alındığında şüpheli veya sanık beş yıldan fazla bir ceza ile cezalandırılma tehdidiyle karşı karşıya olup ta avukatı yoksa şüpheli veya sanığa (mahkemesince) zorunlu olarak müdafii görevlendirilmesi gerekir....

            ta ele geçen belirtilen maddelere ilişkin ......

              numaralı tutanaktan kaynaklı 854,37 TL, 11.04.2003 tarihli 2003/18182 mu-ta numaralı tutanaktan kaynaklı 2.580,88 TL, 12.06.2003 tarihli 2003/29474 mu-ta numaralı tutanaktan kaynaklı 389,689 TL olmak üzere toplam 3.824,939 TL borcunun bulunmadığının tespitine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Tutanak tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun 21/03/2003 tarih 122 sayılı ve 29/12/2005 tarih 622 kurul kararlarına göre; kaçak elektrik enerjisi kullananlara, (kaçak bedeli tahakkukunun) dahil olduğu abone grubu üzerinden aktif enerji bedelinin (1,5) katı olarak, tekerrürü hâlinde ise (2) katı gözönüne alınarak hesaplanacağı hüküm altına...

                Yasayla tanınan olanağın, yasal düzenlemeye dayalı olarak çıkarılan Yönetmelikle ortadan kaldırılması olanağı bulunmadığı gibi, ...Yönetmeliği içeriğinde de engelleyici bir hükmün de yer almadığı gözetildiğinde; ...’ta belirtilen şartlara uyan ilaçlı stentlerin, hastanın sağlığı açısından gerekli olduğu kabul edilerek, ödenecek fiyat araştırılıp, sonucuna göre karar verilmelidir. ...’ta belirtilen şartlara uymayan ilaçlı stentler yönünden ise; tedavide çıplak metal stent kullanılabilme olanağı varken, ilaç kaplı stent olarak nitelenen stent kullanılmış olduğu gözetildiğinde; hastanın somut durumu değerlendirilerek, tercih edilen stent türünün, sağlık durumu ve tedavi gerekleri yönünden çıplak metal stent yerine kullanımının tercih nedeni ve tıbben gerekli olup-olmadığı, özellikle, ilaç kaplı stent olarak adlandırılan malzeme kullanımının, hasta yönünden üstün tutulmasını gerektirir özellikleri, bu niteliğe sahip olmayan stentin tedavi gereklerine uygun olmadığının veya çıplak...

                  Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, gerekli bilgi ve belgelerin dosyada mevcut olmaması nedeniyle yeniden herhangi bir hesaplama yapılmamışsa da, banka tarafından yapılan hesaplamanın bilgisayar ortamında yapılmış olması, davacının 2007 yılında 81, 2008 yılında ise 82 yaşında olması nedenleriyle uygulamanın doğru olduğu, 7638 sayılı Genel Mektupta belirtilen hususlara da uyulduğu belirtilmiş, davacı ise, ipotekli kredilerin de konut kredisi kapsamına alındığını, davalı Bankaya ait 15.9.2006 tarihli “Bireysel Kredilerde Hayat Sigortası” konulu “Genel Mektup”ta belirtilen hususların dikkate alınmadığını ileri sürerek, bilirkişi raporuna itiraz etmiştir....

                    Kök rapordaki hesaplamalarda 1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapıldığından prograsif rant yöntemiyle hesaplama yapılmak üzere dosya yeniden bilirkişiye verilmiş, hesap bilirkişisi ek raporunda, mahkemenin 17.06.2021 tarihli ara kararı uyarınca yapılan hesaplama neticesinde; müteveffanın hak sahibi eşi ...’nun 11.09.2019 ödeme tarihi itibarıyla; 39.676,51TL destekten yoksun kalma nedeniyle maddi zararının bulunduğu, davacı tarafın rücuen tazminini talep ettiği miktarın ise 28.000,00TL olduğu, buna göre, gerekçesi kök raporda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; 28.000,00TL'si asıl alacak miktarının ferileri ile birlikte toplam = 31.460,00TL'nin rücuen tazmininin gerekeceği bildirilmiştir. Davacı yan, davalının olay yerini terk etmesi sebebine dayanarak rücu hakkının doğduğunu savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu