Davalı vekili, protokole konu taşınmazlar üzerine haciz şerhi konulmuş ise de bu durumun kesinlikle protokol hükümlerinin yerine getirilmesi kabiliyetinin ortadan kalktığı şeklinde yorumlanamayacağını, zira hacizlerin kaldırılma ihtimalinin olduğunu, ayrıca haciz şerhlerinin taşınmazların devrine engel olmadığını,ayrıca dava dilekçesinde konu bölümünde borçlu olunmadığının tespiti yönünde bir talepten söz edilmişse de sonuç ve istem bölümünde bu yönde bir talep olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....
Bahse konu protokolden daha sonra 29/11/2018 tarihinde, davacının ... Aydınlatma Teknolojileri Top.San.ve Tic.Ltd.Şti’deki 32120 adet hissesinin devri ve .... Şirketine haksız rekabet oluşturacak şekilde eylem ve işlemlerde bulunmama konusunda 29.11.2018 tarihinde protokol düzenlenmiş olduğunu. Davacının geçerli olduğunu iddia ettiği 31/05/2018 tarihli protokoldeki konuları da içerir yeni bir protokol olduğu, davacının tüm hak ve alacaklarının işbu protokol kapsamında düzenlendiğinin görüleceğini. Davacının kötüniyetli olarak bahse konu taleplerde bulunduğunu. 29/11/2018 tarihli protokol, davacıya yapılan kısmi ödemeler ve kendi üzerine düşen edimlerinin müvekkil tarafından yerine getirilmesi sebebiyle, taraflar arasında hukuki uyuşmazlığa sebep olduğunu. Bu kapsamda taraflarınca açılan menfi tespit dosyasının ... Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/71 E. Numarası ile derdest olduğunu. Bu dosyaya delil olarak dayandıklarını....
Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır." şeklindeki düzenleme nazara alındığında, şüphelinin ediminin ileri tarihe bırakılması nedeniyle Edremit Cumhuriyet Başsavcılığınca 5271 sayılı Kanun'un 171. maddedeki şartlar aranmaksızın, şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmesi ile uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde 171. maddenin dördüncü fıkrasındaki şart aranmaksızın kamu davası açılması, yerine getirilmesi halinde ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği halde, henüz ifa tarihi gelmediği gözetilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmediği gibi, edimin yerine getirilip getirilmediğine ilişkin de herhangi bir araştırma yapılmaksızın doğrudan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeden, yapılan eksik soruşturma sonucu verilen kovuşturmaya...
Borçlu bu yükümlülüklere uygun hareket etmek ve bunların gereklerini yerine getirmek zorundadır. Borç ilişkisinden ve özellikle sözleşmeden doğan bu yükümlülüklerin ihlâl edilmesi aynı zamanda sözleşmenin ihlâlini oluşturmaktadır. Sözleşmenin ihlâli ise kusurlu ifa imkânsızlığı (borcun hiç ifa edilmemesi), temerrüt veya gereği gibi ifa etmeme olarak karşımıza çıkmaktadır. 14. Görüldüğü üzere sözleşmenin ihlâli sadece kusurlu ifa imkânsızlığı ve temerrüt hâlinde söz konusu olmayıp ayrıca “gereği gibi ifa etmeme” hâlinde de söz konusu olmaktadır. “Gereği gibi ifa etmeme” hâli için öğretide ayrıca daha kapsamlı olan “sözleşmenin müspet ihlâli” kavramı da kullanılmaktadır. Bir borcun gereği gibi ifa edilmesi, edimin borca uygun olarak tam ve doğru bir şekilde yerine getirilmesidir. Gereği gibi ifadan söz edilebilmesi için borçlanılan edimin bütün unsurlarıyla birlikte yerine getirilmesi gerekir....
Hizmet akdinin unsurlarının gerçekleşmesi bakımından çalışmanın belirli veya belirli olmayan bir zaman içerisinde görülmesi, hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi, edimin ifasının işveren denetimi ve gözetimi altında yapılması,edimin ücret karşılığında yerine getirilmesi ve ücretin zaman esası üzerinden saptanması gerekir. Yani hizmet akdi, ücret, bağımlılık ve zaman unsurlarını taşımalıdır. Sigortalılığın oluşumu yönünden gerekli olan zaman unsuru, iş görecek kişinin belli bir zaman dilimi içerisinde, hizmetini işverenin emrine hasretmesidir. Bu zaman dilimi günün tüm süresini kapsayabileceği gibi, günün veya haftanın belli saatlerine de hasredilebilir. Haftanın veya ayın belli gün ve saatlerinde dahi çalışma söz konusu olabilir. Sigortalı sayılabilme yönünden - gerek ücretin kendisi, gerekse ödenme biçim ve yöntemi zorunlu bulunmamaktadır....
