WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hizmet akdinin unsurları; 1-Hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, 2-Hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi, 3-Edimin ifası sırasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunması 4-Edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. Ücret zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi belirli ya da belirli olmayan bir zaman için alınmış veya çalışılmış oldukça hizmet akdi yine mevcuttur. Baskın olan bilimsel ve yargısal görüşlere göre "zaman" ve "bağımlılık" unsurları hizmet aktinin ayırıcı ve belirleyici özellikleridir. Çalışan kişi "zaman" ve "bağımlılık" unsurlarını gerçekleştirecek biçimde çalışmaktaysa aradaki çalışma ilişkisi hizmet aktine dayanıyor demektir. Bilindiği gibi zaman unsuru çalışanın iş gücünü belirli ya da belirli olmayan bir süre içinde işverenin buyruğunda bulundurmasını kapsar....

    Bu nitelikteki bir sözleşmede borçlu temerrüdünden söz edebilmek için BK 81 maddesi hükmüne göre bir yanın kendisine düşen borcu yerine getirmiş olması yada yerine getirmeye hazır olduğunu öteki tarafa bildirmiş olması gerekir. Böyle bir durumda, edimini yerine getirmiş olan veye yerine getirmeye hazır olduğunu bildiren tarafa alacaklı heniz edimini yerine getirmeyen tarafa da borçlu denir. İşte tüm iki taraflı sözleşmelerde borçlunun temerrüdü durumunda alacaklıya BK 106 maddesi kapsamında şu olanaklardan birini seçmek yetkisi tanınmıştır. a)Edimin (borcun) aynen yerine getirilmesi ve geçikmeden dolayı uğradığı zarar giderimini istemek b) Edimin aynen yerine getirilmesini reddedederek, uğradığı olumlu (müsbet) 2008/15304-2009/7586 zararını istemek c)Edimin aynen yerine getirilmesini redderek sözleşmeden dönüp aktin feshini istemek ve olumsuz (menfi) zarar için giderim istemektir....

      Ceza Dairesi'nin bozma ilamına uyularak mahkemece sanıklara yüklenen dolandırıcılık suçları nedeniyle, hükümden sonra 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırma işlemlerine başlandığı, 19/01/2018 tarihli uzlaştırma raporuna göre; sanık ...’in ödemeyi üstlenerek 40.000 TL edimi 22/01/2018 tarihinden başlamak üzere her ayın 20’sinde 4.000 TL olarak ödemeyi kabul etmesi üzerine uzlaşmanın sağlanacağına dair anlaşıldığı, CMK 254/1. maddesinde "...Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231. maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir." şeklinde emredici hüküm bulunduğu, mahkemece edimin ödenmesi gereken tarihe kadar kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı vermesi ve edimin ödendiğininin tespit edilmesi...

        Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklı edimin iadesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın fikrî sınaî haklar hukukunun uygulanmasından kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

          Ancak; Dosya içerisindeki 15.04.2019 tarihli uzlaştırma raporunda, katılanın zararının karşılığı olarak 2000,00 TL parayı sanığın ödemesi halinde uzlaşacağını beyan ettiği, sanığın kardeşi Tolga Mulu Sapmaz’ın 1000,00 TL’yi peşin verdiği, kalan 1000,00 TL'yi ise 20.05.2019 tarihinde PTT kanalıyla katılana göndermeyi kabul ettiği ve bu şekilde taraflar arasında uzlaşmanın sağlandığının belirtildiği, 5271 sayılı CMK'nın 254/2. maddesinde ise, edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, sanık hakkında aynı Kanun'un 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceği ve uzlaşma gereklerinin yerine getirilmemesi halinde ise hükmün açıklanacağının öngörüldüğü, somut olayda da, edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılmış olduğu gözetilmeksizin ve katılandan edimin yerine getirilip getirilmediği sorulmaksızın, 5271 sayılı CMK'nın 254/2. maddesine aykırı olarak yazılı şekilde...

            bildirmesi veya edimin yerine getirildiğinin yazı ile bildirilmesi ile gerçekleştiği, son iki durumda yazının teyidinin alınması kaydı ile mektubun mutlak iadesinin gerekmediği, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 1966/16 Esas, 1967/7 Karar sayılı kararında: "Taşıma sözleşmesinin tarafları, taşıtan ve taşıyıcıdır; teminat mektubu ile taahhüt edilen garanti akdinin tarafları ise taşıtan ile bankadır....

              -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, 24.04.1996 tarihli daha önce taraflar arasında görülüp kesinleşen davaya konu edilen anlaşma senedi başlığını taşıyan belgenin Adli Tıp Kurumundan elde edilen rapor ile sıhhatinin belirlendiği ve anılan belgenin 05.02.1947 tarih 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının aradığı belge niteliğini taşıdığı, ayrıca Borçlar Kanununun 81.maddesinden kaynaklanan yerine getirilmesi gerekli bir edimin bulunmadığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olduğuna göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 8.850.00.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 27.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Sanığa yüklenen basit dolandırıcılık suçunun, 5237 sayılı TCK’nın 157/1. maddesinde öngörülen cezasının miktarı ve üst sınırı itibarıyla tabi olduğu aynı kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıl olağanüstü dava zamanaşımı süresi ile; 5271 sayılı CMK’nın 253/21. maddesi gereğince “şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenden birine ilk uzlaşma teklifinde bulunulduğu tarih ile uzlaştırma raporunun düzenlendiği tarihe” kadar duran zamanaşımı süresi ve CMK 254/2. madde gereği edimin yerine getirilmesi amaçlı mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği görüldüğünden geri bırakma süresi eklenerek; suç tarihi olan 05/04/2007 tarihinden inceleme tarihine kadar olağanüstü dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından; 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak...

                  Ancak; Taraflar uzlaşma sonucu kararlaştırdıkları edimin taksitle yerine getirilmesi hususunda anlaştıklarından, Ceza Muhakemesinde Uzlaşma Yönetmeliği’nin 27/2. maddesine göre 5271 sayılı CMK’nun 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kabule göre de; 1)Dairemizin 15/03/2018 tarih, 2017/874 Esas, 2018/2942 Karar sayılı bozma ilamı öncesinde sanık hakkında tayin olunan hapis cezası adli para cezasına çevrildiği halde, mahkemenin bozma ilamına uyduktan sonra bozma öncesiyle aynı hükmü kurduğu, aleyhe temyiz bulunmadığı halde, bu kez tayin olunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine yer olmadığına karar vermek suretiyle sanığın usuli kazanılmış hakkının gözetilmeyerek 1412 sayılı Kanun'un 326/son maddesine aykırı davranılması, 2)Sanık hakkında kasıtlı suçtan mahkumiyetin kanuni sonucu olan 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluğunun...

                    Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, mahkeme tarafından, 231’inci maddenin on birinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.” şeklindeki hükmü uyarınca edimin ifa tarihine kadar hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca, hükmün BOZULMASINA, 17/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu