GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "Davalıya usulen duruşma günü bildirilmeden gıyabında yargılama yapılıp sonuçlandırılması, ecri misil ödenmesine ilişkin ihbarnamenin davalıya ait olup olmadığının saptanmaması, tahakkuk ettirilen bedelin davalı tarafından ödendiğine dair dosyada inandırıcı bir kanıt bulunmadığı halde yetersiz inceleme ile karar verilemeyeceği, tarafların tüm delilleri celbedilip mahallinde keşif yapılıp Hazine dayanağı vergi kayıtları ve ecri misil ihbarnameleri uygulanıp sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine çekişmeli parsellerin tespit gibi davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm , davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Ecri misil tazminatı yönünden ise davacı tarafın ek dava ile talep edebileceği ecri misil miktarı 536,30 TL olmasına ve davacı tarafın 100,00 TL talep etmesi nedeniyle bu miktara hükmedilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince 3.430,37 TL'ye hükmedilmiş ise de, davacıların hissesi nispetinde hükmedilen ecri misil miktarları, hüküm tarihi itibariyle ilk derece mahkemesi kararları için kesinlik sınırı olan 5.880,00 TL'den az olduğundan, davalı vekilinin istinaf itirazının HMK'nın 352. Maddesi gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Alacağın bir kısmı için dava açılabilir. Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması koşulu ile de ek dava açılması olanaklıdır. Ek dava ise, asıl dava kesinleştikten sonra ya da zaman aşımını kesmek gibi amaçlarla asıl dava kesinleşmeden önce açılabilmektedir. Davalı ek davada derdestlik itirazında bulunamaz. Çünkü, kısmi dava ile ek davanın ilişkin olduğu alacak kesimleri farklıdır, yani müddeabih farklıdır....
Mahkemece; Asıl ve birleşen davanın kısmen kabulu ile 102.595,00- TL el atma tazminatı ile 7092- TL ecri misil bedelinin, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili ile payları oranında davacılara ödenmesine, İstanbul ili, Kartal ilçesi, Soğanlık mahallesi, 10713 ada 26 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi İmam Yaşartekin'in 19/12/2019 tarihli raporuna ekli krokisinde A harfiyle gösterilen 26,14 m² alanlı kısmın ifraz edilerek idare lehine yol olarak terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş olup, karara karşı davalı idare vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan rapora itirazlarının karşılanmadığını, bedelin yüksek belirlendiğini, ecri misil talep edilemeyeceğini, haksız fiil olmadığını ileri sürmüştür....
Dava dosyasının incelemesinde; davacının terditli talepte bulunduğu ve mahkemece bedel iadesine ilişkin talebinin kabul görülerek karar verildiği anlaşılmakla birlikte davada kabul edilen talep bakımından reddedilen bir bedel olmamasına rağmen yanlış gerekçe ile “Ecri misil ve cezai şart talebi mahkememizce yerinde görülmeyen tapu iptali ve tescili talebine ek olarak istenilmiş, güncel değerin ödenmesi talebinde ise ayrıca istenilmemişse de, ecri misil ve cezai şart talebinin tapu iptali ve tescili talebinden bağımsız, sözleşmeye dayalı bir alacak istemi olduğu, sözleşme geçersiz olduğundan, ecri misil ve cezai şart bedeli ödeneceğine dair hükümlerin de geçersiz olduğu, dolayısı ile davacının bu bedelleri talep etmesi yasal olmadığından, ecri misil ve cezai şart talebi isteminin reddine” karar verildiği belirterek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Ecri misil taleplerine yönelik olarak; İstinaf incelemesine konu edilen mahkeme kararı ile hüküm altına alınan ecri misil bedeli 4.840,94 TL olduğundan; a-Davacıların ıslah dilekçesiyle artırdıkları miktar da dikkate alındığında sonuç ecri misil taleplerinin 25.727,54 TL olduğu, hükmolunan ecri misil bedelinin ise 4.480,94 TL olduğu, buna göre davacıların 21.246,60 TL lik ecri misil talepleri reddedilmiş olmakla; 4650 Sayılı Yasa ile değişik 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 14/3. maddesi uyarınca kamulaştırma davalarında paydaşlar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından reddolunan ecri misil talepleri yönünden her bir davacının payına düşen miktarın 6100 sayılı HMK'nın 341/2 maddesinde 2021 yılı kesinlik sınırı olarak belirlenen 5.880,00 TL'den az olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK'nın 352/1- b maddesi uyarınca davacılar vekilinin hükmolunan ecri misil bedeline yönelik istinaf başvuru dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. b-Hükmolunan ecri misil bedelinden her...