Hizmet akdinin unsurları; 1-Hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, 2-Hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait işyerinde yerine getirilmesi 3-Edimin ifası sırasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunması 4-Edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. Ücret zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi belirli ya da belirli olmayan bir zaman için alınmış veya çalışılmış oldukça hizmet akdi yine mevcuttur. Baskın olan bilimsel ve yargısal görüşlere göre "zaman" ve "bağımlılık" unsurları hizmet aktinin ayırıcı ve belirleyici özellikleridir. Çalışan kişi "zaman" ve "bağımlılık" unsurlarını gerçekleştirecek biçimde çalışmaktaysa aradaki çalışma ilişkisi hizmet aktine dayanıyor demektir. Bilindiği gibi zaman unsuru çalışanın iş gücünü belirli ya da belirli olmayan bir süre içinde işverenin buyruğunda bulundurmasını kapsar....
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu çekin dava dışı Porr Bau GmbH'nin davalıya olan 15.04.2013 tarihli sözleşmesinin teminatı olarak verildiğinin 07.05.2013 tarihli Ek Protokol de hüküm altına alındığı ve davalının 15.04.2013 tarihli sözleşmeden kaynaklı bir alacağı kalmadığı, 03.04.2015 tarihinde dava dışı şirket ile davalı arasında başka bir satım sözlemesi imzalanmış olsa da davaya konu çekin 07.05.2013 tarihli sözleşme dışındaki sözleşmeler yönünden teminat foksiyonu bulunmadığı, dava tarihinde 07.05.2013 tarihli ek protokolden kaynaklanan borcun ödendiği anlaşıldığından dava konusu çekin teminat fonksiyonu kalmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Dosya içerisindeki ... tarihli uzlaştırma raporunda, katılan vekilinin 5000,00 TL maddi zararlarının olduğunu ve ... tarihine kadar sanığın ödemesi halinde uzlaşacaklarını beyan ettiği, sanığın uzlaşmayı kabul ettiği ve bu şekilde taraflar arasında uzlaşmanın sağlandığının belirtildiği, 5271 sayılı CMK'nın 254/2. maddesinde ise, edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde, sanık hakkında aynı Kanun'un 231. maddesindeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verileceği ve uzlaşma gereklerinin yerine getirilmemesi halinde ise hükmün açıklanacağının öngörüldüğü, somut olayda da, edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılmış olduğu gözetilmeksizin ve katılandan edimin yerine getirilip getirilmediği sorulmaksızın, 5271 sayılı CMK'nın 254/2. maddesine aykırı olarak düşme kararı...
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Mahkeme tarafından uzlaştırma" başlıklı 254. maddesinde yer alan; "(1) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253 üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231 inci maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez....
-TL.düşmek ve mal aldığı her partide 3 KN teslim etmek suretiyle taahhütlerini yerine getirmeyi kararlaştırdıklarını, 2.maddede belirtilen bu edimin de davacının kendilerinden mal almaması nedeniyle yerine getiremediklerini, davalının kusuru olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre, B.K.nun 73.maddesi gereğince yetki itirazının reddine, tarafların, taraflar arasında imzalanan protokol hükümlerine uymadıkları, davalının davacı tarafından gönderilen ihtarname ile 01.08.2006 tarihinde temerrüde düştüğü, davalının protokolün 1.maddesinde belirtilen malları davacıya teslim etmediği, davalı tarafın protokolün 2.maddesinde belirtilen yükümlülükleri de yerine getirmediğinden davalının kabul ettiği borcu davacı tarafa temerrüt tarihinden itibaren ödemesi gerektiği gerekçeleriyle bilirkişi raporu doğrultusunda ve taleple bağlı kalınarak takibin toplam 38.912.-TL.asıl alacak, 7.863.68.-TL.işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.775.68....