Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ödenen miktarlar dikkate alındığında davacının vekili aracılığı ile talep ettiği yıllara ilişkin ecrimisil talebininden daha fazlasını davalıdan ecrimisil olarak tahsil ettiği ve buna ilişkin davacı vekilinin ahsu kabz yetkisinin olduğu belirlenmekle davacının ecrimisil alacağını fazlası ile tahsil etmesine rağmen işbu davada mükerrer olarak ecrimisil talebinde bulunması yerinde görülmemiş ve talebinin reddine, yönelik karar verilmiştir....

2008 yılına kadar olan fındık bedelleri için ecrimisil davası açıldığın bu kere 2009-2010-2011-2012 yılları için ecrimisil talep ettiklerini, şimdilik 27.000,00 TL ecrimisil bedelinin her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/109 Esas, 2012/183 Karar sayılı ve Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin denetiminden geçerek 24.01.2014 tarihinde kesinleşen dosyasındaki bilirkişi raporunda 07.09.2009 ile 07.09.2008 tarihleri arası dönem için toplam 7.500,00 TL ecrimisil bedeli tespit edildiği ve bilirkişi raporunda, anılan dosyadaki bilirkişi raporundaki hesaplamanın bağlayıcı olduğu belirtilerek, ve yıllık kira artış oranı %10 kabul edilerek, 07.09.2009-07.09.2010 tarihleri arası dönemde toplam ecrimisil miktarı 6.333,11 TL, 07.09.2010-07.09.2011 tarihleri arası dönemde toplam ecrimisil miktarı 6.966,42 TL, 07.09.2011-07.09.2012 tarihleri arası dönemde toplam ecrimisil miktarı 7.663,07 TL, 07.09.2012-07.09.2013 tarihleri arası dönemde toplam ecrimisil miktarı 8.429,37 TL, 07.09.2013-09.01.2014 tarihleri arası dönemde toplam ecrimisil miktarı ise 3.861,35 TL. olmak üzere 07.09.2009 ile dava tarihi olan 09.01.2014 arası dönemler için toplam 33.253,32 TL ecrimisil bedeli tespit edildiği anlaşılmaktadır...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ,ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi,ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir....

        Davalı vekilinin temyiz itirazına gelince; Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, tarafların paydaşı olduğu çekişme konusu 463 m2 yüzölçümlü, tarla niteliğindeki 2918 parsel ile 1670 m2 yüzölçümlü, avlulu kerpiç ev ve ahır niteliğinde olan 427 parsel sayılı taşınmazların tamamını davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın işgal ettiği, aynı taşınmazlar hakkında daha önce taraflar arasında görülen bir önceki dönem (07.09.2006-20.09.2007 tarihleri arası) ecrimisil davasının Biga Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.07.2009 tarih, 2007/1135 Esas, 2009/741 karar sayılı kararı ile kabulle sonuçlandığı, anılan kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği dikkate alınarak davacının payına isabet eden ecrimisilin yazılı şekilde hüküm altına alınmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu hususlara yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine....

          İtinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Hemen belirtilmelidir ki, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur....

          Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması hâlleridir. 24. Paydaşlar, TMK'nın 689/1. maddesine göre kendi aralarında oybirliğiyle anlaşarak yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda kanun hükümlerinden farklı bir düzenleme yapabilirler. 25. Bu bağlamda, paylı malın maddi varlığı bölünmeye elverişli ise her paydaşa belli bölümlerin özgülenmesi suretiyle kullanılması konusunda anlaşabilirler....

            İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe gibi) doğal ürün veren yada (işyeri, konut gibi) kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması hâlleridir....

              İlk derece mahkemesince mahallinde keşif yapılmış, tanıklar dinlenilmiştir, paydaşlar arasında intifadan men koşulunun gerçekleştiği, davalının dava konusu taşınmazı kullandığı, davacı paydaşın dava konusu taşınmazı kullanmadığı kabul edilerek, bilirkişiler tarafından emsal araştırması yapılarak tespit edilen ilk dönem için ecrimisil miktarına sonraki dönemler için ÜFE uygulanarak oluş ve dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve az yukarıda belirtilen ilke ve esaslara uygun olarak hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve tespit edilen ecrimisil miktarından davacının hissesine düşen miktar üzerinden ecrimisile hükmedilmesi ve davacının hissesi oranında elatmanın önlenmesi kararı verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunun kabulü gerekmiştir....

              Öte yandan; elbirliği veya paylı mülkiyette paydaşlar arasında bir şeyden kullanma yoluyla yararlanma 11.03.1950 tarih ve 11/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca semere mefhumuna girmediğinden hukuki semere sayılmaz. Ecrimisil talep edebilmek için yararlanma isteğinin kullanana iletilmesi ve yararlanmasının engellenmesi gerektiği Yargıtay'ın yerleşik uygulamaları ile de sabittir. 25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Somut olaya gelince, davacılardan ..., ... ve ...’in ... 12....

                UYAP Entegrasyonu