Hukuk Dairesi 2014/1962 Esas 2015/286 Karar sayılı kararı), dava konusu taşınmazları uzun süredir davalı kullanmakta ise de davanın açılması ile davacıların rızasının ortadan kalktığının kabul edileceği, davalının söz konusu taşınmazlarda hissesinden fazla yer kullanmasının haklı ve geçerli bir sebebe dayanmadığı, davacının kayıttan kaynaklanan mülkiyet hakkına üstünlük tanınması gerektiği, ayrıca davacının dava konusu taşınmazda hiç yer kullanmaması nedeniyle ecri misil talep edebileceği, dinlenen tanık beyanlarına özellikle tarafların kardeşi olan Mehmet Yükselir'in ayrıntılı beyanına göre davacı Mustafa'nın dava açılmadan iki yıl önce davalıdan kendi hissesine düşen yeri talep ettiği, daha öncesinde dava konusu yeri davalının kullanmasına ses çıkarmadığı, bu nedenle davacı Mustafa'nın dava tarihinden önceki iki yıla ilişkin ecri misil talep edebileceği anlaşılmakla; davanın meni müdahale talebi yönünden kabulü ve de ecri misil talebi yönünden kısmen kabulüne, yönelik karar verilmiştir...
Hal böyle olunca, kesinleşen dosyada alınan bilirkişi raporunda taşınmazın niteliğinin tarım arazisi olarak değerlendirilerek ecri misil tazminatının hesaplandığı, eldeki dosyada ise mevcut bilirkişi kurulu raporuna göre, Belediye Başkanlığı'nın 07.05.2012 tarihli ve 20 sayılı Meclis kararına göre, dava konusu taşınmazın Belediye Mücavir alan sınırları dahiline alındığının belirtildiği ve bu nedenle taşınmazın vasfının arsa olarak değerlendirildiği hususları da gözönüne alınarak, taşınmazın tarla vasıflı olduğu yıllar ile arsa vasıflı olduğu yılların tespit edilerek, kesinleşen mahkeme ilamında son yılda belirlenen ecri misil değeri esas alınarak, açıklanan ilkeler doğrultusunda bilirkişilerden ek rapor alınarak, sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Celsesinde 2 nolu ara karar ile "Davacı vekiline dava dilekçesinin konu başlıklı bölümünde davalının uhtesinde duran davacı şirkete ait araçların teslimi istenmiş ise de sonuç ve istem başlıklı bölümünde iade ve teslime yönelik talebin bulunmadığı tedbir mahiyetinde araçların teslimini talep ettiği görülmekle, dava dilekçesi ve talebini açıklamak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde beyanda bulunmadığı takdirde davanın sadece ecri misil talebi yönünden devam edeceğinin ihtarına," şeklinde ara karar kurulmuş ve davacı vekili tarafından 29.12.2020 tarihli beyan dilekçesi sunularak " müvekkil şirketin ecri misil talebimiz bulunmaktadır, müdahalenin meni talebimiz şimdilik bulunmadığından davanın ecri misil yönünden inceleme yapılmasını " şeklinde beyanda bulunulduğundan davaya Ecri misil talebi yönünden devam edilmiştir....
işgalin helen sürmekte olduğunu müvekkilinin bu güne kadar vuku bulan zararların tazmini hususunda ecri misil ve kamulaştırma bedelinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 10/03/2015 NUMARASI : 2015/57-2015/208 Taraflar arasındaki ecri misil istemine ilişkin davada Bakırköy 6. Asliye Hukuk ve Bakırköy 7. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ecrimisil istemine ilişkindir. Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın kat mülkiyetinden kaynaklandığı belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh hukuk mahkemesi tarafından ise, uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından kaynaklanmadığı, ecri misil istemi yönünden davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde çözülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Kat Mülkiyeti Kanununun Ek 1. maddesi hükmüne göre bu Kanundan doğan anlaşmazlıkların (değerine bakılmaksızın) sulh hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir....