"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ :ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, kayden paydaş oldukları 2876 parsel sayılı taşınmaza, komşu ...parsel sayılı taşınmaz maliki olan davalıya ait binanın tecavüzlü olduğunu ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, iyi niyetle ve kendi taşınmazı içinde kaldığı düşüncesi ile binayı yaptığını belirterek bedeli karşılığında binanın bulunduğu kısmın adına tescil edilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacıların kayden paydaş olduğu çaplı taşınmaza davalının yapmış olduğu binanın tecavüzlü olduğunun keşfen sabit olduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından duruşma talepli olarak süresinde temyiz edilmiş olup, duruşma talebi değerden red edilerek yapılan inceleme sonucunda; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....
Mahkemece; el atmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin kısmen kabulü ile 15.06.2014/20.11.2014 tarihleri arasında 408 TL ecrimisile hükmedimiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davalı vekilinin el atmanın önlenmesinin kabulüne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2. Davalı vekilinin ecrimisil yönünden temyiz itirazlarına gelince; davacı cevaba cevap dilekçesinde ‘dava tarihinden itibaren’ demek suretiyle ecrimisil isteminde bulunmuş, mahkeme ise 15.06.2014/20.11.2014 tarihleri arasında ecrimisile hükmetmiştir. Mahkemece; taleple bağlılık ilkesine aykırı davranılmış, davacının talep ettiğinden fazlasına hükmedilmiştir....
un tecavüzü olduğunu belirterek el atmanın önlenmesini ve tecavüzlü bölümün kal'ini talep etmiştir. Birleşen dosya davalısı .... vekili, davalı şirketin taşınmazı dosya üzerinde seçerek almış olduğunu, fiili durumun şirketçe bilinmediğini, şirketin iyiniyetli olduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl davanın davalı ... ve dahili davalı olduğu belirtilen .... yönünden reddine, davalılar ...,...Ltd. Şti., ... mirasçıları ve birleşen dosya davalısı .... yönünden kabulü ile el atmanın önlenmesine ve 27.11.2013 tarihli bilirkişi raporu ekindeki krokide (B) ve (H) harfleri gösterilen bölümlerin kaline, karşı davaların kabulü ile el atmanın önlenmesine ve 27.11.2013 tarihli bilirkişi raporu ekindeki krokide (F) harfi ile gösterilen bölümün kaline karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-karşı davalı ... vekili, davalı-karşı davacılar ..., ...vekili, davalı-karşı davacılar ..., Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde yine intifadan men koşulu aranmaz. 2. Somut olayda; her ne kadar dava tarihinde davacı kayden maliki olduğu 178 ada 15 parsel sayılı taşınmaza yönelik olarak çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım istemleriyle eldeki davayı açmışsa da, yargılama sırasında davacıya ait 178 ada 15 parsel sayılı taşınmaz ile davalıya ait 176 ada 16 parsel sayılı taşınmazın imar uygulaması sonucu 1139 ada 4 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü ve davacı ile davalının 1139 ada 4 parsel sayılı taşınmazda paydaş haline geldikleri anlaşılmıştır....
Birleşen davada davacılar vekili, dava konusu taşınmazın 1/5 paydaş maliki olan ...’nin müdahalenin men'i, kal ve ecrimisil istemiyle dava açtığını, müvekkillerinin bu taşınmazın 4/5 paydaş malikleri olduklarını, 1336 parsel nolu taşınmaza davalılarca imara aykırı taşkın ve tecavüzlü bina inşaa edildiğini belirterek, el atmanın önlenmesini, tecavüzlü bölümün kalini, 10.000 TL ecrimisilin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava ... Çilekçi tarafından el atmanın önlenmesi ve ecrimisil talebiyle, birleşen dava ise, dava konusu 1336 parsel sayılı taşınmazın diğer malikleri tarafından el atmanın önlenmesi, ecrimisil ve kal talebiyle açılmıştır....
Öyleyse, davacının payına karşılık dava konusu taşınmazda kullanabileceği yerler olduğuna göre davacı paydaş, diğer paydaşlardan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteyemez ve davanın reddi gerekir. Hâl böyle olunca; el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteme koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 09.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
DAVA TARİHİ : 15.01.2019 KARAR : Davanın kısmen kabulü ile el atmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 27. Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2019/3 E., 2021/219 K. Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; el atmanın önlenmesi talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının çok paydaşı bulunan taşınmazda 6646/12658 oranında paydaş olduğu, davalının kayıttan kaynaklanan herhangi bir hakkının bulunmadığı, davacının pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan yapılan kira sözleşmesine icazet vermediği, bu nedenle TMK'nin 683.madde kapsamında paya vaki el atmanın önlenmesini talep edebileceği, ancak yargılama esnasında dava konusu yer boşaltıldığından konusuz kalan el atmanın önlenmesi davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ancak davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek yargılama giderlerinden sorumluluğuna hükmedilmesi gerektiği; davalının taşınmazın bir kısmını taşınmaz maliki olarak bildiği şahıslardan kiraladığı, haksız şagil olmadığı yönünde savunmada bulunduğu, kiraya veren paydaş ...'...
Dava, komşuluk hukukuna dayalı el atmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Mahallinde yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişi raporunda ceviz ağaçlarının 786 parsel sayılı taşınmazda bulunduğu belirtilmiştir. Davada el atmanın önlenmesi yanı sıra kal istemi de söz konusu olduğu hallerde tüm maliklerin davada yer almaları gerekir. Bu durumda 786 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı getirtilerek ,var ise dava dışı malikler usulüne uygun davada yer almaları sağlanmalı, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bozulması gerekmiştir....
Bu nedenle mahkemece sadece ecrimisil bedeli esas alınmak suretiyle karar ve ilam harcı alınması, el atmanın önlenmesi yönünden nisbi harç alınmaksızın davanın ikamesi ve yürütülmesi yasal olarak olanaklı değildir. Bu durumda öncelikle keşifte hazır bulunan bilirkişilerden ek rapor alınmak suretiyle taşınmazlarda el atılan kısımların değerinin tespitinin sağlanması, bu değer üzerinden nispi peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir. Öte yandan kabule göre de ; dava konusu taşınmazlarda davalının da paydaş olduğu gözetilerek davacının payı oranında el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken mutlak elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir....