DAVA KONUSU : Hayata Kast Ve Pek Kötü Ve Onur Kırıcı Davranış İle Evlilik Birliğinin Sarsılması Nedeni İle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kusurları ve şiddet eylemi nedeni ile tarafların eşe karşı pek kötü ve onur kırıcı muamele nedeni ile ve evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili lehine 75.000,00 TL maddi, 75.000,00TL manevi tazminat verilmesine, tazminatlara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, yine müvekkili lehine 1.400,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir...
Asıl dava, TMK 166/1.maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma, birleşen dava, zina (TMK md.161), hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış (TMK md.162) ve TMK 166/1.maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davalarıdır. İlk derece mahkemesince kadının, aşırı kıskanç tavırlar sergilemesi, erkeğe ait kredi kartı ile altın alarak ve nakit para çekerek erkeği borçlandırması, aldığı altın ve çektiği nakit paraların akıbeti hakkında erkeğe bilgi vermemesi; erkeğin ise, kadına yönelik onur kırıcı davranışlar sergilemesi nedenleriyle erkeğin az, kadının ağır kusurlu oldukları belirlenerek asıl ve birleşen davanın kabulü ile tarafların TMK 166/1.maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiş, kadının TMK 161 ve 162.maddeden açtığı boşanma davalarının reddine karar verilmiştir....
Noterliği aracılığı ile 10.01.2019 tarihli 2761 yevmiye numaralı ihtarname ile bildirildiğini, davalının hukuka aykırı eylemlerinin açıktan pek fena kullanım kapsamında kaldığını, bu hususun giderilmesi için kiracıya süreli bir ihtarın gönderilmesine gerek bulunmadığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; sözleşmeye aykırılık taşıdığı iddia edilen hususların kiralananın kullanımıyla ilgisi olmadığı gibi kiralayan tarafından sözleşmenin devamını çekilmez hale getiren bir hal olarak kabul edilemeyeceği, bu itibarla açıktan fena kullanım sebebiyle tahliye kararı verilmeyeceği, buna göre İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1648 KARAR NO : 2021/2181 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ELBİSTAN AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2020 NUMARASI : 2019/277 ESAS - 2020/404 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı davalı-karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere mahkememize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TALEP: Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 10.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat ile aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
İlgili bölge adliye mahkemesince bu husus göz ardı edilerek ve karşı davanın varlığından bahisle harcının tamamlattırılması gerektiği yönündeki gerekçesiyle kaldırma kararı verilmesi, olmayan bir davayı karşı dava haline getiremez. Bu durum kanunun açık ihlali olup bu husus gözetilerek ilk derece mahkemesince davalı kadının maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk taleplerinin boşanma davasının ferileri olarak nitelenerek ve kesinleşen kusur durumu da gözetilerek dosya kapsamı gereğince karara bağlanması gerekirken aksi düşüncelerle boşanma davasının feri nitelikli taleplerinin karşı dava olarak hükme bağlanması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Her ne kadar davacı erkek lehine 23.710,00 TL nispi vekâlet ücretine hükmolunmuş ise de bozma sebebine göre; mevcut bir karşı dava bulunmaması nedeniyle boşanma davasının ferileri yönünden davacı erkek lehine vekâlet ücreti takdir olunması da doğru görülemiş bu yönüyle de bozmayı gerektirmiştir....
Davalı-davacı vekili istinaf dilekçesi ile; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, davacı-davalı yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Asıl dava; zina (TMK. 161) kabul edilmediği takdirde, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine (TMK 166/1- 2), karşı dava ise pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış (TMK.162), kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı (TMK.166/1- 2) boşanma ve ferilerine yöneliktir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı mirasçısı ... tarafından boşanma ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davacı kadın tarafından açılan boşanma ve ziynet alacağı davalarının yapılan yargılaması sonucunda; boşanma davası kabul edilerek tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferileri yönünden karar verilmiş, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Nitelikli cinsel saldırı, kötü muamele HÜKÜM : Mahkumiyet İlk derece mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü: Sanık hakkında kötü muamele suçundan kurulan hükmün incelenmesinde; Katılanın yaralanmalarına ilişkin sağlık raporu, savunma, tanık beyanları, olayın intikal şekli ve zamanı ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın eylemleri bütün halinde kasten yaralama suçunu oluşturup, mevcut haliyle olayda kötü muamele suçu kanuni unsurları itibarıyla gerçekleşmekle birlikte ancak mahkemece kasten yaralama suçundan verilen beraat kararının kesinleştiği dikkate alınarak sanığın kötü muamele suçundan beraati yerine yazılı gerekçelerle mahkumiyet hükmü kurulması, Sanık hakkında nitelikli cinsel saldırı suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; Katılanın aşamalardaki ifadeleri...
Şöyle ki; Sanık; müştekinin yeğenidir ve aralarında Adamlı köyü köyiçi mevkiinde bulunan bir taşınmaz sebebiyle husumet bulunmaktadır. Bu husumet nedeniyle müşteki sanığı köy muhtarına şikayet etmiş, bu şikayet üzerine köy muhtarının sanığı muhtarlığa çağırıp işin aslını öğrenmek istemesi üzerine sanığın bu duruma sinirlenerek “ ben bu tarladaki otu biçeceğim, bu tarla benimdir, sen biçemezsin. Bir daha beni muhtarlığa çağırma, yoksa fena yaparım” şeklinde sözlerle müştekiyi tehdit ettiği, müştekiye fena bir şeyler yapacağı yolunda TCK 106/1- 2. cümle kapsamında kalır şekilde tehdit içeren sözler söylediği dosyada tanık muhtarın beyanlarıyla sübuta erdiği halde mahkemenin sanığın kast veya taksirinin bulunmadığından bahisle beraat kararı vermesinin ve bunun onanmasının hukuka ve kanunlara uygun olmadığı kanısındayım ve bu nedenle sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne muhalifim. Muhalefet görüşümü saygılarımla sunarım. Muhalif Üye...
Kararın gerekçesiz olması, gerekçe ile hüküm fıkrasının arasında çelişki bulunması ve bu gibi kamu düzenine aykırılık teşkil eden ve istinaf denetim ve yargılamasının yapılmasına engel oluşturan hususlarda HMK’nın 353. maddesi kapsamında değerlendirilerek kararın kaldırılarak ilk derece mahkemesine gönderilmesini gerektirmektedir. Somut olayda; davacı, dava dilekçesinde boşanma nedeni olarak, ayrı, ayrı, TMK’nun 162. Maddesi gereğince, Onur kırıcı davranış, pek kötü muamele, TMK’nun 166/1. Maddesi gereğince evlilik birliğinin temelden sarsılmasına dayalı boşanma nedenlerine dayanmıştır. Davacının dava dilekçesinde iki ayrı boşanma sebebine dayalı, talebinin olduğu, mahkemece kısa kararda ve hükümde sadece davanın reddine denilmekle yetinildiği, kararın hangi talebe ilişkin olduğunun yeterince açık olmadığı, bu hususun gerekçeden de anlaşılmadığı görülmektedir....