WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse, kayıtta paylı eylemsel olarak(fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyuun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun(TMK) 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa, uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi TMK'nın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir....

    Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK'nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır....

      Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK'nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır....

        Hukuk Dairesi         2022/6346 E.  ,  2022/6932 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KONYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ Dava; eser sözleşmesine dayalı alacağın tespitiyle kanuni (TMK 893/3) ipotek tesisi ve tescili istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 6. Hukuk Dairesine gönderilmesine 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

          Örneğin genel yollar, köprüler, meydanlar gibi devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlardan yararlanma hakkı doğrudan kamuya bırakılanlara haksız elatma hâlinde bunlardan yararlanma hakkı çiğnenen herhangi bir kimse, yararlanma hakkına dayanarak elatmanın önlenmesi davası açabilir. Zira gerçek kişilerin kadastro paftasında veya imar planında yol olarak bırakılan yerlerde genel yararlanmadan kaynaklı kişisel hakları bulunmaktadır. Bu nedenle genel yararlanma hakkına dayalı olarak yola yönelik elatmanın önlenmesi istemini içerir dava açmakta hukuki yararı mevcut olup, haklı ve geçerli bir sebep olmaksızın elatanlar hakkında dava açabileceği kabul edilmelidir. Bu genel açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece dava konusu yerin niteliği tam olarak belirlenmeden hem mülkiyet hakkına dayalı paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi hem de yola vaki elatmanın önlenmesi davalarına ait ilkeler gerekçe yapılmak suretiyle direnme kararı verilmesi doğru değildir....

            'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili kullanma biçiminin oluştuğu ve çekişmeli bölümün davacıya bırakıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Çekişme konusu 518 sayılı parselin davacı, davalılar ve davaya dahil edilen kişiler adına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, daha önce eldeki davanın davacısı ... tarafından eldeki davanın davalısı ... ve arkadaşları aleyhine açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1996/93 E sayılı elatmanın önlenmesi davasında o dönemki paydaşlar arasında rızai taksimin kabul edildiği ve anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiği ancak 2002 yılında taşınmazda pay satışlarının yapıldığı ve önceki davadaki paydaşlar dışında başka kişilerin de paydaş oldukları kayden sabittir....

              O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir....

                O hâlde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK'nın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Hâl böyle olunca; yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda, davalı ...’in tapu maliklerinden ... mirasçısı olduğu iddiası ile ilgili olarak veraset ilamı temin edilerek, davalının tapu maliki olup olmadığının belirlenmesi, taraf delilleri toplanıp araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetli değildir....

                  Kanun’un “Yararlanma, Kullanma ve Koruma” başlıklı 693 üncü maddesi aynen “Paydaşlardan her biri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Uyuşmazlık hâlinde yararlanma ve kullanma şeklini hâkim belirler. Bu belirleme, paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibarıyla paydaşlar arasında bölünmesi biçiminde de olabilir. Paydaşlardan her biri, bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir” hükmünü taşımakta olup 4721 sayılı Kanun’un 689/1 inci maddesi uyarınca paydaşlar, kendi aralarında oy birliğiyle anlaşarak yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda kanun hükümlerinden farklı bir düzenleme de yapabilirler. 35. Yararlanma, kullanma ve yönetime ilişkin konularda paydaşların yaptıkları düzenleme ve aldıkları kararlar ile mahkemece verilen kararlar, sonradan paydaş olan veya pay üzerinde aynî hak kazanan kimseleri de bağlar (4721 sayılı Kanun, md. 695/1). 36....

                    Görüldüğü üzere yasa koyucu, öncelikle, kimi halde devamı zorunlu paylı mülkiyet ilişkisinin ayakta tutulmasına özen göstermiş, paydaşlık ilişkisinin ve paydaşlığın sona erdirilmesini son çare olarak amaçlamıştır. Kanunun bu amacı 693/2. maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde, mülkiyet çekişmesi ve sorunu olmayan paylı taşınmazlarda, kullanma ve yararlanma biçimi yönünden hakimin müdahale zorunluluğu bulunduğu tartışmasızdır. O halde hakim, paydaşlık ilişkisinin devamında fayda ve zorunluluk olan hallerde, paydaşların sicilden kaynaklanan haklarını ihlal etmeksizin, diğer paydaşların hakları ile bağdaştığı ölçüde, somut olayın özelliğini, taşınmazın konumunu, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, tarafların ihtiyaç ve gerçeklerini gözetmek suretiyle paylı malın kullanılmasının zaman veya yer itibariyle paydaşlar arasında ne şekilde bölünebileceğini saptayıp buna göre karar vermek durumundadır....

                      UYAP Entegrasyonu