"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar-birleştirilen dava davalıları vekili tarafından, davalı-birleştirilen dava davacısı aleyhine 16.11.2006 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi; davalı-birleştirilen dava davalısı vekili tarafından davacılar-birleştirilen dava davalıları aleyhine 17.06.2013 gününde verilen dilekçe ile paydaşlıktan çıkarılma talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl dava dosyasında davanın kabulüne, birleştirilen dava dosyasında davanın reddine dair verilen 16.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-birleştirilen dava davacısı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle satışın genel açık arttırma ile yapılacağının satış bedelinin paydaşlara tapu...
Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Paydaşlar veya mirasçılar arasında taşınır ve taşınmaz malların taksimi ve şüyuunun giderilmesi (TMK m. 642, 696- 699) davaları (paydaşlıktan çıkarma dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür. Dairemizce yapılan ön inceleme sonucunda; Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 5. Hukuk Dairesi iş bölümünün, 2. maddesinde belirtilen düzenleme nedeniyle davanın niteliğine göre, istinaf incelemesine bakma görevi 5....
Dava, komşuluk hukukuna ya da tesis edilen baz istasyonunun salt sakıncalarına değil; davacı ...’in paydaşlıktan kaynaklanan mülkiyet hakkına; diğer davacılar bakımından da bu yerde ikamet ettikleri iddiasına dayalıdır. Bu durumda, mahkemenin, baz istasyonundan yayılan radyasyonun limitin altında kaldığı gerekçesi yerinde değilse de, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmediğinden bu husus üzerinde durulmamıştır. Öte yandan, bilimsel verilere uygun olarak belirlenen ecrimisile hükmedilmesinde yasasya aykırı bir durum yoktur.O nedenle davacıların temyiz itirazları yerinde değildir reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 445.25.-TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 16.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak 6537 Sayılı Yasa tarafların murisinin ölüm tarihinden sonra yürürlüğe girdiğinden bu davada uygulama olanağı bulunmamaktadır. 3- Davacının paydaşlıktan çıkarılması istemi; TMK'nın 696.maddesi gereğince belli şartların varlığının ispatı halinde paydaşın paydaşlıktan çıkarılmasına karar verilebilir. Ancak yargılaması yapılan uyuşmazlık ortaklığın giderilmesi talebine dair olup paydaşlıktan çıkarılma istemiyle bir dava açılmamıştır. Bu nedenle eldeki davada bu yöndeki bir istemin incelenme imkanı yoktur. 4- Sulu tarım arazisi niteliğindeki 422 ada 4 parsel sayılı taşınmazın parsel büyüklüğü ve paydaş sayısı dikkate alındığında aynen taksimi mümkün olmadığı gibi mahkemece tapudaki paylara göre satıştan elde edilecek paranın dağıtılmasına karar verildiğinden bilirkişinin raporunda payları hatalı göstermesinin bir önemi yoktur....
Mahkemece davacılar murisine ait özel parselasyonda yer alan 267,00 m² toplam payına hükmedildiği halde, davacıların ifrazen oluşan 2330 ada 341 ve 342 parsellerdeki paylarının iptali ile paydaşlıktan çıkarılmasına karar verilmesi gerekirken, sadece yol olarak el atılan 343 parsel yönünden payının iptali ile terkin kararı verilmesi, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının terkine ilişkin bendin sonuna gelmek üzere (864 ada 60 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 2330 ada 341 ve 342 parsel sayılı taşınmazlardaki davacılar adına kayıtlı payların iptali ile davalı idare adına TESCİLİNE,) kelimelerinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusu edilen 44360 ada 4 parsel sayılı taşınmazda paydaş olan ancak kararda isimleri bulunmayan Osman Gülden, Ömer Lale ve Muharrem Bölükküçük en son getirtilen tapu kaydına göre payların satarak paydaşlıktan ayrılmışlardır. Karar başlığında adları yazılı olan diğer paydaşlar T5 T17 ve T30 yargılama sırasında paylarını satarak paydaşlıktan ayrılmışlardır. Ancak paydaşlardan muris Ali oğlu 1966 doğumlu T10 mahkemenin gerekçeli kararından sonra 29.07.2019 tarihinde vefat etmiştir. Dosya içesinde uyaptan alınan nüfus kaydına göre T16 ile Rabia Hanife Özdemir mirasçısı olarak kalmışlardır. Bunun yanı sıra en son tarihli güncel tapu kaydına göre, Uğur Uzundikme, T11 ve Hedimeana Uzundikme 18.06.2018 tarihli intikal ile dava konusu taşınmazda paydaş olmalarına rağmen davada taraf olarak yer almamışlardır. Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden göz önüne alması gerekir....
Çıkarma kararına karşı ortak, kararın noter aracılığıyla kendisine bildirilmesinden itibaren üç ay içinde iptal davası açabilir. Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkarılması hali saklıdır. (TTK madde 640). Bu minvalde genel kurulca alınan ortaklıktan çıkarma kararı davacı yönünden hakkın elde edilmesinin güçleşeceği ya da tamamen imkansız hale geleceği duruma yol açabileceğinden ve haklılık durumu yaklaşık olarak ispat edildiğinden Mahkemece yürütmenin durdurulmasına yönelik tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf talebinin KABULÜ ile; İstanbul 12....
Hukuk Dairesi iş bölümünün 2. maddesinde; "Paydaşlar veya mirasçılar arasında taşınır ve taşınmaz malların taksimi ve şüyuunun giderilmesi (TMK m. 642, 696- 699) davaları (paydaşlıktan çıkarma dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar," ve 3. maddesinde; "Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi istemli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenlemeler yer almıştır. Bu düzenlemeler karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi'ne aittir. HMK 352/1 maddesinde ''Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar verilir.'' hükmü öngörülmüştür. Dairemizce yapılan ön inceleme sonucunda; Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 5....
Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun 01/07/2022 tarih 1047 sayılı kararı ile belirlenen ve 01/09/2022 itibaren geçerli olan Hukuk Daireleri iş bölümü kararı gereğince;"Paydaşlar veya mirasçılar arasında taşınır ve taşınmaz malların taksimi ve şüyuunun giderilmesi (TMK m. 642, 696- 699) davaları (paydaşlıktan çıkarma dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar," ile ilgili uyuşmazlıklara 23.Hukuk Dairesi bakmakla görevli olduğundan, Hukuk Daireleri İş Bölümü ortak hükümleri 3. maddesi ile "asıl dava ile ilgili ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin kararların inceleme görevi, asıl davaya bakacak olan daireye aittir" şeklinde düzenlendiğinden dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, Dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere HMK' nın 352 maddesi uyarınca incelemeyi yapmakla görevli İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23.HUKUK DAİRESİ'NE GÖNDERİLMESİNE, “karar verilmiştir. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23....
Böyle bir amacın gerçekleşme olasılığı bulunmayan hallerde, sorunlu paydaş yönünden paydaşlıktan çıkarma (Md. 696, 697), nihayet paylı mülkiyetin sona ermesi (Md. 698-699) düşünülmüştür. Görüldüğü üzere yasa koyucu, öncelikle, kimi halde devamı zorunlu paylı mülkiyet ilişkisinin ayakta tutulmasına özen göstermiş, paydaşlık ilişkisinin ve paydaşlığın sona erdirilmesini son çare olarak amaçlamıştır. Yasanın bu amacı 693/2. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, mülkiyet çekişmesi ve sorunu olmayan paylı taşınmazlarda, kullanma ve yararlanma biçimi yönünden hakimin müdahale zorunluluğu bulunduğu tartışmasızdır....